T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 ARALIK 2005 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Kul Hakları, Tövbe ve Helalleşme

Günahlardan kurtulmanın, zedelediği haklar açısından, Allah'a karşı işlenen günahlar (Allah hakları) ve insanlara karşı işlenen günahlar (kul hakları) biçiminde iki bölümde ele alınacağını belirtmiş ve ilk iki yazıda Allah haklarıyla ilgili günahları ve bunlardan kurtuluşu incelemiştik. Bugünkü yazıda, kul haklarıyla ilgili günahlardan kurtuluş yollarını ele alacağız.

Kul Haklarıyla İlgili (İnsanlara Karşı) Günahlar

İnsanlara karşı işlenen günahlar, kul hakkının sözkonusu olduğu günahlardır. Bunların bir kısmının dünyevî hükümler açısından hukuk sistemlerinde cezaları vardır. Ayrıca bu tür günahlardan kurtuluş için, dinî açıdan da zedelenen hakkın niteliğine göre yapılması gerekenler bulunmaktadır. Kul hakları konusunda, mü'min-kâfir ayrımı olmaz.

Kul haklarıyla ilgili günahların bağışlanması için, haksızlık yapılanın rızası alınmalı ve helalleşilmelidir; malla ilgili bir hak sözkonusuysa bu malı hak sahibine geri vermek gerekir. Bu açıdan kul haklarını, beş grupta ele alabiliriz: 1) Malî kul hakları, 2) Nefsî kul hakları, 3) Irzî kul hakları, 4) Mahremî kul hakları, 5) Dinî kul hakları.

Malî Kul Hakları

Hırsızlık, gasp, hileyle, aldatarak ve yalan söyleyerek mal satmak (bk. Nisa, 4/19), başkasının malına zarar ve ziyan vermek, başkasının toprağına tarlasına girmek (Buhari, mezalim, 13; Müslim, müsakat, 30), yetim malı yemek (İsrâ, 17/10, 34), rüşvet yemek (Mâide, 5/62), malî kul hakları arasında yer alır.

Mali kul haklarının doğuşundaki en temel etken, insanların mallarını haksız yollarla yemektir: "Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması dışında, birbirinizin mallarını batıl (haksız ve haram yollar) ile yemeyin ve (haramla) kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size merhamet eder." (Nisa, 4/19)

Malî kul hakları konusunda, emrini tutmayıp suç işlemiş olduğu Allah'a karşı tövbe etmek, hak sahibine karşı da haram malı mülkünden çıkarıp sahibine veya ilgili yere vermek ve hak sahibinden helallik almak gerekir. Hz.Peygamber (s.a.), haksız mal edinme ve dil uzatma dolayısıyla helalleşmenin temelini şöyle açıklar: "Bir kimse, din kardeşinin iffetine(şeref ve namusuna) veya malına haksız olarak dokunmuşsa, altın gümüş bulunmayan kıyamet gününden önce ondan helallık alsın. Aksi takdirde, yaptığı haksızlık oranında onun iyiliklerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahlarından alınıp haksızlık edene yükletilir." (Buhari, mezalim, 10)

Malî kul hakları, kişinin malı mülkü içinde "haram kazanç" olarak bulunur. Nitekim Hz.Peygamber (s.a.) şöyle buyurur: "Kim haksız bir iddiada bulunur, kendisinin olmayanı kendisinin yapmaya çalışırsa, bizden değildir. O, cehennemdeki yerine hazırlansın." (İbn Mace, ahkam, 6) Bu haram kazanç, bir biçimde hukuken mülkü sayılmış olsa bile, dinen asla onun malı sayılmaz. Dinen, bu malı mülkünden çıkarıp hak sahibine iade etmesi ve helalleşmesi vicdanî bir görevdir. Haram malın mülkten çıkarılmasını, bir yandan malın durumu, öte yandan da hak sahibinin durumu açısından ele almak uygundur.

A) Hak Sahibi Belli Haram Mal: a) Belli Haram Mal: Belli ve tüketilmemiş haram mal, ayrılır ve hak sahibine verilerek helalleşilir. Malı hak sahibine aynen iade etmek esastır. b) Helalle Karışık veya Tüketilmiş Haram Mal: Haram mal, bazen helalle karışık veya tüketilmiş olabilir. Bu durumda, mal benzerlik ve değer açısından dikkate alınır: a- Benzeri Olan (mislî) Mal: 1-Miktarı Belli: Emsaliyle ödenebilen mallarda, haramın miktarı belliyse, bu miktar mal ayrılıp hak sahibine verilir. 2- Miktarı Belirsiz: Emsaliyle ödenen mallarda haram malın miktarı belirsiz/leşmiş/se, kuvvetli tahmine göre haram miktarı belirlenip ayrılır ve hak sahibine iade edilir, sonra da helalleşilir. b- Değer Biçilen (kıyemî) Mal: Karışık veya tüketilmiş haram mal ev, arazi gibi değer biçilen mallardansa, sulh ve karşılıklı rıza temelinde bir anlaşmaya varılır, bu miktar hak sahibine verilir ve helalleşilir. Hak sahibi ölmüşse, hak mirasçılarına ait olur.

(Devam edecek)

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi