AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

T E L E V İ Z Y O N
Büyüklere masallar

Yıllarca filmlerin kötü adamlarını sokak ortasında cezalandıran halkımız, şimdi de dizilerin kötülerine meydan dayağı atmaya başladı. Asmalı Konak'ta Zeynep'e tecavüz eden Tamer rolündeki Ali Başaran'da olduğu gibi. Uzmanlarsa, 'çocuklar masalların, büyükler dizilerin etkisi altında' diyor

Kurgulanmış, yalan dünyalardan ibaret olan diziler, her gün onlarca hayat kolajının oluşturduğu bol seçenekli bir masal demeti olarak geliyor ekranlara. Senaristlerin hayal dünyasından ibaret olan bu diziler, bazen o kadar gerçekçi bir üslupla sunuluyor ki, kimi izleyicilerde sanal gerçekle varolan gerçeği birbirine karıştırmaya neden olabiliyor.

Bu algı, dizideki olayların ve dizi kahramanının gerçek hayatta da aynı olduğu varsayımından, dizideki kötü karaktere düşmanlık beslemeye kadar gidebiliyor ve çoğu zaman gazetelere de haber olarak yansıyan olaylar yaşanabiliyor. Bir zamanlar Türk sinemasının kötü adamı Erol Taş'ın sık sık başına gelen talihsiz olaylar, nam-ı diğer 'Tecavüzcü Coşkun' Coşkun Göğen'in yıllarca sokaklarda orta yaşı geçkin, eli çantalı kadınların hışmına uğrayışı gibi olaylar, yerli dizilerdeki kötü adamı canlandıran oyuncuların da başına gelebiliyor artık. En son, Asmalı Konak dizisinin oyuncularından Ali Başaran'da olduğu gibi. Dizide, Seymen Ağa'nın kızkardeşine tecavüz eden Tamer'i canlandıran Başaran, geçtiğimiz günlerde filmi gerçek sanan izleyiciler tarafından hastanelik edilene kadar dövülmüştü.

'Sahte dünyalarda gerçeklik duygusunu yaşamak' diye adlandırılabilecek bu durum batı ülkelerinde ise çok daha ağır yaşanabiliyor ve ölümlerle sonuçlanan olaylara kadar gidebiliyor. Bu komik, komik olduğu kadar kadar da trajik gerçekliği konunun uzmanlarına sorduk.

SOSYOLOG NAZLI ÖKTEN
Görsellik bollaşınca gerçeklik karıştı

İnsanların gerçeklik düzeyi ile sanatsal kurgu düzeyi arasındaki ayrımı gerçekleştirememeleri, oyuncu ile rolü arasındaki mesafeyi algılayamamaları, kısmen -eğer gerçekçi bir üslupla üretildiyse- bir eserin başarısını gösterse de, işaret ettiği başka bir olguyu da araştırmak gerekir. Türkiye'de iletişim araçlarındaki gelişimin hızıyla, kültürel tüketimin genel hızı arasında bir eşitsizlik söz konusudur.

Yani, yazılı kültürel malzemenin ya da seyirlik kültürün tüketimi belli bir düzeye gelmeden görsel ve işitsel malzemedeki bollaşma, kurgulanmış malzemeyle, gerçeği birbirine karıştırmaya neden olabilmektedir. Bunun yanısıra, demokrasi ve iletişim kültürümüzün eksiklikleri, düşünce özgürlüğü kavramının yerleştirilememesi bu konudaki anlam kargaşasını arttırmaktadır. Düşündüklerinizi ifade etmenin cezasının, topluma zararı çok büyük olan diğer suçlardan fazla olduğu bir toplumda, "kötü" adam rolünü üstlenmek bile tehlikeli olabilmektedir.

Tamer suçlu! Peki ya Ali?

Gerçek hayattaki pasifliğinin, başına gelen onca sıkıntıya sabırla göğüs gerişinin aksine, sinema ve TV'deki gerçek olmayan kötülükleri cezalandırma konusunda hiç tereddüt etmeyen halkımız, Asmalı Konak'ta Seymen Ağa'nın kardeşi Zeynep'e tecavüz eden Tamer'i (Ali Başaran), sokak ortasında hastanelik edene kadar dövdü. Başaran'ın suçu sadece rol yapmak...

PSİKİYATRİST ÖZCAN KÖKNEL
Masal dünyası gerçek sanılıyor

Televizyon, bırakın dizileri ve diğer programları, haberleriyle bile bir masal dünyasıdır. Aynı anda dünyanın çok değişik yerlerinde, değişik tarihlerinde olan şeyler masal gibi aktarılır. TV'deki bütün görüntüler izleyenlere bir masalmış gibi gelir. Diziler ise, bu masal dünyası içinde yeni bir masaldır.

Nasıl ki çocuklar masalların etkisi altında kalıyorlarsa, bunları izleyenler de güncel olan ve bizim kültürümüze özgü kahramanların etkisi altında mutlaka kalıyor. Bu, sadece bizim toplumumuza özgü bir şey değil. Nitekim, dünyada bu konuda yapılmış bir çok bilimsel araştırma var.

1992 veya 1993'te İngiltere'de bir TV dizisini izleyip de 6 yaşındaki çocuğu öldüren iki çocuğun öyküsü vardı çok tartışıldı. Türk toplumunda da kendine özgü olarak bu tür şeyler çıkıyor. Özellikle de öfke, kin, kızgınlık, saldırganlık gibi duygulara hitap eden mesajlar varsa, bunlar çok daha fazlasıyla benimsenebiliyor ve onlara uygun davranışlar sergilenebiliyor. Maalesef bu çok doğal.


 
Türüt Show'da müzik, sohbet, biraz da siyaset
Türüt Show'da bu hafta, Melih Gökçek, Yıldız Tilbe ve Sinan Özen var. Renkli kişiliğiyle tanınan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le hoş bir sohbetin gerçekleştirileceği programda, uzun süredir ekranlarda görülmeyen Yıldız Tilbe ile Sinan Özen birbirinden güzel şarkılarını izleyenler için seslendiriyor. Müzik, sohbet biraz da siyaset bu akşam İsmail Türüt'ün sunduğu showda.
Kanal 7 / 21.30

Türkünün STV'deki adresi: Sezgiler
Sezgiler, Gökmen Ürü ve Özkan Toksoy'un performansıyla beğenilen türkü programları arasında üst sıralara yerleşti. İzlenme grafiği ise her geçen gün yükselen programda repertuar seçimi, türkünün müzikal içeriği titizlikle seçiliyor ve türkülerin aslına sadık kalınıyor.
Stv / 23.45

A.G.A Boğaz'ın sularında...
Kerem Alışık ve Begüm Kütük'ün başrol oynadığı A.G.A adlı dizide, onun suçsuz olduğuna inanan Ayşe A.G.A'ya bunu söyler. Bundan sonra A.G.A teslim olmamaya ve kaçmaya karar verir. Esat ve Bekir'den kurtulmak için Boğaz'ın sularına atlayarak kaçar. A.G.A'nın tek hedefi vardır, o da gerçek suçluyu bulmak.
Show TV / 22.30

'Biz Size Aşık Olduk' veda ediyor
Biz Size Aşık Olduk bugün ekrana veda ediyor. Dizide Haluk, Attila'nın avukatlığını kabul eder. Fahrettin ofisi, Cem de evini terk eder ve Güzin'in evine yerleşirler. Attila, Fahrettin'in açığını bulmak için detaylı bir çalışma başlatır. Dava günü gelir çatar ve adliyede kıyamet kopar. Yasemin adliyede bayılır.
Kanal D / 22.00

Nostalji sevenlere, Brando hayranlarına
Marlon Brando'nun japon tercüman rolünde en başarılı performanslarından birini sergilediği The Teahouse of the August Moon, Pulitzer ödüllü bir oyun uyarlaması. Bir Amerikalı'nın tamamen başka bir kültürle başetme çabalarını ve başına gelen ilginç olayları hayli esprili bir dille anlatan filmde dönemin en ünlü oyuncuları deyim yerindeyse döktürüyor. Çayhane- Orj Adı: The Teahouse Of The August Yön: Daniel Mann Oyn: Marlon Brando, Gleen Ford, Machiko Kyo Yapım Yılı: 1956 Süre: 115 Dk.
CNBC-e / 21.00
3 Haziran 2003
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED