Yeni Safak Online...
T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

R A M A Z A N
Uyan Viyana Ramazandayız!

Viyana'ya okumak için giden öğrenciler, radyolardan yükselen 'iftar saati' anonslarını, ramazan pidelerini ve ezan sesini özleseler de bu mubarek ayı en güzel şekilde yaşamak için birlikte iftar edip teravih kıldıklarını anlatıyorlar.

Onlar başörtüsü problemi yüzünden okullarını terkedip yurt dışına giden yüzlerce öğrenciden sadece bir kaçı. Adları Zeynep, Zehra ve Elif. Viyana Üniversitesi'nin bilgisayar, sosyal politika ve işletme bölümlerinde eğitimlerini sürdürüyorlar ve kendileri gibi Viyana'ya okumak için gelen arkadaşlarıyla aynı yurtta kalıyorlar. Yurtta, okulda birarada iftar etmeye çalıştıklarını söyleyen öğrenciler, Ramazanı, evlerindeki gibi yaşamak için toplu olarak teravih kıldıklarını, sahura mutlaka yine hep birlikte kalktıklarını ve sofralarını aynı evlerindeki gibi kurduklarını söylüyorlar. Ancak radyo veya televizlonlarını açtıklarında, "Viyana için iftar saati" denilmemesi, fırınlardan sokaklara mis gibi pide kokusunun yayılmaması ve sahurdan sonra gecenin karanlığını bölen sabah ezanının olmayışı, onların Türkiye'deki Ramazan günleri özlemlerini artırıyor.

Viyana'ya geçen şubat ayında giden ve Viyana Üniversitesi'nde öğrenim gören Zeynep Kartal, bunun, yurt dışında geçirdiği ilk Ramazan olduğunu söylüyor. Bu yüzden İstanbul'da evinde geçirdiği Ramazanları daha bir özlemle anıyor.

Bazen buruk bazen hüzünlü

Kartal, Viyana'da geçirdiği ilk Ramazan'la ilgili duygularını şöyle dile getiriyor: "Günler öncesinden evimizde bir Ramazan telâşı başlardı. Diğer 11 aydan çok farklı bir ay yaşadığımızı kurulan sofralardan, edilen ibadetlerden, camilerin dolup taşmasından, kurulan sofralardan, kalkılan sahurlardan ülke olarak idrak ederdik. Bunları düşününce bu ayın farkında bile olmayan Viyana'nın sokaklarında bağırmak geliyor içimden: Uyanın! Ramazandayız, diye". Viyana'da Müslüman öğrencilerle birlikte aynı yurtta kaldıklarını söyleyen Kartal, yurt dışında kalktığı ilk iftarı ve sahuru ise unutmamış. Kartal, "Arkadaşlarımız sahur için sofra hazırlamışlar. Sofradakiler evdeki sahur sofralarını aratmayacak kadar güzel. Geçen yıllarda yurt dışında Ramazan geçiren arkadaşlar benim gibi ilk Ramazan'nı Viyana'da geçirecek olan arkadaşları mutlu etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama içim çok buruk ve o an ailemi çok özlediğimi farkettim" diyor.

Kimi zaman orucunu pek çok öğrenci gibi ders saatleri arasında açtığını söyleyen Kartal, "Viyana Ramazan'ı yaşamıyor. Ama bizler kendi kendimize Ramazan'ı Viyana'da da olsa yaşamaya çalışıyoruz. Ama buruk, ama hüzünlü. Yine de Ramazan'ı en güzel şekilde geçirmeye çalışıyoruz" diye anlatıyor.

  • AYŞE OLGUN İSTANBUL

    Bahçesinde eşeğini bağlayacak yer arayan hoca
    Kalp gözüyle insanların içini okuyabilen bu Allah'ın velî kulu Behlül Dânâ bir gün camiye gider. Her nedense içerisinde bir huzursuzluk ve sıkıntı vardır. Namaza en son safta bir yerde durur. Namazı kılmakta olan imamın zihni devamlı meşguldür. Kendisi namazda ayetleri okuyor, imamlığı yapıyor ama aklı devamlı olarak namazdan sonra gideceği bahçesinde, eşeğini nereye bağlayacağı ile meşguldür. Elmaya bağlasam ağacı kemirir, asmaya bağlasam asmayı koparır, kapıya bağlasam kapıyı kırar, kavağa bağlasam yanındaki sebzeleri yer, şuraya bağlasam şöyle, buraya bağlasam böyle olur düşüncesi ile eşeği bağlayacak uygun bir yer bulamaz. Durumu sezinleyen Behlül Dânâ en arka saftaki yerinden "Yat da nemnene bağla" deyip camiden çıkar gider.

    Camide yaptığı bu davranış Hârun Reşid'e iletilir. O da neden bu hareketi yaptığını, camide böyle bir şeyin yapılmayacağını kendisinin de bildiği söylendiğinde: Behlül Dânâ "Namaza başladığımızdan beri imam efendi namazdan sonra gideceği bahçesinde merkebini bağlayacak yer arar, bir türlü zihnini eşeğini bağlayacak yer aramaktan kurtaramadı. Böyle imamın arkasında kılınan namazdan ne hayır gelir diyerek ve imama da bir ikaz olsun düşüncesiyle o sözü söyledim isterseniz imama sorun" der. İmamı çağırıp Behlül Dânâ'nın dedikleri hatırlatıldığında imam efendi "maalesef Behlül Dânâ'nın dedikleri doğru, ben de beğenmiyorum ama aklıma o düşünce geldi, namaz süresince kendimi kurtaramadım o düşünceden, Behlül haklıdır özür dilerim ve Allah'ın affına sığınırım" cevabını vermiştir.

    (Namaz esnasında insan zihninin başka şeylerle meşgul olmaması için gerekli tavsiyeler Hârun Reşid'in daveti isimli hikaye sonunda belirtilmiştir).


    Ramazanın kokusunu özledim
    Viyana Üniversitesi'nde eğitimi sürdüren Zehra Taş, Ramazan ayını iki yıldır yurt dışında geçirdiğini söylüyor. Bu ayda bireysel ve toplu olarak yapılan herşeyi Viyana'da da gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Taş, "İftarda toplu yemek yemeye çalışıyoruz. Oruç açarken toplu dua ediyoruz, teravih namazını birlikte kılıyoruz, yine hep beraber sahura kalkıyoruz. Fakat yine de Türkiye'de o her yere yayılan Ramazan'ın mis kokusunu burada bulamıyoruz. Özellikle fırınlardan yükselen pide kokularını çok özledim" diyor.

    Viyana'da da bazı dükkanlarda hurma, kuruyemiş olduğunu ifade eden Taş, oralardan dine ve Ramazana bakışı, "Ramazan pidesi diye de burada 'Türk ekmeği' denilen somun ekmeği alıyoruz. Okulda ise hocalarımız oruç tuttuğumuzu biliyorlar ve ona göre isteklerimizi yerine getiriyorlar. Mesela benim labaratuvar dersinde bir maddenin tadına bakmam gerekiyordu, hocama oruç tuttuğumu söyleyince çok anlayışlı davrandı. Burada liseye giden Türk öğrencileri ise tatil olmadığı halde isterlerse Ramazan ve Kurban bayramında okula gitmiyorlar" diye anlatıyor.

    Viyana Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Elif Oyuk ise, Ramazanın en güzel yanının toplu teravih namazları olduğunu söylüyor. Geçen yıllar herkes tek başına teravih kılarken bu yıl toplu olarak teravihlerini huşu içinde kılıklarını anlatan Oyuk, "Yurt dışına okumak için gelen erkek öğrencilerle birlikte teravih namazını kılıyoruz. Erkek öğrencilerden biri imam oluyor. Yurt dışında toplu teravih namazları ve iftar sofralarımız büyük ilgi çekiyor. Bu yüzden toplu iftarlarımızda mutlaka misafirlerimizde oluyor" diyor.


    İFTARA NE HAZIRLAYALIM?

    Yeşil mercimek çorbası, Enginarlı pilav, Çömlek kebabı, Kadayıf
    KADAYIF MALZEMELER: 1 kilo tel kadayıf, 250 gr. iç ceviz. Şurubu: 4 bardak şeker, 3 bardak su, 1 tatlı kaşığı limon suyu, 100 gr. sıvıyağ, 100 gr. tereyağı. YAPILIŞI: Bir tencerede su ve şeker kaynatılıp karıştırılır. Limon suyu da ilave edilip soğumaya bırakılır. Yağlanmış tepsiye kadayıfların yarısı bastıra bastıra yerleştirilir. Kadayıfların üzerine çekilmiş ceviz serpilir. Geri kalan kadayıfları da cevizlerin üzerine düzenli bir şekilde serdikten sonra elle iyice bastırılır. Sonra fırından çıkarıp bir tepsinin arkasına kadayıfı çevirip hemen aynı tepsinin içine kaydırılır. Bu şekilde kadayıfın altı üstüne gelmiş olur. Tekrar fırına sürülüp diğer tarafı da kızartılır. Fırından çıkarılıp üzerine şurubu dökülür.

  •  
    Hayır işlerde acele etmek gerekir

    Şeyh Sa'di Şirazi: Ömür Temmuz güneşinin altındaki kar gibidir der. Yani çok çabuk eriyip geçmektedir. Gerçekten de öyledir. Bi bakıyorsunuz yaş elliyi geçmiş.. Hz. Ali (r.a.) Ömrü şu şekilde takdir etmektedir. İnsan ömrü ortalama altmış senedir. Bunun yarısı gecedir, uykuda geçer. Geriye otuz sene kalmaktadır. Onun da yarısı çocuklukta geçmiştir. Elde kalan on beş sene kadardır. Onun için ömrü çok iyi değerlendirmek gerekir. Ayeti Kerime ve Hadis-i Şerif'lerde de hayırlı işlerde acele edilmesi istenmiştir. Sonraya bırakıldı mı o iş olmamaktadır. "Ey mü'minler! Sizde hayır işlerine koşun..." El-Bakara suresi: 148 "Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun." Ali İmran suresi: 133 Ebu Hureyere (r.a.) rivayet ediyor: Resulullah(s.a.s.) buyurdular ki: "Yedi şey (gelmeden) önce amelde acele edin: Unutturucu fakirliğimi, tuğyan ettirip sapıttıran (azdıran) zenginliğimi, ifsad edici hastalığımı, aklınızı götürecek ihtiyarlığımı, ani ölümümü, Deccali mi bekliyorsunuz? Bu (Deccal) beklenen gaip bir şerdir. Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz? Kıyamet ise hepsinden kötü, hepsinden daha acıdır." Tirmizi: 2308 numaralı hadis Açıklama: Bu Hadis-i Şerif'te Peygamber (s.a.s.) efendimiz mü'minin hayırlı amellerde bulunması için acele etmesini talep etmektedir. Hadis-i Şerif'te sayılan yedi hallerden bir kısmı hemen gelebilecek durumdadır. Onlardan birisi geldi mi, hayır yapma imkanı kalmayacaktır. Öyle ise bu musibetler gelmeden elimizdeki fırsatı değerlendirip, hayır işlere koşmakta acele etmek gerekir. Bu hususu ifade eden bir Hadis-i Şerif daha takdim ediyorum. Ebu Hureyere (r.a.) rivayet ediyor: Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdular: "Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitneler gelmeden önce, hayırlı ameller işlemede acele edin. O fitne geldi mi kişi, mümin olarak sabaha erer, fakat kafir olarak akşama girer. Mü'min olarak akşama erer de kafir olarak sabaha ulaşır; dinini basit bir dünya menfaatine satar." Sahih-i Müslim, 186 numaralı hadis. Bu Hadis-i Şerif'te Peygamber (s.a.s.) efendimiz gelecek fitnelerden sakındırmaktadır. Çünkü bu fitneler zuhur ettiği zaman kişi sabah mümin iken, fitneden dolayı akşama kafir olmuştur veya akşam mü'min iken kafir olarak sabahlamıştır. Çünkü hadiseler, olaylar onun dinden çıkmasına sebep olmuştur. Doğrusu, bu Hadis-i Şerif tam asrımızı tarif etmektedir. Allah(c.c.) cümlemizi bu fitnelerden muhafaza etsin. Hayırlı işler işlemek üzere acele etmekte başarılı kılsın.
    RAMAZAN ETKİNLİKLERİ
  • Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonu'nda, saat 20.00'de Musıkî Sevenler Cemiyeti konser verecek

  • Esenler, Gürses Düğün Salonu'nda Kadir Atmaca ve ekibinden fasıl, Kafkas yöresi foklor gösterisi,

  • Büyükçekmece Kervansaray'da meddah, kanto ve İbiş gösterisi,

  • Eyüp'te, saat 20.00'de Çocuk Şenliği,

  • Bağcılar Bel. Özürlüler Gecesi Programı,

  • Başakpark'ta, iftarda tasavvuf musıkisi, ardından TSM faslı

  • 30 Kasım 2002
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED