T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

İ Z L E N İ M

Popülizm bizi mahvetti

"Dış politikamız tutarsız. Avrupa Birliği'ne girmek için önce insan hakları ve demokratikleşme sürecini tamamlamamız lazımdı. Hâlâ daha popülist politikalar izlemeye devam ediyoruz; tabii bütün gelişmeler de aleyhimize oluyor."

Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı, işadamı Süleyman İlgeri'yi dinlemeye bugün de devam ediyoruz: "Denizlili sanayici ve işadamlarının başarılarındaki en önemli unsurlardan birisi de, milli, manevi değerlerine ve Türk-esnaf-sanatkarının tarihi ahlakı, ve geleneklerine bağlı kalmasıdır. Denizli halkı devletine olan sorumluluğunu kuruşu kuruşuna giderirken, aynı zamanda zekatını da vermek suretiyle fakir fukaraya olan sorumluluğunu da gidermeyi manevi bir görev telakki etmektedir. Denizlili geçen yıl 174 trilyon vergi vermek suretiyle örnek bir sanayi ve üretim kenti olma özelliğini tescil etmiştir. Ülkemizde siyaset her zaman ekonominin yanında yer almıştır. Oysa gelişmiş ülkelerde bu tersinedir. Siyasi istikrarsızlık olsa bile ekonomiyi etkilemez, çünkü ekonomiyi idare edenler ekonomi kariyeri olan kişilerdir.

Krizi önemsemiyorum

Ben mevcut krizi fazla önemsemiyorum... Ekonomiden anlamayanlar, Türk milletinin psikolojik yapısını bilmeyenler bugünkü krizi nasıl yaratmışlarsa, çözüm reçeteleri de aynı şekilde yanlıştır. Hükümet Türk milletinin arzuladığı istikamette bir idare şekli göstermiyor. Halk mutlu değil. Bunun sonucu olarak da piyasada inanılmaz bir tedirginlik var. Bu kriz aşılmaz değildir. İddia ediyorum ki biz (Anadolu tüccarları) bizim yöntemlerimizle bu krizi kısa bir süre zarfında çözeriz. Halk bu yöneticilere artık güvenmiyor, bunlar ekonomiden anlamıyorlar ve milletimiz bunun bilincinde olduğu için parasını yastık altından çıkarmıyor, iş yapmaya yönelmiyor.

Popilist politikalar bu hale getirdi

Dış politikamız tutarsız, Türk milletine göre bir politika izlenilmiyor. Apılmadan yürümeye kalkışıyoruz. Bazı şeyleri abartarak yapıyoruz. Avrupa Birliği'ne girmek için önce insan hakları ve demokratikleşme sürecini tamamlamamız lazımdı. Biz bu süreçte bir arpa boyu ilerlemiş değiliz. Gümrük Birliği politikamız da yanlış oldu. Girmeden önce zaten sorunun % 98'ini halletmiştik. Şimdi onlar kârlı çıkıyor, onlar satıyor mallarını; bizim başarı grafiğimiz oldukça düşük. Ama biz hâlâ daha popilist politikalar izlemeye devam ediyoruz; tabii bütün gelişmeler de aleyhimize oluyor. Dünya bizi iyi tanımıyor. Aslında olduğumuz gibi görünüp olduğumuz 'yerle' sevinmeyi yeterli görsek sorun kalmayacak. Aslında biz yüce bir milletiz. Zamanında bütün dünya Yahudileri sokağa atıp zulüm yaparken, biz bağrımıza basmışız. İşte büyük devlet böyle olur. Ancak bizi yönetenler, bizim bu düşüncelerimizi bilmezden ve görmezden gelerek, bazı hatalı davranışlarda bulunup baskı oluşturuyorlar.

