T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Krizin sorumlusu acaba kimdir?

İktidarı paylaşan "sözde lider"lere, "illiyet bağlantısı"nı (causalite) nasıl öğreteceğiz acaba?

Ecevit şubat ayında, ekonomik krizin sorumlusu olarak, Cumhurbaşkanı Sezer'in "terbiye dışı davranışlar"ını gösteriyordu..

Şimdi de, IMF'yi sorumlu tutmaya başlamış..

Bu "illiyet bağlantısı" ile, "sebep sonuç" ilişkilerine doğru teşhis koyabilirsiniz..

Örneğin bir uçak yolculuğunuz var..

Taksiye biner, havaalanına doğru yollanırsınız.. Yolda taksinin lastiği patlar. Lastik onarılırken beklediğiniz için, uçağı kaçırırsınız.. Bir sonraki bindiğiniz uçak düşer ve ölürsünüz..

Bu durumda aileniz, lastiği patlayan taksinin şoförüne dava açıp, tazminat isteyebilir mi?

Öyle ya.. Taksi sizi geciktirmese, düşmeyen uçağa binecek ve sağ kalacaktınız..

Mesela, kendisi ve koalisyon hükûmeti dışında herkesi ve her kurumu "krizin sorumlusu" olarak ilan eden Ecevit'e, bu "illiyet bağlantısı" kavramını nasıl anlatabiliriz?

Bir başka örnek verelim..

2'nci Dünya Savaşı'nın başında, Alman uçakları Londra'yı bombalarken, yaşlı bir İngiliz kadın, evinde tuvalete girer.. İşini bitirdikten sonra, sifonu çeker ve aynı anda ev, büyük bir gürültü ile kadının başına çöker..

Enkazı kaldıran kurtarma ekipleri, yaşlı kadını, taşın toprağın arasından çıkartırlar.

Kadıncağız bu sırada, dehşet içinde ve kısılmış bir sesle bağırmaya çalışarak, aynı cümleyi tekrarlamaktadır..

-Ben sifonu evi yıkacak kadar hızlı çekmedim.. Ben sifonu, evi yıkacak kadar hızlı çekmedim..

Onu kurtaranlar, evin, sifonun çekilmesinden ötürü değil, eve o anda düşen bir Alman bombası yüzünden yıkıldığını anlatmakta, zorluk çekerler..

Nasıl anlatabiliriz bu "sözde liderlere", krizin sorumlusunun kendileri ve krizin nedeninin de "kötü yönetim" olduğunu?..

1991'den beri her seçimde ANAP'ı yenilgiye sürükleyen ve 28 Şubat döneminde de, "şaibeli icraat" yüzünden Meclis'te Başbakanlık'tan devrilen Mesut Yılmaz, şimdi yeniden "koalisyon ortağı lider" olabildiğine göre, bu "illiyet bağlantısı"nı neden anlasın ki?

Hüsamettin Özkan, "Etibankçılar"ın çıkarttığı "Sabah"ı okuyarak mı anlayacak, ekonomik krizin nedenleri arasında "banka boşaltmaları"nın da olduğunu?

Mesela Devlet Bahçeli'ye, acaba milli ve yerel bir vaka örneği vererek, onun bu "illiyet bağlantısı"nı anlamasını ve "ekönomi"ye daha sağlıklı bakmasını sağlayabilir miyiz?

Geceleri dağıtıp evine geç giden ve her seferinde de hanımından ağır fırça yiyen bir dostumuz vardı..

Böyle bir sarhoşluk içinde, yine gece eve gelmiş.. Bahçe katındaki evinin panceresini dışarıdan açmış.. Hanımını uyandırmamak için sessizliğe önem vererek, pencerenin pervazından bacaklarını atıp, odaya girmek isterken, dengesini kaybedip odanın zeminine düşmüş.. Ve o anda, müthiş bir gürültü kopmuş..

Kendi kendine söyleniyormuş..

-Ben nasıl böyle bir gürültü çıkartabilirim?.. Şimdi karım uyanıp, bana bağırmaya başlayacak..

Bahtsız ayyaş nereden bilsin ki, o anda çıkan gürültünün nedeni, Haydarpaşa önünde çarpışan, biri Rumen, iki tankerdeki petrolün infilakidir..

İşte bu "İlliyet Bağlantısı" böyle birşey..

Yapman gereken hiçbir reformu yapma.. Boşaltılan bankaları, Hazine'den fonla.. Kamu bankalarını, ek bütçe kaynağı gibi kullanıp, sen boşalt.. Özelleştirmeleri yapma, devleti küçültme.. Dövizi dondur, ihracatı baltala, ithalatı teşvik et..

Sonra da kriz patlayınca, bunun sorumlusu olarak Cumhurbaşkanını veya IMF'yi suçla..

Diyecek tek söz var bu durumda..

-Sizi Kemal Derviş bile kurtaramaz!..

ŞAKA

Viagra uyarısı!..

Amerikalı doktorlar "Viagra" kullananları uyarmış..

-Dikkat edin.. Viagra kullananlardan bazıları kör oluyor, demişler..

Bu normal değil mi?

"Aşkın gözü kördür" zaten..

Aşkın kör gözünü, seksin açmasını kim bekliyordu ki?

ANAP

Helal olsun böyle örgüte!..

Devleti ve ekonomiyi düzlüğe çıkartırken çok yoruldular ya.. Bu takımın as oyuncularından Mesut Yılmaz da, dinlenmek için Antalya'da bir tatil-köyüne gitmiş..

Önemli haberleri hiç kaçırmayan televizyon kanallarından birinde gördüm..

ANAP'ın muzaffer lideri ve başarılı koalisyonun ortağı Mesut Yılmaz, üzerinde kırmızı (veya bordo) bir "T-Shirt"le, tatil-köyünün resepsiyonuna indi.. Orada, lacivert-gri bayramlık elbiselerini giymiş, kravatlı birtakım adamlar, önleri ilikli, liderlerinin geçmiş bayramını kutlamak için bekleşiyorlardı..

"ANAP örgütü"nün üyeleriymiş bu zevat..

Televizyonda haberi izlerken, içimden "helal olsun böyle örgüte" diye geçirdim..

Kimbilir son ekonomik krizle, bu örgütün üyelerinden kaç tanesinin serveti yarıya indi?..

"Örgüt" olarak, seçmenin yüzüne bakacak halleri olmasa gerek..

Liderlerin ürettiği krizin daha da büyümesini önlemek için, Kemal Derviş, Washington'da kapı-kapı dolaşıp para arıyor..

Ve bunlar hâlâ, lacivert elbiseleri ile, liderlerini, resepsiyonda kutlamak için beklemekteler..

-Helal olsun böyle örgüte!..


11 Mart 2001
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED