T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Aziz Nesin'den Necip Fazıl'a

Aziz Nesin Vakfı'nın Cem Karaca'ya lâyık gördüğü muameleyi, umarım, kaçırmamışsınızdır. Ünlü mizah ustasının yaş günü kutlama toplantısına dâvet edilen Cem Karaca, bir gazetede çıkan, "Eşimle birlikte Fethullah Gülen'in şiirlerinden oluşan bir kasette yer alacağız" yolundaki sözleri üzerine dışlandı. Vakıf, sevilen sanatçıya, "Dâvetimizi geri alıyoruz, gelmeseniz daha iyi olacak" haberini gönderdi. Cem Karaca Mevlâna gönüllüdür, "Eyvallah" demekle ve "Ben Necip Fazıl'ı da Nazım Hikmeti'i de aynı şevkle okurum" demekle yetindi...

Bu olayı duyduğumda zihnime üşüşenler yüzünden, "Aziz Nesin Vakfı gerçekten Aziz Nesin'in mirasını devam ettirmek niyetinde mi?" sorusunu o gün bugün aklımdan çıkaramıyorum.

Aziz Nesin'in ölümünden sonra kendisiyle ilgili fazla kitap yayınlanmadı. En kapsamlı kitaplardan biri, Toplumsal Dönüşüm Yayınları tarafından çıkarılan 'Tersine Tebbet'tir. Yalın İstenç Kökütürk'ün hazırladığı kitapta, Nesin'in ölümünden sonra her eğilimden gazetede çıkan yazılar derlenmiştir. Ölümü öncesi sebep olduğu olaylarla kendisini gündemin ortasına oturtmayı bilmiş Aziz Nesin hakkında hâlâ önemli başvuru eserlerinden biri bu kitap... Kökütürk, önsözde, "Fethullah Hoca'nın şiirini okuyanın bizim toplantımızda işi yok" tavrıyla haber olan Aziz Nesin Vakfı'nın, 'Tersine Tebbet' kitabının yayınını engellemek için giriştiği çabaları anlatıyor... Vakıf adına Ahmet Nesin, "Öyle bir kitabı vakfa gelir amacıyla biz yayınlayacağız" demiş... Kökütürk, "Resmen bir savaş yaşadık" diyor gelişmeler için...

Toplumsal Dönüşüm kitabı çıkardı, ama Aziz Nesin Vakfı'nın 'basında çıkan yazılar' diye bir kitap yayınladığını duymadım...

Aziz Nesin, ömrünün son yıllarını, hayatının ilk döneminden oldukça farklı ilgilerin peşinde geçirmişti. 'Böyle Gelmiş Böyle Gitmez' adını taşıyan anılarında, Şeyh icazetli, cinlere meraklı babasının kendisini hâfız yapmak istediğini anlatır. Kuleli'ye ve Harp Okulu'na gidişi sonradır.

Askeri okulda yatılı okuduğu günlerin Aziz Nesin'in anılarında anlatılış biçiminin Türkiye'de müthiş bir gürültü kopardığını kaç kişi hatırlar bugün? Anlattıklarına en ciddi tepki kendisi de askeri okul kökenli bir başka yazardan gelmişti: Necip Fazıl Kısakürek'ten... İddiaya şiddetle karşı çıkan Necip Fazıl, tanık olarak, deniz lisesinden devre arkadaşı Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ü gösterir. Aziz Nesin, sonunda, sözlerini düzeltir...

Bu olayı hatırlamama, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından çıkartılan 'Necip Fazıl Albümü' sebep oldu. Bir yıl önce (Mayıs 2000) yayınlanmış olmasına rağmen elime yeni geçen albümde, Necip Fazıl'ın hayatının değişik evrelerinde çekilmiş fotoğraflarına yazı, şiir ve konuşmaları eşlik ediyor. Son bölümde de dosyalarda saklanmış yazışmalar yer alıyor.

Üstad'ın saklamaya değer gördüğü mektuplardan biri, kurduğu vakfın şimdiki yöneticilerinin Necip Fazıl adını duymaya bile tahammül edemediği Aziz Nesin'e ait... İşin en güzel tarafı, "Üstad" diye başlayan eski yazılı mektubun her satırında yazanın takdirini belli etmesi... Aziz Nesin'in Necip Fazıl'a hayranlık duyduğu açık; mektubun bir yerinde, "Kültür Bakanlığı ödülünü almakla bakanlığı onurlandırdınız" demesinin başka bir anlamı olabilir mi?

Edebiyat tarihi açısından da değeri olduğuna inandığım 5 Aralık 1980 tarihli mektubunda şunları yazmış Aziz Nesin:

"Üstad. Çoktan beri ziyaretinize gelmek istiyorum. Ancak ben, sizden uzakta oturuyorum. Çatalca'da kimsesiz çocuklar için kurduğum vakıfta yaşamaktayım. Yine de bir gün ziyaretinize geleceğim.

"Kültür Bakanlığı büyük ödülünü kazandığınız için sizi candan kutlarım. Bu ödülü almakla Kültür Bakanlığını onurlandırdınız.

"Size gelecektim, ama üç gün sonra Almanya'ya gidiyorum; bir ay sonra döneceğim.

"Altı yıldan beri 'Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı' adı ile bir yıllık çıkarmaktayım. Size son sayısını gönderiyorum, tetkik etmeniz için. İnşallah yüzüncü yaşınızda da sizi tebrik etme bana kısmet olur. Ben sizden dokuz yaş küçüğüm. Nesin Edebiyat Vakfı Yıllığı için yetmişbeşinci yaşınıza dair bir yazı vermenizi rica ediyorum. Bu yazıyı eski Türkçe yazabilirsiniz, size daha kolay gelirse. Yazmaya zamanınız yoksa bu mektubu size getiren hanıma söyleyerek yazdırabilirsiniz. Ama ben sizin yazınızı tercih ederim. Yazı istediğiniz uzunlukta olabilir. Her ne isterseniz yazınız. Mesela yetmişbeşinci yaşınız dolayısıyla bir muhasebe, geçmişle muhasebe... Yahut hatıralarınızdan bir bölümü anlatabilirsiniz. Şiirinizde yahut tiyatro yazarlığınızdaki merhaleleri de açıklayabilirsiniz, ya da büsbütün başka şeyler...

"Yazınızla birlikte bir de fotoğrafınızı rica ediyorum. Bu yıllığın neşri gecikmişti, bu münasebetle mümkün olduğu kadar çabuk gönderirseniz beni sevindireceksiniz. Ziyaretinize geleceğim. Yolunuz düşerse bir gün sizi vakfa da misafir etmekten şeref duyarım. Neslihan Hanımefendi'ye lütfen saygılarımı bildiriniz."

Aziz Nesin, mektubunu, "Her zaman dostlukla" cümlesiyle tamamlamış...

Cem Karaca'ya tepkiyle başlayan son tartışmanın üzerinden iki hafta geçti; vakıf çevrelerinden bir tek kişi bile çıkıp, "Beyler yanlış yapıyoruz" demedi. "Aziz Nesin Vakfı, Aziz Nesin kadar kibar değil" tespitimi herhalde yanlış bulmazsınız...


30 Aralık 2001
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED