Geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşen 19. Milli Eğitim Şurasında Osmanlı Türkçesi'nin zorunlu ders olarak bütün liselerin öğretim programlarında yer alması teklifinin benimsenmesinin ardından Osmanlıca konusu gündemin en önemli maddelerinden biri haline geldi. Şu anda 61 bin öğrencinin tercihli, 5 binden fazla öğrencinin zorunlu olarak okuduğu Osmanlıca dersi, 'mezar taşı' tartışmalarının da ortasında kaldı. Osmanlıca öğrenmenin zorluğuna dair birçok yorum yapılırken Türkiye'nin ilk ve tek Osmanlıca yayın yapan dergisi 'Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi' tam aksini iddia ediyor.
85 yıl aradan sonra çıkan ilk Osmanlıca dergi olan Osmanlıca Dergi, 2013 yılında yayın hayatına başladı. Başlangıçta üç ayda bir yayınlanan dergi yoğun ilgi nedeniyle 2014'ten bu yana aylık olarak yayınlanıyor. Türkçe ve Osmanlıca metinlerden oluşan dergi, bütün Osmanlıca okuma seviyelerine uygun içerikler sunuyor.
Cumhuriyet döneminin ilk Osmanlıca dergisi olarak anılan Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi, Osmanlıca öğrenmek isteyenlere de bulunduğu seviyeyi ilerletmek isteyenlere de hitap ediyor. Osmanlıca öğrenmenin zannedildiğinin aksine çok kolay olduğunu her fırsatta vurgulayan derginin bir de sloganı var; 'Osmanlıca öğrenmek 15 dakikadır'
Derginin genel yayın yönetmeni Metin Uçar, bu sloganın içini doldurduklarını özellikle ifade ediyor. "Katıldığımız tüm fuar organizasyonlarında standa kurulan masaya ziyaretçileri davet edip, '15 dakika karşılığında Osmanlıca öğrenmek ister misiniz' diye soruyor ve eğitime başlıyoruz" açıklamasında bulunan Uçar, ilgiden de gayet memnun. Osmanlıcanın zor olduğuna dair bilinçli bir şekilde yıllardır yürütülen karalama kampanyasına rağmen insanların bu teklifi geri çevirmediğini ve bugüne dek kimsenin “bu çok zor, yapamıyorum" diyerek masadan kalkmadığını vurguluyor. “Günümüz sesli harflerine bedel 4 okutucu harfi kavradıktan sonra Osmanlıca okumaya başlamak için birkaç dakika yeterli."
Osmanlıca, sadece arşivdeki belgeleri, mezar taşlarını, padişah fermanlarını okumak değil, bunlar uzman işi" diyen Uçar, buradan başlayarak Osmanlıca öğrenmenin zor olduğu düşüncesini ortadan kaldırmak için çabaladıklarının altını çiziyor. “İlk amacımız insanları Osmanlıcanın giriş kapısına çekebilmek, bunun gayet kolay olduğuna ikna etmek, gerisi zaten kendiliğinden geliyor."
Derginin içinde çeşitli Osmanlıca seviyelerinde hazırlanmış belge ve kitabe okumalarının yanı sıra bulmacalar, fıkralar, hikayeler bulunduğuna dikkat çeken Uçar, Osmanlıcayı tarihe gömmek isteyenlere karşı çağın insanına uygun içeriklerle Osmanlıcanın yaşayan bir dil olduğunu göstermek istediklerini belirtiyor.
Metin Uçar, derginin çıkışını planlarken Osmanlıcanın okullarda seçmeli ders olarak okutulması veya zorunlu ders olması ihtimalini hiç plana katmadıklarını ve durumun tamamen tevafuken geliştiğini söylüyor. “Bizim amacımız Osmanlıcanın zor olduğuyla ilgili tabuları yıkmak, Osmanlıcayı herkesle buluşturmak ve ilgiyi buraya çekmekti. Kaynak bulmakta zorlananlara da bir kaynak olmak istedik. Osmanlıcanın seçmeli ders olması sonrasında büyük bir ihtiyacı karşıladı dergimiz. Bunu görmek de bizi çok mutlu etti. Mesela Galatasaray Lisesi 11. sınıf öğrencileri arayıp, Osmanlıca dersi için dergiden çok istifade ettiklerini söyleyerek teşekkür ettiler. Biz de gidip kendilerini ziyaret ettik. Bizim için teşvik oluyor böyle geri dönüşler almak. Şu ana kadar olumsuz hiçbir dönüş almadık."
Metin Uçar, son tartışmalar için ise, “Osmanlıca öğrenmenin ne faydası var diyenlere Osmanlıca öğrenmenin kime ne zararı var diyoruz, yüzlerce yıllık bir birikimin kapısını aralamak için Osmanlıca öğrenmeye herkesi davet ediyoruz, bunun hiç zor olmadığını, belge okumaktan, mezar taşı okumaktan ibaret olmadığını son derece zevkli olduğunu da kısa sürede fark edeceklerine inanıyoruz" cümleleriyle herkesi Osmanlıca öğrenmeye çağırıyor.