Dünya bizden biz kendimizden korkuyoruz

Bizim Türk Dünyası ve İslam Alemi ile manevi bağımızı kimse inkar edemez. Hatta bu yönlü politikamızı iyi geliştirip Türk Dünyası ve İslam Alemi ile köprü görevimizi iyi üstlenebilsek, bugün dünyanın en güçlü ülkesi oluruz. İşte o zaman biz onlara değil, onlar bize yalvarırlar Gümrük Birliği'ne girmemiz için. Kafkaslar'da, Asya'da ve Ortadoğu'da Türkiye'nin etkili olması bütün dünyayı korkutur elbette. Dolayısıyle onlar bizden korkuyor, biz de büyük olmaktan korkuyoruz. Türk Dünyası'nın ağabeyi, İslam Alemi'nin saygın bir ülkesi olup, hatta lider ülke konumuna gelebilseydik durum şimdi farklı olurdu.

Ancak Müslüman Türk milleti olarak uyanık olmak durumundayız. Bu ülkeyi idare edenler yanlış yoldan döner ve milletin istediği gibi bir idare şekli ortaya koyarlarsa Türkiye Cumhuriyeti en kısa zamanda güçlü konuma gelir."

 

KULİS ARKASI NOTLARI
Ölçüsüz harcama ve denetimsizlik bizi bu hale getirdi
ANAP Denizli İl Başkanı Ahmet Geren hiç de bir siyasetçi gibi tavır sergilemiyor. Memleket ve millet için devletin düştüğü ekonomik dar boğazdan kurtulması yolunda "fedakarlık yapacak var mı?" diye sorulsa, sanırım ilk ortaya atılacak kişi ANAP Denizli İl Başkanı Sayın Ahmet Geren olur.
Politikada pek iddialı değil... "Hizmet varsa ben varım, çünkü ANAP hizmetleri ile anılır ve böyle bilinir. Benim bu makamda oluşumun ana kaynağı da budur" derken beni fazlaca etkiliyor. Ancak siyasi körleşmenin de daha fazla yara almaması için bir çağrıda bulunuyor "Siyaset dibe vurdu, tamam da sorunu bu şekilde halledemeyiz. Her şeye rağmen siyasete soğuk bakmamalı. Siyaset demokrasinin gereğidir ve siyasilerin tamamına, özellikle de TBMM'ne karşı tavır almak başka şeylerin çağrışımına neden olur ki en büyük felaket demokrasinin inkıtaya uğramasıdır."
Bir iktidar partisinin il başkanının bu kadar duyarlı olması sevindirici. Böyle olunca da, son gelişmeler ve gündemdeki konuları değerlendirmesini istiyorum ve işte aldığım cevaplar: "Ülkeyi bu hale ölçüsüz harcamalar ve denetimsizlik getirdi. Bir ülkede bu kadar israf ve masraf olursa elbette sonuçta olacağı budur. Ayrıca yönetim zaafı var. Ülkeyi 3-5 kişi yönetiyor. Başka kimsenin söz hakkı yok. Rahmetli Özal gibi cesur ve kararlı bir lider lazım. Özallı günleri bugün mumla arıyoruz.
Bir başı bozukluk var ve milletin güvencesi yok oldu. Benim anlayamadığım bir şey var, neden bu hükümet ANAP'ın kurmaylarından yararlanmak istemiyor ve neden Derviş'i ithal ettiler hâlâ akıl erdirebilmiş değilim. Ben inanıyorum ki ANAP içindeki ekonomistler bu ülkeyi kısa bir zaman içinde düzlüğe çıkarır."
"Sayın başkan haydi bakalım siz milletvekili olun da bütün bu söylediklerinizi gerçekleştirin" dediğimde başkandan enteresan bir cevap daha alıyorum "Hiç bir iddiam yok, hatta gayretim bile olmayacak."
Gerçekten Ahmet Geren gibilere siyaset meydanında çok ihtiyaç var. O istemese de birileri gelir, onun yakasından tutup "gel bakalım, bu davaya sahip çık" der.

12 Nisan 2001
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED