T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerikalı Türk papazlar

İşin buraya varacağı belliydi de, işin içine 'Türk papazlar'ın karışacağını ölsem akıl edemezdim.

Önce şu "Türk papazlar" konusunu açayım. Ergun ve Emir Caner adlı iki kardeşin yolları, nasıl olmuşsa olmuş, ABD'ye düşmüş... Henüz doğru dürüst İngilizce bile konuşamazken Hıristiyan olmaya karar vermişler. Orada da kalmamış, eğitimlerini 'ilâhiyat' alanında yapmışlar. İki birader, iki ayrı Hıristiyan kolejinde kilise tarihi dersleri veren iki doçent bugün...

Hıristiyan olup kilise tarihi okutuyorlar, ama esas hizmet alanları Amerikalıları 'İslâm' konusunda aydınlatmak... Araştırdım, son iki yıldır sürekli bir yerlerde konferanslar vermiş, basın açıklamaları yapmışlar; konuları hep İslâm... Son marifetleri de, 'Unveiling Islam' (İslâm'ın örtüsünü kaldırmak) adıyla bir kitap yayımlamak... İmzalarını taşıyan bu kitapla Amerika turuna çıkmışa benziyorlar...

Büyüğü 16 yaşındayken Hıristiyan olan, kilise tarihini uzmanlık alanı seçen Türk asıllı papazların 'İslâm' konusundaki iddialarının dayanağını duysanız şaşırırsınız: Babalarının 'müezzin' oluşu... Bir propaganda broşüründe şunlar yazıyor: "Ergun, bir Müslüman müezzinin (İngilizcede bulunmayan bu sözcüğü 'mwazien' diye yazmışlar) büyük oğlu. Müezzin vâiz gibi bir şey. 1982'de, henüz 16 yaşındayken, bir lise arkadaşının dâvetiyle, Columbus/Ohio'da bir âyine katıldı ve İsa'yı kabul etti. (..) Ergun'un anne-babası o sırada ayrı yaşıyorlardı ve 'kurtuluşa erdiğini' duyan babası buna karşı çıktı. Ergun inancından dönmeyince babası onu evlâtlıktan reddetti. (..) Bu, ilişkilerinin sonu oldu; tam 17 yıl, ölümünden üç gün öncesine kadar, Ergun babasını görmedi."

Bu arada, 16 yaşında Hıristiyan olan Ergun'un hemen ertesi yıl papazlığa başladığını da öğreniyoruz. İsveçli olduğunu söylediği annesi ve anneannesinin "Hıristiyan olmadığı" bilgisini de vermiş Ergun Caner. "Hıristiyan olmuştum, ama henüz İngilizce bilmiyor, dini metinleri anlayamıyordum" diyen de o... Şimdi ise Arapça biliyormuş; ABD'deki Müslüman-kökenli 20 papazdan biriymiş... İslâm hakkındaki görüşlerini BM'nin kültür işleri komisyonunda da anlatmış...

"Müezzin (yoksa vâiz mi demek istiyor? TK) çocuğu olduğum için Kur'an ve hadis öğrendim" diyor Ergun Caner ve bu bilgisi üzerine oturttuğu 'uzmanlığını' konuşturarak, 1500 yıldır defalarca tekrarlanmış, son yıllarda bizde de epey müşterisi çıkmış İslâm karşıtı tezviratı tekrarlayıp duruyor. Henüz kitap elime geçmedi, ancak Hıristiyan dergilerinde çıkan değerlendirmeleri okuyunca, içinde bilmediğimiz, daha önce söylenmemiş hemen hiç bir konu bulunmadığı anlaşılıyor...

"Buraya varacağı belliydi" dediğim 'iş' bu tür tezviratların tehlikeli bir yöne çekilmesi... Kendilerine sahip çıkan, okumalarını, iş sahibi olmalarını sağlayan bir topluluk içine girmişler, yapılan iyiliğe babalarının dinini kötüleyerek mukabele etmeye çalışıyorlar... Çocukluk inançlarının hassasiyetleri düşünülürse anlaşılır bir duygu bu. Ancak, Caner biraderler, işi orada bırakmıyor, 11 Eylül sonrası paranoyasını büyütecek, kendileri sağken 'kıyamet' kopmasını arzulayan sapkın inançlıların ekmeklerine yağ sürecek sözler de sarf ediyorlar...

"Haçlı seferi" deyimini geri alırken, başkan Bush, "İslâm barış dinidir" demişti ya, Caner biraderler "Hayır, İslâm barış dini değildir" iddiasını yaygınlaştırma çabasındalar. Ergun Caner'e ait şu satırları beraberce okuyalım: "Bizden nefret ediyorlar. Yetiştirilme tarzları yüzünden bir Amerikalı ile bir Hıristiyan arasında herhangi bir fark görmüyorlar." Ergun Caner'e göre, Amerika'da biri, karşı olduğu için bir doğum kontrol kiliniğini havaya uçurursa, bunu Hıristiyan inancının aksini söylemesine rağmen yapmış olur; oysa, İslâm Dünyası'ndan biri, bir yere bomba koyduğunda, o dininin gereği olan 'cihadı' yerine getirmiş olur... Müslüman olan herkes 'potansiyel terörist' eski Müslümana göre...

Türkiye'den ABD'ye gidip papaz olan Ergun Caner, 'cihad' sözcüğünün üç aşamalı bir proje içerdiğini anlatıyor. Birinci aşama, 11 Eylül-vâri bir eylem, yani 'şok'... İkinci aşama, (O buna 'dalga' diyor), insanlara ne kadar korumasız olduklarını hissettirmekmiş... Bu aşamaya verdiği örnek de Pakistan'da öldürülen gazeteci Daniel Pearl; "Öldürülmesini bu yüzden videoya kaydettiler" diyor... Üçüncü aşama ise, düşmanı rezil etmekmiş; bacaklarını kopartarak meselâ...

Bu sözlerin gözü dönmüş teröristlerin kafa yapısını anlatmak için sarf edildiğini sanmayın sakın. Ergun Caner, "Amerikalı ile Hıristiyan arasında fark görmüyorlar" demişti ya, bir şey daha söylüyor: "Biri Türk olduğunu söylediğinde, bu, onun Müslüman olduğu anlamına da gelir"...

'İş'in vardığı yer ise, çocukken Müslüman olan bu iki biraderin yazdıklarından cesaret alan Jerry Vines, Jerry Falwell gibi tiplerin, onların yazdıklarını kiliselerin vaaz kürsülerine, Hıristiyan tarikatları ve cemaatlarının gazete ve dergilerine taşımaları... Şimdilerde, en ünlü papazlar, en ciddi sayılan dergiler, İslâm'a kin kusan cümleleri tekrarlayıp duruyorlar... Bir 'semavi din' için Hıristiyanlık adına tekrarlanan tezvirat karşısında şaşkınlığa düşmemek elde değil...

Merakımı bağışlayın: Özgeçmişleri boşluklarla dolu Caner biraderler kimdir, tanıyanınız var mı?


18 Haziran 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED