T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 ARALIK 2005 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Resul TOSUN

Yürütmeyi ikaz

Türk halkının aşırı politize olduğunu daha önce yazmıştım. Hiçbir ülkede vatandaşlar bizdeki kadar siyasetle iç içe değildir.

Bizde sanki yarın seçim olacakmış gibi gündem oluşuyor. Yapılan her icraat atılan her adım ideolojik ve siyasi perspektifler esas alınarak değerlendiriliyor.

Seçimine bir buçuk yıl gibi uzun süre bulunan cumhurbaşkanlığı bugünden bunun için tartışılıyor.

Bir bakanın sorumluluk alanındaki başarılar ya da başarısızlıklar yerine eşinin yandaki masada yalnız kahvaltı yapması bunun için gündeme geliyor.

Aklı olan insafı olan bilime saygı duyan herkesin mücadele etmesi gereken her türlü kötülüğün anası alkol, sırf ideolojik ve siyasi yaklaşımlar sebebiyle cumhuriyetin simgesi haline getirilmeye çalışılıyor.

Başörtüsü ve kürt sorunu da siyasi ve ideolojik sebeplerle bir gerginlik ve tartışma vesilesi olarak gündemde tutuluyor.

Osmanlı'dan Cumhuriyete geçiş sürecinde devlet eliyle batılılaşma politikalarında zaman zaman ifrata kaçılmıştır. Bu gerçeği bizzat Atatürk, "Layıkız dedik dinle ilişiğimiz devlet olarak kestik. Cumhuriyetiz dedik rejimimizi tehlikeye düşürmemek için saltanat devrini kötüledik, kazanılmış büyük zaferleri bile birkaç satırla geçiştirmeye başladık. Latin harflerini aldık, yeni kuşakları binlerce yıllık geçmişinin hazinesinden yoksun bıraktık." (Atatürk'ün Fikir Kaynakları, Milliyet 15 Kasım 1974)sözleriyle ifade etmiştir.

Artık o geçiş süreci bitmiş Türkiye AB ile müzakerelere başlayan demokraside hayli mesafe kat etmiş bir ülke olarak insan hakları, özgürlükler ve demokrasi diye özetlenecek Kopenhag kriterlerine uyum istikametinde ciddi adımlar atmış ve müzakerelerin başlamasıyla da tam uyum sürecine girmiştir.

İşte bu süreçte özellikle sivil toplum örgütleri artık ideolojik ve siyasi davranışlarını bir kenara bırakıp temel insan hakları, özgürlükler ve demokrasinin AB üyesi ülkelerdeki seviyeye çıkması için çalışması ve gereğinde icra makamlarını uyarması gerekir.

Sivil toplum örgütlerimizin bu misyonu eksiksiz hayata geçirdiğini söylemek çok zor. Hatta kimi etkin sivil toplum kuruluşlarımızın tam tersi istikamette ideolojik kaygılarla hareket ederek kendi ilgi alanındaki konuları es geçip başka mecralarda gündem oluşturma peşinde koştuğuna da şahit olduk.

Gebzeli işadamlarıyla yaptığı toplantıda, Türkiye'de bankacılık sektöründe yaşanan batığın tüm toplumun sırtına yıkıldığını söyleyen TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, 70 milyar dolarlık batık gerçekleşirken, 'ses çıkarmadıkları için' TÜSİAD ve Türkiye Bankalar Birliği'ni görevini yapmamakla suçlarken bu gerçeğe parmak basmıştır.

Geçmiş yıllarda İmam Hatip liseleriyle ilgili rapor hazırlatma duyarlılığı gösteren TÜSİAD'ın asıl kendi alanıyla ilgili olan 70 milyarlık batık sırasında sessiz kalması manidar değil mi?

Artık bunlar mazide kaldı deyip sivil toplum kuruluşlarının her biri kendi alanlarındaki aksaklıklar ve eksiklikler konusunda yürütmeyi ikaz ederek müzakere sürecine katkıda bulunmalıdır.

Artık ideolojik yaklaşımları bir kenara bırakıp Türkiye'nin sosyal sorunlarına demokrasi, insan hakları ve özgürlükler esas alınarak yaklaşmak, ekonomik sorunlarına ise ülkemizin altına imza attığı Mastrich kriterleri esas alınarak çözüm yolları önermek zamanıdır.

Yürütme her iki alandaki sorunların çözümünde sivil toplum örgütlerinin ikaz ve desteğine her zamankinden daha fazla muhtaçtır.

Mensuplarının sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik taleplerini yürütme nezdinde takip etme misyonunu üstlenmiş olan sivil toplum kuruluşları bence müzakere sürecinde eskisinden daha etkin olma şansına ve imkanına sahipler. Bu şans ve imkanı değerlendirme zamanıdır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi