Bugün sıradışı bir yazı yazmak istiyorum. Yani içeriğinde spor tenkiti olmayabilir ama benim gibi cebinde "Sarı Basın Kartı" olan tüm arkadaşlarımı yakından ilgilendirecek diye düşünüyorum. Evet, bizler bu karta sahip olmak için bu mesleği seçtik. Yıllarca bekledik ve hak ettiğimiz zaman sahip olduk. Cebimizde paramız olmasa bile bu kartımız sayesinde sizlere ulaşıyorduk. Hele hele ekonomik kriz dediğimiz bu günlerde onun sayesinde kendimizi güçlü hissediyorduk. Açıkçası, sarı basın kartımız bize ulaşımda katkıda bulunuyordu. "Bedava" tabirini kullanmak bile istemiyorum. Çünki, bizler amme hizmeti yapıyoruz. Habercinin ne şartlarda çalıştığını bu kanunu çıkaranlar bilemezler. T.B.M.M.'nin çıkardığı "Kamu Kurum ve Kuruluşlarının ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun"dan yararlanan İstanbul uygulamaya başladı.

Sadece gaziler ve terör mağdurlar para ödemeden yolculuk yapabilecekse... Sorarım size, bizim sektörün yani gazetecinin gazileri yokmu. Trafik canavarının gazileri, mağdurları yok mu...

Özürlüler kaç tane. Hangisi Metro, Tramvay, Tren, Otobüs yolculuğuna kaç kez çıkıyor.

Bunun adı tasarrufsa, yüksek maaşla kadro doldurup, boş masalarda boş oturanları tasfiye etmek için tazminat parası bulamayanlar, 65 yaşını dolduranlar, özürlüler, Basın Kartı sahiplerinin bilet paralarından tasarruf bekliyor. İşsizler ordusunun içinde binlerce Basın emekçisi olduğunu, geçim sıkıntısı çektiğini, buna rağmen kutsal görevi Gazeteciliğini özveri ile sürdürmeye çalışan arkadaşlarımın, kırmızı koltukta oturup masa kapaklarına vurulan yumrukların onayı ile çıkan bu kanuna hiç hakkı yok.

Sıradışı diyerek başladım. Spor sütununda olmaması gerekirdi ama "Sarı Basın Kartı" taşıyan arkadaşlarımın ortak görüşünü dile getirmeye çalıştım. İndirimli bilet istemiyoruz.

Adalet yeter...

BEKİR BORAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu