YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

En ucuz tüketilen insan!

 
Biliyorsunuz bu köşede daha çok alışverişlerde karşılaşılan problemlere yer veriyor, hergeçengün zorlaşan hayat şartlarının üstüne eklenen tüketici sorunlarına çözüm arıyoruz. Bugün müsaadenizle bir süreden beri beni kelimenin tam anlamıyla tüketen; aslında beni duygusal ve zihinsel olarak, fakat bu ülkenin çaresiz insanlarını her yönden mahveden bir gerçekten söz etmek durumundayım.

 

Geçtiğimiz ayın 21'i akşamı yolum Eyüp'e düştü. Arada bir uğradığım bu yerde, donduran soğuğa rağmen beni herzamankinden fazla kendine çeken birşeyler vardı sanki. İliklerime işleyen soğuk gözlerimi birden caminin az ilerisinde yanmakta olan ateşe çevirdi. "Aman Allahım! Sanki bu ateş benim için yakılmış" diye düşünürken içim ısındı ve ayaklarım alevlerin sıcacık renginin çekimine kapıldı. Sonra kulaklarım tahta parçaları ile ateşi körükleyen beyin sesiyle irkildi; "Fatma yaklaş! Donacaksın." Bankta battaniyelerin altında oturanın bir kadın olduğunu o zaman anladım. Donmak üzere olan kadının imdadına bu özel mekanda önce Allah sonra durağın taksi şöförleri yetişmiş... Battaniye biraz aralandığında Fatma'nın yılların yorgunu yüzünü ve dalgın gözlerini gördüm önce.. Bir de perişan üstünü-başını. Yanına oturdum usulca neden burada olduğunu, kimsesi olup olmadığını sordum. Keşke sormasaydım; bir de yaşını... 50 yılı aşkın kadın için zaman 16 yaşında durmuş meğer! Zamanı kim durdurdu söylemedi Fatma... Ya da kimler! Fatma diyorum annem yaşındaki hanıma, çünkü insan hissettiği yaştadır derler. Cevaplayamadı sorularımı, soyadı, hatta annesi bile... silinmiş herşey sanki 16 yaşında. Duraktakiler Fatma'nın Eyüp'ün insanı olduğunu, bankta yatıp kalktığını, artık tuvalet ihtiyacını karşılayamadığını, bütün çabalarına rağmen çözüm konusunda kendilerinin de çaresiz kaldıklarını söylediler.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Sağlık Daire Başkanı'nı aradım önce. Belediyenin ambulansı geldi. Aklıma tabii ki önce Dar-ül Aceze geldi. Oraya gittiğimizde kapıda bizi bekçiler karşıladı. Yetkililer acil servislerinin olmadığını, hastamızın donma problemine bunun için çözüm bulamayacaklarını ifade ettiler. Üstelik hastamızın kimlik sorunu da varmış. Yani aslında Fatma hiç yaşamıyormuş, çünkü kimliği yokmuş! Yolumuz acilen karakola düştü.

Eyüp Merkez Karakolu'nda gece nöbetiydi...

İlçe Emniyet Müdürü de mıntıka kontrolüne çıkmış... Kendisine Fatma'nın kimlik problemini anlattım. Kimsesiz olduğu ve soyismini bile hatırlayamadığı için Fatma'nın kimlik tesbiti yapılamadı.

Durum tesbitini belirten karakol zabtı için de sabahı beklememiz gerekti. Ambulansı başka Fatmalar vardır mutlaka diye fazla tutmamak için çaresiz gönderdim. Aslında ben Fatma'ya kalacak sıcak bir yer bulmuştum ama Emniyet Müdürümüz'ün son zamanlarda yaşanan organ hırsızlığı olaylarıyla ilgili uyarısına hak verdim. Çaresiz o geceyi karakolda geçirecektik. Ne önemi vardı ki canım...

Alt tarafı birkaç saat. Üstelik kalınacak yer de karakolun nezarethanesi değil oturma salonuydu. Fatma'nın yüzünde beliren gülümsemeler beni rahatlatmıştı.

Zaten sabah yapacak çok işimiz vardı... Sabah karakolda Amir Sait Bey'e durumu anlattık. Allah razı olsun altta yer alan durum tesbiti tutanağının yanına bir de hastaneye verebilmem için yazı hazırladılar. Bu arada Darülaceze'deki gibi sorun çıksın istemediğim için İl Sağlık Müdürlüğünü aradım. Prosedür Basın Danışmanı Songül Hanım tarafından halledildikten sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde Başhekim Yardımcısı Latif Alpkan bizimle ilgilendi...

Bu arada Fatma Hanım'ın başka bilgilerini değil ama soyismini hastane kayıtlarından öğrendik. Fatma Hanım hastaneye yattı. Fatma Hanım'ı kaldığı serviste ziyarete gittik, kıyafetleri değiştirildi, sterilizasyon konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özürlüler Koordinasyon Merkezi'nden iki aylık malzeme temin edilip hastabakıcılara teslim edildi.

Fatma yine sokaklarda!!!

Hastane yetkilileri bana hastamızı sürekli barındıramayacaklarını, söylemişlerdi ama yine de içim rahattı. Çünkü hastanenin Sosyal Hizmet Uzmanı dahil herkeste müstear ismim değil gerçek adımın yazılı olduğu dernek kartvizitim, cep telefonu dahil bana ulaşacakları bütün numaralar mevcuttu ve ben herkese özel olarak hastayı acilen taburcu etmeleri gerekirse beni haberdar etmelerini rica etmiştim...

Geçtiğimiz Cumartesi akşamı... Hastaneyi aradığımda içim yandı... Nöbetçi hastane yetkilileri Fatma Hanım'ın taburcu edildiğini söylüyor, annesine teslim ettik deniyor fakat başka bilgi verilmiyordu.

Fatma nerede?

İçimden bir ses Fatma'ya yine Eyüp Sultan Türbesi'nin kucak açtığını söylüyordu. Eyüp Merkez Karakolu'nu oradan aldığım numarayla taksi durağını aradığımda acı gerçeği öğrendim. Bütün kimsesizlerin ve Fatma'nın sahibi olan Allah'a şükürler olsun Fatma Yaşıyordu ama... Daha fazla yazamayacağım. Şimdilik bu resim yetecek zaten!

Hasta bir kadını karda-kışta-gecede banklara mahkum eden sistemsizlik nasıl çözülür?

Cevabını birlikte arayacağız...


http://www.tuketiciler.org/turkish/kim.htm
15 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...