T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Her medyanın bankası olur mu?

Derviş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği toplantısında ne güzel konuşmuş değil mi?

Şöyle demiş..

-Bir kamu bankası bir partiye bağlı, bir kamu bankası başka partiye bağlı.. Böyle bir düzen içinde gidemeyiz.. Bunu kökünden halletmeliyiz. Bir daha bu kapı açılmamalı..

Bakalım Kemal Derviş, bundan sonraki hangi toplantıda şunları söyleyecek?

-Her gazetenin ve her televizyon kanalının sahibi olan sermaye grubunun, bir veya birkaç bankası var.. Bu, hem bankacılık sektöründe haksız rekabete, hem de medyanın devlete bağımlı olmasına yol açar.. Bunu kökünden halletmeliyiz.. Bir daha bu kapı açılmamalı..

Ne dersiniz?

Kemal Derviş, böyle bir konuşma yapabilir mi?

Ya da şu düşünceleri içeren bir konuşma yapsa..

-Kriz yaşayan bütün gelişmekte olan ülkelerde, "ahbap-çavuş kapitalizmi", sistemin önce yozlaşmasına, sonra da çökmesine sebep oldu.. Türkiye'de bu süreç, özellikle 28 Şubat post-modern askeri müdahale döneminde, hızlandırıldı.. Medyayı, ideolojik ve siyasi amaçlarla kullanmak karşılığında, kamu malına, ihalelerine, özelleştirmelere ve pasta-paylaşımına ortak eden "28 Şubat yönetimleri", bugün yaşanılan ekonomik krizi pompaladılar..

Kemal Derviş'ten, bakalım bu tür konuşmaalrı ne zaman duyacağız?

Öyle değil mi?

Peki ya Borsa'da, "medya sermayesi"nin bulunması, alış-veriş yapması, doğru mudur?

Gazetedeki bir haber veya televizyon kanallarındaki bir görüntülü-haber, Borsa'da nice yanlış yönlendirmelere sebep olmaz mı?

İşte, yeni "dalgalı program"ın başarılı olabilmesi, Kemal Derviş'in bu tür "mayınlı alanlar"a girebilecek cesarete ve siyasi desteğe sahip olmasına da bağlıdır.

Herhalde birkaç yüz defa yazdık..

-Bankası olan gazete sahibinin patronu, okurlar ve halk değildir.. Bankası olan medya sermayesinin patronu, Ankara'daki iktidarlardır, Merkez Bankası Başkanları'dır, Bankacılık Denetleme Kurumu'dur, Devlettir!..

Bunu kanıtlandığını da, hepimiz birlikte görmedik mi?

Türkiye'de ekonomik iflasın alarm zilleri çalarken ve iktidarlar, gerekli reformları yapmak yerine, kamu bankalarının boşaltılmasını ve özel bankaların hortumlanmasını, murakıp raporlarına rağmen, sessizce izlerken, "Türk medyası" ne yaptı?..

Sadece, bu iktidarlara yalakalık ettiler..

Ecevit dünyanın en dinamik Başbakanı, Rahşan Ecevit dünyanın en şık kadını ilan edildi..

Kimi Mesut Yılmaz'a, kimi Hüsamettin Özkan'a kefil oldu medyanın manşetleri ve köşeleri..

Kimse TÜRKBANK özelleştirilmesi rezaletini, "Milliyet" ve "Yeni Yüzyıl" gazetelerinin, Korkmaz Yiğit'e nasıl satıldığını ele alamadı..

Kemal Derviş veya her kim ise, bu tabloyu değiştirmeden, Türkiye'de köklü ve kalıcı bir "ekonomik yeniden-yapılanma" mümkün değildir..

Kemal Derviş, içinden geldiği Dünya Bankası'nın internetteki sitesine girip, son 4 yılda "kokuşmuşlukla mücadele" konulu seminerlerini, raporlarını, "work-shop"larını incelesin..

"Medyanın temizliği" de, "bankacılık", "idare" ve "piyasa" kadar önemlidir, ulusal programların başarıya ulaşmasında..

"Medya-banka" beraberliği, temiz bir demokraside ve serbest piyasa ekonomisinde mümkün olamaz..

Medya, kamu ihalelerine giremez..

Medyanın devlete ekonomik bağımlılığı arttıkça, hem siyaset, hem piyasa, hem de medyanın kendisi kirlenir..

Kemal Derviş, "dokunulmazlar"a dokunmadıkça, o da başarısız olur..

Bu yazdıklarımıza "yanlış" diyen varsa, beri gelsin, görelim..

ŞAKA

Saçma sapan..

Mesut Yılmaz yine konuşmuş..

-Kemal Derviş'in arkasında siyasi destek var.. Hükümetimiz Derviş'e tam destek veriyor, demiş..

Peki Mesut Bey..

-Sizin hükümetinizin arkasında, halkın desteği var mı? Bu kadar başarısız olduktan sonra, sizin siyasi desteğiniz ne anlam taşır?..

NOT: Bu satırları yazdıktan sonra, saçmaladığımı hissettim. "Başarılı olmak" değil, "ayakta kalmak" önemli Türkiye'de "Halk" nedir ki, desteği aransın?

TEBESSÜM

Cevaba bak, hizaya gel!..

SORU- Bu yıl Nobel Kimya Ödülü'nü kim alacak?
CEVAP- Bülent Ecevit ve koalisyon ortakları..
SORU- Neden-
CEVAP- Türk parasını pula çevirdikleri için..
SORU- Kemal Derviş başarılı olur mu?
CEVAP- Çok zor..
SORU- Neden?
CEVAP- Çünkü bu Derviş'in Mevlana'sı Ecevit, Şems'i de Hüsamettin Özkan..
SORU- DSP, halka önem vermiyor mu?
CEVAP- Onlar Halkbank'a daha fazla önem veriyor.
SORU- Ecevit'in en sevdiği şarkı hangisidir?
CEVAP- Denizler durulmaz dalgalanmadan..
SORU- Bahçeli'nin en sevdiği şiir hangisidir?..
CEVAP- Sessiz Gemi..
SORU- Hüsamettin Özkan'ı hangi şarkı etkiler?
CEVAP- Cihar attım, şeş oynadım.. Yine felek yendi beni..
SORU- Şeriat tehlikesi devam ediyor mu?
CEVAP- Evet.. Şu anda Tahtakale'de ve bankalar sisteminde, rejimi tehdit ediyor..
SORU- YÖK, neden Fatih Üniversitesi'ni kapatıyor?..
CEVAP- Fatih Üniversitesi'nin ne önemi var.. Fatih Terim bile Fiorentina'dan ayrılmadı mı?
SORU- Bu iktidar kalıcı mı, gidici mi?
CEVAP- Onu bilmem ama, bunlar kaldığı sürece herkes gidici..


18 Mart 2001
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED