Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü köşe yazısında Kurtlar Vadisi senaristi Bahadır Özdener'in master hocasının kim olduğunu yazdı.
Kurtlar Vadisi senaristinin master hocası
PAZAR günü SkyTurk'te “Bildiğin Gibi Değil” programını izliyorum.
Ali Saydam ve Özlem Gürses'in sunduğu programın konukları “Kurtlar Vadisi” dizisinin senaryo yazarları Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan.
Sohbet sırasında Bahadır Özdener ilginç bir şey söylüyor:
“Allahın bize nasip ettiği bir şey var” diyor.
Acaba Filistin konusunda, kendi kendilerine bir misyon mu yüklemişler diye düşündüm.
* * *
Dün Bahadır'ı arayıp bunu sordum.
“Şunu söylemek istedim. Ben çok sevdiğim insanlarla, çok sevdiğim bir işi yapıyorum. Kendimi dünyanın en şanslı 10 insanı arasında görüyorum. Yaptığımız iş, sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu'da, Kazakistan'da Balkanlar'da ses getiriyor.”
“Kurtlar Vadisi sadece bir film değil mi?” diye sorduğumda şu cevabı veriyor:
“Kurtlar Vadisi Irak'ta propaganda etkisi çok yüksek bir filmdi. Amerika'da ses getirdi. Konu Kongre'ye kadar taşındı. Filmden üç-beş ay sonra Ebu Garip hapishanesi kapatıldı.”
Bu sözler yaptıkları filmlere uluslararası bir etki gücü atfettiklerini gösteriyor.
Şimdi “Kurtlar Vadisi Filistin'de” filmini yapmaya karar vermişler.
“Ancak bu kararı, son olaylardan önce almıştık. Bu tartışma film için iyi bir başlama vuruşu oldu” diyor.
Bu filmin sinematografik gücünün daha fazla olacağına inanıyorlar.
Son günlerde bütün Türkiye'den çok olumlu tepkiler almışlar.
* * *
Benim asıl merak ettiğim konu ise Hükümet'ten bir mesaj gelip gelmemesiydi.
Yani “İyi yaptınız devam edin veya aman iş büyüyor bunu durdurun” gibi bir mesaj var mı?
Başbakan veya başka bir hükümet üyesi aramış mı?
“Hayır kimse aramadı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu çok iyi tanırım. Arasa o arardı” diyor.
Davutoğlu'nu nereden tanıdığını sorduğumda ise çok ilginç bir bilgi veriyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'Kurtlar Vadisi' filminin senaryosunu yazan Bahadır Özdener'in master hocasıymış.
“1999 yılında Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde master yaptım. Yaptığım yer, 'Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü'ydü.” O yıllarda Öcalan henüz yakalanmamış, Suriye en büyük düşmanımız. Buna rağmen Davutoğlu bize komşu ülkelerle ilişkilerimizi mutlaka düzeltmeliyiz diyordu.”
Anladığım kadarı ile Davutoğlu, o yıllarda Bahadır'ı epeyce etkilemiş.
Bu bilgi bana, Kurtlar Vadisi senaryosunun arkasında, akademik bir geçmişin bulunduğunu gösteriyor.
Hiç de küçümsenecek bir ayrıntı değil bu.
Peki Filistin konusu niye bu kadar ses getirdi?
“İsrail'e dokunulamayacağı duygusu insanları rahatsız ediyor. Sanıyorum bundan.”
“Filmde biraz antisemitizm yok mu” sorusuna ise şu cevabı veriyor:
“Antisemitizm Batı menşeli bir olgudur. İslam dünyasında antisemitizm yoktur.”
* * *
Bahadır'ı ve Kurtlar Vadisi ekibini iyi tanıyorum.
Los Angeles'ta Sharon Stone'la filmi çekerken ben de oradaydım.
Epey sohbet ettik.
Hepsi çok zeki insanlar.
Senaryoyu nasıl yazdıklarını anlattılar.
Ancak ben, sinemaya böyle eski Sovyet zihniyetindeki gibi “agit-prop” yani ajitasyona yönelik bir propaganda misyonunun yüklenmesini sevmiyorum.
Böylesine gergin bir bölgede, böylesine kritik bir konu, “agit-prop” görsel efektlerle desteklendiği zaman, “sokak diplomasisinin” çok etkili bir aracı haline dönüşüyor.
“Sokak diplomasisi”, Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesinde olduğu gibi, çok olumlu sonuçlar verebilir.
Ama negatif bir olgu olarak kullanıldığında, tamamen ters etki yapabilir.
Çünkü “sokak”, diplomasinin katalizörüdür.
Fazla kaşımamak, siyasilerin de, sinemacıların da, ülkelerin de yararınadır.
Yarın karşımıza öyle bir Kürt filmi çıkar ki, “Geceyarısı Ekspresi”ni mumla ararız
