AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Gönül sultanlarının izinde yürüyoruz

Zara, şöhretin afetinden korunmak için 'Yunus, Mevlana, Ahmet Yesevi, Hz. Gaybi ' gibi gönül sultanlarının eğitim ve terbiye metodlarından istifade etmeye çalıştığını söylüyor.

  • ŞAMİL KUCUR / İSTANBUL
    Farklı yorumu ve duru sesiyle Türk Halk Müziğinde kendine özgü bir tarza sahip olan ünlü sanatçı Zara, son albümü "Zamanı Geldi"deki türküleri ve arajmanları ile gönülleri bir kez daha fethedecek. Her daim sürprizleriyle bizi şaşırtan Zara, "Zamanı Geldi" albümünde Türk Halk Müziğinin yanı sıra farklı bir tarzda da karşımıza çıkıyor. "Zamanı Geldi" albümüyle hediye olarak sunulan "70'li Yıllar" (Arajmanlar) albümü Sezen Aksu, Özdemir Erdoğan, Fecri Ebicioğlu, Selda Bağcan, Nino Varon, Ülkü Aker gibi usta isimlerin eserlerinden oluşuyor. Ayrıca sanatçı, Mariah Carey'in okuduğu Without You" isimli eseri yorumlayarak bir sürpriz daha yapıyor. "Zamanı Geldi" 12 türküden ve 5 beste türküden oluşuyor. Albümde memleketimizin dört bucağından esintiler var. Bu arada Zara, icrası hayli zor olan Avşar Bozlağı'nı da kendine özgü yorumuyla okuyor. Zara'yla yeni albümünün yanısıra ailesi, müziğe başlaması, tasavvufa ilgisi ve İskender Ulus ile evliliği hakkında da konuştuk. Zara yani ünlenmeden önceki adıyla Neşe Yılmaz 1976 yılında İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi'nde dünyaya gelir. Yediden yetmişe anne ve baba tarafından müziğe aşık bir ailede büyüyen Zara, ilk türküleri annesinden öğrenir. Annesi nota bilmemesine rağmen, çok zengin bir türkü ve şarkı repertuarına sahiptir. Ayrıca yaptığı bestelerini de yine küçük Neşe'ye dinletir. Neşe'nin babası da müziğe aşina bir insandır. Zara çocukluğundaki müziğe olan ilgisini şöyle anlatıyor: "Bizim ailede sanki genetik olarak müziğe karşı büyük bir ilgi var. Anne tarafımda da baba tarafımda da profesyonel olmasa da müzik ile iç içe yaşıyorlardı. Muhakkak her gün annem, anneannem, teyzelerim ya da babam türkü ve şarkı söylerlerdi. Her hangi bir müzik aleti çalmasalar da sesleri çok güzeldi ve çok zengin bir türkü ve şarkı birikimine sahiptiler. Bu birikim benim müziğe yönelmemde büyük katkısı oldu."

    Ninem 'Kocanın söküğünü kendin dik ' derdi

    Kabiliyetlerinin farkında olan anneannesinin kendisine hiçbir zaman unutmayacağı tavsiyelerde bulunduğunu belirten Zara, o günleri şöyle anlatıyor. "Daha çocuk yaşlarımdan itibaren kendimi bütün dünyada meşhur olacak bir insan olarak görür ve düşünürdüm. Bu düşüncelerimi anneannemle de paylaşırdım. Bana 13 - 14 yaşlarında iken derdi ki, ''Ben belki göremem yavrum, toprak olurum. Ama bir gün gelecek, bütün dünyada senin adın anıldığında bütün insanlar sana hürmet gösterecek. Fakat senden bir tek isteğim var. Ne kadar ünlü olursan ol, nasıl şatolarda, villalarda yaşarsan yaşa, kocanın söküğünü sen dik ve mutfağına kimseyi sokma, yani bu evine, eşine ve aşına sahip ol, mütevaziliği elden bırakma. Şöhret oldun diye eşine, dostuna yukarıdan bakma.'

    İskender Ulus ile tanıştığım için Allahıma şükrediyorum

    Lise eğitimi sonrasında İ.T.Ü. Devlet Türk Müziği Konservatuarı'nı kazanan Zara, müzik eğitimi alır. Bu arada kaset yapma fikri doğar ancak, Zara'ın ailesi bu düşünçeye pek sıcak bakmaz. Taki bir tanıdıklarının vasıtasıyla İskender ve Turan Ulus Beylerle tanıştıkları güne kadar. "Babam İskender Beyle tanışıp, konuştuktan sonra, 'kızım size emanet' dedi" diyen Zara, "İskender Bey de 'Siz hiç merak etmeyin.' Sonra da olaylar Allah'ın taktiri ile hayra yönelik olarak gelişmeler gösterdi. Kısmet tabi bunların hepsi. " diyor.

    Ünlü olmanın güzellikler yanında riskleri de barındırdığını belirten Zara, şöhretin afetinden korunmak için gönül sultanlarının eğitim ve terbiye metodlarından istifade etmeye çalıştığını söyledi. Zara maneviyat alemine bakışını şöyle anlattı: "Eşim ile ben birlikte bir hizmet kulvarında, insanlığa, yurdumuza, kültürümüze hizmet için yürüyoruz. Allahıma İskender Bey ile beni tanıştırdığı için şükrediyorum. Dürüst, sadık ve hizmet ehli bir insan olan eşim ile gezip, görüp, okuyup anlamaya, öğrenmeye, yaşamaya ve idrak etmeye gayret ediyoruz. Yunus'tan, Mevlâna'dan, Ahmet Yesevî'den, Hz. Gaybî'den, Niyazî Mısrî Hazretlerinden ve diğer değerli zâtlardan okuduklarımızı ve hali hazırda hayatta olan gönül sultanlarımızın da fikir ve tecrübelerinden istifade ederek, öğrendiğimiz kadarıyla kafamızda çizdiğimiz bir model var. Nasıl daha güzel bir insan olabiliriz, nasıl Hakk'ın rızasını kazanmış hizmet içinde bir insan olabiliriz. Bu düşünce ile çalışıp, gayret ediyoruz. Allah mahcup etmez inşallah."



  • 6 Ağustos 2005
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED