|
|
BİTMEYEN TADİLAT
Tarih boyunca, ibadet ve kültür merkezi olarak milyonları buluşturan camilerimizin, günümüzde bitmeyen tadilatları nedeniyle tam olarak ibadete açılamıyor. 1986 yılından beri 1-7 Ekim tarihlerinde Camiler Haftası'nı kutluyor, camilerin toplumu yönlendirmelerindeki önemi üzerine bir kez daha düşünüyoruz. "Mihrabıyla mabed, minberiyle devlet, kürsüsüyle hizmet" mekanları olan ve "Ümmü'l buyût (evlerin anası)" olarak kalplerde yer bulan camiler, dertlerin devagâhı, ruhların karargâhı... Peki tarih boyunca, ibadet, kültür, adalet merkezi olarak milyonları buluşturan camilerimizin hali nasıl? İstanbul'un simgesi haline gelen ve yüzyılların yorgunluğunu çeken büyük camilerin sırtındaki yük, depremde gördükleri zararla birlikte daha da büyüdü.
Kırık camlar, kapılarİstanbul'un fethini akla getiren Fatih Cami'nin içinde tadilat sürüyor. Süleymaniye Camii'nin bahçesi, hasar nedeniyle yapılan inşaatın molozları ile dolu. Yıllardan beri düzenlemesi bitmeyen ve artık "yılan hikayesi"ni hatırlatan, Mimar Sinan'ın çıraklık eseri Şehzade Camii ve daha önceleri tadilatta kullanılan ucuz ve kalitesiz malzemeler yüzünden her geçen gün daha da çürüyen Beyazıd Camii. Bu manzaralar, sadece ibadetlerini yapmak isteyen mü'minlerin değil, İstanbul'un kutsal mekanlarını görmek isteyen turistleri de rahatsız ediyor. Mü'minleri bezdiren bu manzaranın müsebbibi ise değişmiyor: "Ödenek yok" ve "eskiyi düzeltmek, yenisini yapmaktan daha zor" bahanelerine sığınan Vakıflar Genel Müdürlüğü.
'BEYAZIT CAMİİ, 30 YILDA BİTER'
Beyazıt Camii Külliyesini Koruma Derneği Başkanı Adil Sarmusak Anıtlar Yüksek Kurulu'nun, depremden sonra hasar gören camilerin tadilatı için ana statüye dokunmadan mahalli imkanlarla yapılması için karar aldığını hatırlatıyor. Sarmusak, camilerin ayda ancak bir kez para toplayabileceklerini belirterek, "En son sadece 150 milyon 500 bin lira topladık. Bu kadar para ile tadilat ancak 30 yıl sonra biter" diyor. Sarmusak Beyazıt Camii'nin sadece depremde aldığı hasar ile değil, daha önceden bakımsızlık nedeniyle yıprandığına da dikkat çekiyor. Kurşun örtüsünün değişmediğini, cam ve çerçevelerin değişmediği için binanın su aldığını, sıva ile duvarların birsbirlerinden ayrıldığını anlatan Sarmusak, restorasyon çalışmaların aslına uygun yapılmadığını vurguluyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |