AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
Şampiyonun evlat dramı

Eski Dünya ve Avrupa Şampiyonu milli güreşçi Fatih Özbaş'ın Macar uyruklu eşi Emese Rasko, kızı Szofi'yi yurtdışına kaçırırken yakalandı. Şampiyon baba, kızına kavuşma mücadelesi veriyor.

Dünya ve Avrupa Şampiyonu eski milli güreşçi Fatih Özbaş ile Macar uyruklu eşi Emese Rasko arasındaki "çocuk savaşı", film senaryolarını andıran ilginç bir drama dönüştü. Macar anne, kızı Szofi'yi babasından habersiz yurtdışına kaçırmak isterken yakalandı. Bunun üzerine Macaristan'ın Ankara Büyükelçiliği'nin devreye girmesi sonucu, sorun diplomatik bir boyut kazandı. Anne Rasko, kızı Szofi ile birlikte elçiliğe sığınınca Türk baba çaresiz kaldı. Bu arada Macar anne, baba aleyhine dava açarken, Macaristan Büyükelçiliği, babanın "çocuğumu geri verin" talebini, "mahkeme sonuçlanıncaya kadar mümkün değil" diyerek geri çevirdi.

Fatih Özbaş, 1992 yılında Barcelona Olimpiyatları'nda Türkiye adına yarıştıktan sonra o yıl Almanya'ya yerleşti. Almanya'da 1998 yılında Macar uyruklu Emese Rasko'yla tanıştı. Özbaş ile Rasko 2000 yılında dini nikahla Almanya'da evlendiler. Çiftin 2001 yılında Szofi adında bir kızları oldu. Emese, Almanya'da yaşamak istemediğini ileri sürerek Macaristan'a döndü ve çocuğun vesayetini Özbaş'a verdi. Milli güreşçi Özbaş bu yılın ocak ayında Türkiye'ye geldi. Kızının hasretine dayanamayan Emese de 19 Ocak'ta Türkiye'ye geldi. 20 gün kaldıktan sonra Macaristan'a gitti ve 11 Mart'ta geri döndü. Olaylar da bundan sonra gelişti. Özbaş'ın iddiasına göre, Emese, ailesiyle birlikte çocuğunu Türkiye'den kaçırma planları yapmaya başladı.

'Sahte belge hazırladılar'

Milli güreşçi Özbaş, kızının Türkiye'den ayrılması için kaynanası ve kayınpederinin eşini etkilediğini ileri sürdü. Özbaş, kaçırılma olayını da şöyle anlattı: "Emese'nin anne ve babası Türkiye'ye gelerek kızı ve torununlarını buradan alma kararı almışlar. Emese'yi ikna eden kaynanam ve kayınpederim, ilk önce vesayeti benim üzerimde bulunan kızım için sahte belge hazırlamışlar. Eşimin anne ve babası, Macaristan Büyükelçiliği'ne başvurarak Emese'nin pasaportunu ve Szofi'nin Emese'nin çocuğu olduğu ile ilgili belgeleri kaybettiğini bildirerek geçici bir belge çıkarılmasını istemiş ve büyükelçilik de bu istekler doğrultusunda belge çıkarmış. Szofi'nin soyadı kayıtlarda Özbaş olarak geçiyor. Bunlar yalan beyan ile büyükelçilikten sahte belge almayı başarmış ve çocuğun soyadının Rasko olduğunu belgelemişler. Ben evden çıktıktan sonra eşimin anne ve babası gelerek, Emese ve Szofi'yi alarak havaalanına gitmişler. Havaalanına 10 yaşındaki yeğenim Büşra'yı da götürmüşler. Yeğenim olayı farkedince polise müracaat etmiş, kızımın kaçırılması önlenmiş."

Kızının yurtdışına kaçırılma girişiminde Macaristan Büyükelçiliği'nin aktif rol oynadığını ileri süren Özbaş, "Havaalanında kızımın Macaristan'a kaçırılması için büyükelçilik yetkilileri aktif rol oynadı ancak yurtdışına kaçıramayacaklarını anlayınca elçilik arabalarıyla tüm kontrollerden kurtularak eşimi ve kızımı büyükelçiliğe götürdüler. Kızımı orada tutarak benimle görüştürmüyorlar" diye konuştu.

'Yetkililerden yardım istiyorum'

Emese'nin ikinci çocuğa hamile olduğunu söyleyen Özbaş, "Eşim 6 aylık hamile. Ben çocuklarımın benim yanımda büyümesini istiyorum. Eşim Türkiye'de yaşamak istemediğini, o yüzden kaçtığını söylüyor. Emese Türkiye'de yaşamak istemiyorsa Almanya'da yaşamaya razıyım, beni çocuğumdan ayırmasın" dedi. Yıllarca Türk bayrağını şampiyonalarda dalgalandırdığını hatırlatan Özbaş, yetkililerden kendisine yardımcı olmasını istedi. Özbaş, "Vesayeti bende bulunan kızımı sahte belgelerle kaçırmak istiyorlar. Yetkililere sesleniyorum lütfen buna izin vermesinler" dedi. Anne ve çocuğun Macaristan Büyükelçiliği'nde bulunduğunu söyleyen Macaristan Büyükelçi Yardımcısı ve Müsteşarı İstvan Szobo, Szofi'nin babası tarafından Macaristan'dan kaçırıldığını iddia etti ve anne Emese'nin dava açtığını belirtti. Szobo, "Macar uyrukluların Türkiye'de seyahat etmeleri için büyükelçiliğin belge verme yetkisi var. O iddialar hakkında konuşmak istemiyorum" dedi.

HALİM AL'IN YAŞADIKLARI GİBİ

Şampiyon babanın evlat dramı, yıllar önce kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan İzlandalı anne ile Türk babanın çocuk savaşını hatırlattı. İzlandalı anne Sophia Hansen 12 Temmuz 1996 ile 19 Temmuz 1996 tarihleri arasında, mahkeme kararına rağmen kızları Ayşegül ve Vesile Al'ı göstermediği gerekçesiyle Halim Al hakkında dava açmıştı. 13 Ocak 1998'de sonuçlanan davada, baba Halim Al suçlu bulunmuştu. Mahkeme, Halim Al'ı çocuklarını annesine göstermediği gerekçesiyle önce üç ay hapis cezasına çarptırmış; suçu iki kez işlediği için cezayı artırarak dört aya çıkarmıştı. Ancak mahkeme, Halim Al'ın cezasını, 1 milyon 200 bin lira para cezasına çevirdi.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından incelenen dava, Halim Al'ın lehinde 13 Nisan 2000'de bozuldu. Yargıtay bozma ilamında, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Sophia Hansen'in çocuklarını görmesi amacıyla 30 Haziran 1993'te koyduğu ihtiyati tedbiri, 7 Ekim 1993'te kaldırılmasını gerekçe göstererek Halim Al'ın beraatini istedi. Kararın bozulması üzerine tekrar Bakırköy 9.Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Halim Al, "Suçsuzum. Çocuklarım kendi istekleriyle anneleriyle görüşmediler" diyerek Yargıtay kararına uyulmasını talep etti. Mahkeme, Halim Al'ı beraatine karar verdi.

  • BEHÇET GÜNGÖR / ANKARA



  • 20 Ağustos 2004
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED