T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

Tibuk, Ankara ile savaşı kaybetti LDP'yi Ankara'ya kaptırdı

Siyasetin "asabı bozuk adamı" Besim Tibuk'a seçmenin ardından bir darbe de partililerinden geldi. 1994'te Liberal Parti'yi kuran ve sonra partinin adını Liberal Demokrat Parti (LDP) olarak değiştiren Tibuk, yıllarca devletçiliğin merkezi olarak gösterdiği Ankara'ya karşı mücadele etti. Partisini Ankara yerine İstanbul'dan yöneten, Ankara'yı "en sevmediği şehir" ilan eden Tibuk, "en sevmediği LDP'li" olarak da Ankara il başkanını göstermişti. 1999 seçimlerinden partisi yüzde 0.41 oy alınca "seçmenin yüzde 99.5'i yanıldı" yorumunu yapan Besim Tibuk, 3 Kasım seçimlerinden partisinin yüzde 0.3 oy alması üzerine

LDP Genel Başkanlığı'ndan ayrıldı. Bu seferki sözü de "Vatandaştan alacağımız var" oldu. LDP'nin geçtiğimiz hafta yapılan kongresinde ise Tibuk'un "hiç sevmediği LDP'li" olan LDP Ankara İl Başkanı Ercan Çalı, partinin başına geçti. Böylece LDP de "Ankara partisi" olurken Çalı, bundan sonra LDP'yi Ankara'dan yönetecek. Tibuk, seçim kampanyasında, memleketi Rize'den az oy alması halinde "Rize'yi Rusya'ya bağlayacağını" söylemişti. Tibuk, "En çok oyu Yalova'dan alırsak İstanbul'u da Yalova'ya bağlarız" demişti.

İlhan Mansız emrivakiyi kabul edecek mi?

Dünya Kupası maçlarındaki performansıyla göz dolduran milli futbolcu İlhan Mansız, saç stili ve tipiyle Japon gençlerinin idolü haline geldi. 2003'ü "Türk Yılı" ilan eden Japonlar, gençlerden gelen istek üzerine İlhan Mansız'ı ülkelerinde görmek istiyorlarmış. Bu isteğin iletildiği Başbakan Gül, futbolcunun Japonya'ya gönderilmesi için Kültür Bakanı Hüseyin Çelik'le konuşunca, çalışmalar başlatıldı. Ancak ortada bir durum var. Kimse İlhan Mansız'a Japonya'ya gidip gitmeyeceğini sormamış. Bakalım, ünlü futbolcu, Bakan Çelik'in deyimiyle "Küçük insanların büyük dünyası"na gitmeyi kabul edecek mi?

'Samsun Milletvekili' demezseniz olmaz

CHP Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Prof. Haluk Koç, partisinde yıldızı parlayan isimlerden. Tıp doktoru olan Koç, siyasete girdikten sonra da hastalarıyla bağını koparmamış. Grup başkanvekilliği odasında her gün bir-iki hastasını muayene ediyor, hastanelere gönderiyor. Gazetecilerle de ilişkisi iyi olan Haluk Hoca'nın rahatısız olduğu bir nokta var. Hoca, haberlerde ismi geçerken "Samsun milletvekili" denilmemesine çok üzülüyor. Seçmenlerinden de böyle bir talep geldiğini belirten Hoca, mümkünse, "Samsun milletvekili" denilmesini istiyor. Biz yazının girişine koyduk; diğer parlamento muhabirlerine duyurulur.

İngiliz gazeteci Türkçe bilmiyor biz neden İngilizce bilelim!

Başbakan'ı takip eden gazetecilerin yabancı dil bilmeleri gerektiğini savunan bazı köşe yazarları ile Başbakanlık muhabirleri arasında karşılıklı hakarete varan bir tartışma yaşanmıştı geçen hafta. Tartışma tam da bitti derken yeni bir gelişme oldu. Kültür meselelerinin konuşulduğu bir toplantıda, gazeteciler Başbakan Gül'e, Irak'taki gelişmelerle ilgili bir soru sordular. Başbakan, "Bu platform bu sorunun cevabını vermek için uygun bir yer değil. Bu soruyu başka bir yerde sorarsanız cevaplarım" diyerek cevap vermeyi kibarca reddedince ortalık birden sessizleşti. Kimsenin artık soru sormak istemediği bir anda, yabancı bir gazeteci, biraz önce aynı soruyu İngilizce olarak sorunca salonda bulunanlar kahkahayı patlattı. Bir gazeteci, "Bakın yabancı gazeteciler Türkçe bilmiyor, biz neden İngilizce'yi bilmek zorunda olalım" diye söylendi.

Trafik cezasına itiraz etmeyen, kuyrukta bekleyen milletvekili

AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu, milletvekili sıfatını her ortamda kullanmaktan hoşlanmıyor. Çubukçu, İstanbul'da arabasını yanlış yere parkettiği için kendisine ceza kesen polis memuruna "ben milletvekiliyim" diye itiraz etmemiş. Hatta maaşını almak için gittiği bankada, emeklilerin oluşturduğu kuyruğa girip sırasını beklemiş. Eşinin, "Banka müdürüne milletvekili olduğunu söyle, maaşını sıraya girmeden al" önerisine ise itibar etmeyen Nimet Çubukçu, sıra kendisine geldiğinde görevlinin, "Sayın milletvekili, daha önce uyarsaydınız maaşanızı sıraya girmeden öderdik" demesi üzerine, "Teşekkür ederim. Sırada bekleyenlerin hakkını yiyemezdim" diye karşılık vermiş. Çubukçu'nun bu örnek davranışından memnun olan banka görevlisi ise "Bizler de bunun için size oy verdik. Bizi yanıltmadınız" demiş. Çubukçu'ya bir teşekkür de bizden.

Artık herşey 'KİRPİ'den sorulacak! Yoksa KİHBİ miydi?

İçişleri Bakanlığı'na bağlı yeni kurulan "Kaçakçılık İstihbarat, Harekat ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı" (KİHBİ), bakanlığın en neşeli dairesi oldu. KİHBİ Dairesi, hem bakanlık personeli hem de vatandaşlar tarafından "KİRPİ" olarak alglanıyor. Espriyi duyan eski bir bakanın da KİHBİ Daire Başkanı'na "Anlat bakalım sayın başkan KİHBİ mi, Kirpi mi?" diye takıldığı biliniyor. Peki KİHBİ ne iş yapacak? KİHBİ Daire Başkanlığı, ayrı ayrı kurumlar tarafından tutulmakta olan "suç, adli sicil, tapu, maliye ve nüfus" gibi bilgileri bir araya getirip kullanıma sunacak.

Vekiller susturuldu

Meclis'te ilginç bir yasak uygulanıyor: Milletvekillerine: "TV ekranlarına çıkma yasağı." AK Parti tarafından başlatılan bu uygulama, hem vekilleri hem de gazetecileri zor durumda bırakırken, CHP de benzer bir yasak getirdi. CHP'li vekillere de, "grup yönetiminin haberi olmadan konuşmamaları" bildirildi. İktidar ve muhalefetin el ele vererek getirdiği bu yasaklardan, basın mensupları "haber alma kanalları tıkandığı", milletvekilleri ise "adam yerine konulmadıkları" için rahatsız.

Ekonomi bakanları sokağa ve tarlaya iniyor

Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, sahaya inme kararı aldı. Ekonomi alanında yapılan düzenlemelerin yeterince halka anlatılmadığına inanan iki bakan, önümüzdeki günlerde medya, sanayici, esnaf ve çiftçi ziyaretlerine başlayacak. Ali Babacan, ziyaretlerini Ankara'nın Samanpazarı'ndaki esnaflarından başlatmayı düşünüyor. Babacan, ayrıca Polatlı'daki çiftçileri de tarlalarında ziyaret ederek, dertlerini dinleyecek. Maliye Bakanı Unakıtan da, tek tek esnafları, şirketleri dolaşarak onların vergilerle ilgili sorunlarını dinleyecek.

Vekillerin telefon faturası neden 1 milyarı aşıyor?

Milletvekilleri, telefon faturalarının çok gelmesinden şikayetçi. Belki biliyorsunuz ama biz yine de hatırlatalım: Milletvekillerine tahsis edilen telefon faturalarının, bir bölümünü Meclis ödüyor. Bu da yılda iki aylık milletvekili maaşı olarak belirlenmiş. Bunu aylığa böldüğümüzde yaklaşık, 1 milyar liraya kadarını devlet, üzerini ise vekil ödüyor. Ancak bazı vekiller buna rağmen şikayetçi. Bunun üzerine biz de kısa bir araştırma yaptık ve bazı sekreterlerin dikkatli davranmadığını belirledik. Kimileri televizyonlardaki tele-yarışmalara bile katılıyormuş.


  KAYHAN ÖZER  BİLAL ÇETİN  NEVZAT DEMİRKOL  VELİ TOPRAK  ASLIHAN A. KARATAŞ  EVİN GÖKTAŞ  SAMİ GÖKÇE  HAMDİ ATEŞ


20 Ocak 2003
Pazartesi


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED