YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İlgi çeken gelişmeler... Ve sorular

 
Batman, PKK terörünün merkezi. Aynı zamanda Hizbullah'ın da merkezi. Batman Valisi, koruculardan oluşan özel birliği, bu ilde kuruyor.Üç buutlu bir olay. Üstelik silâhların bir bölümünün JİTEM'e verildiğinin vali tarafından açıklanması, hadiseye bir başka boyut daha kazandırıyor.

 

Batman, PKK terörünün merkezi. Aynı zamanda Hizbullah'ın da merkezi. Batman Valisi, koruculardan oluşan özel birliği, bu ilde kuruyor.

Üç buutlu bir olay. Üstelik silâhların bir bölümünün JİTEM'e verildiğinin vali tarafından açıklanması, hadiseye bir başka boyut daha kazandırıyor.

Kaleşnikof ithal ediliyor; roketatar, mermi ithal ediliyor. Bunların bir bölümü Jandarma'da, bir bölümü Emniyet'te. Ama bir kısmı kayıp!

İşte kayıp silâhlar: Kaleşnikof (448 adet), El bombası (1450 adet) Roketatar (180 adet), Kannas (9 adet), Telsiz (300 adet), Tabanca (120 adet) (Milliyet - 13 Şubat 2000)

Bu arada, Urfa, Gaziantep, Mardin'de Hizbullah evlerinde, çok sayıda silâh çıkıyor ortaya. Ve Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapısı el bombaları.

Fabrika soyguna mı uğramış, bombalar ihraç edilecek diye, resmi yoldan Makine Kimya Endüstrisi'nden çıkmış ve yeniden yurda geri mi gelmiş? Hiçbir şey belli değil.

Batman eski Valisi Salih Şarman, "Asıl MKE araştırılsın" çağrısında bulunuyor. Bence her şey araştırılmalı.

Vali özel birlik kurar mı , kurmaz mı? Çiller ve Demirel'in açıklamalarına bakılırsa, böyle bir birlikten çok kişinin haberi var.

Doğruyu tartışalım

Galiba yanlış bir hususu tartışıyoruz.

Birliğin kuruluşundan ziyade, kayıp silâhların ve silâhların gerçek maliyetinin üzerinde durulmalı.

1- Kime gitti bu kayıp silâhlar?

2- Kaç paraya alındı, kaç paradan kayıtlara geçirildi?

3- Acaba vali, güvenlik için mi birliği kurdu? Öncelikli amacı çıkar sağlamak olabilir miydi?

Valilik, Kaleşnikof'un tanesini 1200 dolardan satın almış. Silâh konusuna aşinâ bir dost, "Kaleşler'in değeri 400 doları aşmaz" dedi. Aradaki fark neyin nesi? Dünkü Radikal (14.Şubat.2000), zaten Kaleşler'de yenilen kazığı ortaya koymuş.

Batman eski Valisi Salih Şarman'ın, Ankara'daki villasının ilk taksidini, niçin, yüklü miktarda silâh satın aldığı Trigon firması ödedi? Hakikaten ödedi mi?

Acaba güvenlik perdesi arkasında bazılarının hedefi, kendilerine çıkar sağlamak olabilir mi?

Bu yüzden kayıp silâhlar kadar, silâhların gerçek maliyetleri, Kinteks firmasından öğrenilmeli. Ve dünya fiyatları ile kontrol edilmeli.

Türkiye gibi NATO üyesi, ambargoya tâbi olmayan itibarlı bir ülke, bu tip harcıâlem silâhları istediği devletten, uygun bir bedelle her zaman alabilir.

Aksiyon'un haberi

Aksiyon dergisinde Hizbullah'ın ölüm listesi yayınlandı. İsimler eğer doğruysa, bu örgüt, bir yönüyle, Susurluk'un tasfiyesine yönelmiş gibi görünüyor.

Aydoğan Vatandaş imzalı haberde, "ilginç ölüm listesindeki" bazı adlar şunlar:

"Dilek Örnek (uyuşturucu kuryesi), Nurettin Güven (Uyuşturucu kaçakçısı... MİT ile irtibatlı) Hurşit Han (Uyuşturucu kaçakçısı) Sami Hoştan (Topal'ın iş ortağı), Yaşar Öz (Uyuşturucu kaçakçısı ve istihbarat ile ilişkili), Hadi Özcan (Çete), Sedat Peker (Çete) ve Bülent Orakoğlu (Emniyet İstihbarat/ Askerden bilgi sızdırdığı gerekçesiyle yargılandı, beraat etti)"

Listede gerçekten bu kişilerin ismi var mı? Varsa, acaba ne anlama geliyor? Hizbullah PKK'dan sonra başka bir hedefe mi yönelmişti? Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu ile Yeşil irtibatı ve ölüm listesinde yer alan isimler, birarada düşünülürse, bazı cevaplara ulaşmak kolaylaşıyor.

Devlet bağırsaklarını temizlerken acaba Velioğlu'ndan mı yararlanacaktı? Yoksa İçişleri Bakanı Tantan ve İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, pişmiş aşa su mu kattı?

Kurt, kuzu ve niyet

Batman'da özel birlik Çiller zamanında kurulmuş. Ortadan kaldırılması ise Refahyol dönemine rastlıyor.

Milliyet'ten Fikret Bilâ, Vali Salih Şarman'ın ağzından yazıyor:

Soru: Batman taburunun akıbeti ne oldu?

Şarman: Refahyol kurulunca, bize gönderilen kaynağı Erbakan kesti. Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'ndan geliyordu para. Bu kaynağı kesti. Bu yüzden tabur dağıldı.

Kazara bu birlik Erbakan tarafından kurulmuş olsaydı, artık Refah'ın liderini Hizbullah işbirlikçisi ilân eder, idamla yargılardık herhalde.

Birliğin faaliyetine Erbakan'ın talimatı ile son verilmesi ise, bir köşe yazısının sütunları arasında kaybolup gidiyor.

Adnan Hoca ile FP'yi ilişkilendirme çabaları da öyle. Haberlerin satır aralarını okusanız, 1999 seçimlerinde Adnan Hocacılar'a, Recai Kutan'ın kapılarını kapadığını, bunun üzerine onların DYP'ye yakınlaştığını anlarsınız. (4.Şubat.2000 tarihli Hürriyet'te çıkan "Hoca'ya kadın gönderdiler" başlıklı haber))

Kurt (!) kuzuyu yemeğe kararlıysa, mazeret üretmek kolay.

Bence son günlerin en çarpıcı açıklamalarından birini Aydın Menderes yaptı: "FP kabahatsiz kötek yiyen bir parti!" dedi.

Acı ama gerçek.

Sadece parti değil, temsil ettiği kitle de sürekli kötek yiyor.

Çare, partinin kendi kaderini eline almasıdır.

Önümüzdeki günlerde bu istikamette bazı gelişmeler olabilir.

Kahramanmaraş'ın kurtuluşu törenindeki temsili oyun, eğer Refahyol döneminde sergilenseydi acaba ne olurdu?

O kara peçeli, karaçarşaflı iki kadın, kazara Erbakan'ın katıldığı bir törende ortaya çıksa ve Fransızlar da horlansaydı, ikinci bir Sincan olayı yaşamaz mıydık?

Oysa o törende, işgal altındaki topraklarda kadının namusuna, iffetine el uzatıldığı anlatılmak isteniyor. Buluttan nem kapmaya gerek yok.

Apo operasyonu

12 Şubat 2000 tarihli Zaman'da Ertaç Tinar'ın açıklamaları da önemli. Tinar'ın adı, Susurluk'ta hibe silâhlar dolayısıyla duyuldu. Sonra silâhların hibe olmadığı, örtülü ödenekten 25 milyon dolar harcama yapıldığı ortaya çıktı. Tinar, çok şeyler bilip de sır saklayan bir üslup ile konuşuyor:

"Ben bu işleri gerçekleştirirken, devletle yaptığım sözleşmenin, kendime düşen kısmını, yurt dışındakileri gerçekleştirdim. O yüzden hayattayım. Yoksa vururlar adamı. Nesim Malki'yi nasıl vurdular?"

Soru: "Kim bunlar?"

"Kiminle anlaştıysanız. Sen bana bunu yapacaksın, ben sana bunu yapacağım. Peki ben sana bunu yaptım mı ne vereceksin?"

Soru: "Bu görevlerden biri Öcalan'ın ortadan kaldırılması ise, görev yerine gelmediğine göre neden para ödensin? Sizin devletten istediğiniz bir kaç milyon dolar, başka bir işin karşılığı mı?"

"Bunlar devlet sırrı"

Soru: "MİT sizin devletten tahsil edemediğiniz 10-15 milyon doların peşine düştüğünüzü söylüyor. Hizmet görülmediğine göre, paranın peşine neden düştünüz?"

"Ben hizmet görüldüğü inancındayım. Kutlu Savaş görülmediği inancında. Bu bir tefsir"

Ertaç Tinar, defalarca Bekaa Vaadisi'ne gitmiş; hizmet dediği sakın Apo'ya karşı düzenlenen, bilâhare haber verildiği için yarım kalan operasyon olmasın?

Acaba bu sebebten dolayı mı, birileri hizmet görülmedi derken, Ertaç Tinar "Hizmetin görüldüğü" kanaatini taşıyor?

Apo da, kendisine haber verenin bir siyasi parti liderinin yakını olduğunu söylemedi mi? Yalçın Küçük'ün de bu konuda bildikleri var.

Madem bağırsaklar temizleniyor, bu "ufak tefek" (!) sırları da dışarıya atalım bari.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Mossad destekli Apo operasyonundan, PKK lideri nasıl haberdar oldu ve kaçtı?


15 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...