T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
E K O N O M İ 12 ARALIK 2005 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ankara’nın doğusunu 36 yaşından sonra gördüm

Yıllarca yurtdışında yaşadıktan sonra Sabancı Holding’de on yıl çalışıp ayrılan Ali Sabancı, Ankara’nın doğusunu işi nedeniyle ancak bir kaç ay önce görme fırsatı buldu. O şehirler de Trabzon ve Van.

Fatma
Çiftçi

“Ben bu bürokrasiden yoruldum, başka işler denemek istiyorum” diyerek iki yıl önce Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanlığı’ndan ayrıldı. Şimdi babası Şevket Sabancı’nın kurduğu Esas Holding’in amiral gemisi durumundaki Pegasus Havayolları’nın başında. Bu işi sayesinde ilk kez birkaç ay önce Ankara’nın doğusunu gördüğünü söylüyor. Gittiği iki şehir ise, Trabzon ve Van. 36 yaşındaki Ali İsmail Sabancı, konuşmasına serpiştirdiği Kayseri şivesi ve tavırlarıyla amcası merhum Sakıp Sabancı’yı hatırlatıyor. “Abla ya da abi” diye başlayıp biten konuşması sayesinde karşısındakiyle mesafeyi sıfırlarken, “En büyük zaafım ne biliyor musun abla? Benim mesafem yok. Bana bu doğal geliyor” diyor. Ali Sabancı, sorularımıza samimi cevaplar verdi:

MASTER’LI VEZNEDAR

Yurtdışında eğitim gördünüz, yüksek lisans yaptınız. Sonra 27 yaşında Türkiye’ye dönüp Akbank Bahçekapı şubesinde veznedar olarak işe başladınız? Bunu haksızlık olarak yorumladınız mı?

10 yaşımda Adana’dan ayrıldıktan sonra 17 yıl yurtdışında yaşadım. Türkiye’yi bilmiyordum. Hala da biliyorum diyemem. İlk defa Pegasus’dan dolayı Ankara’nın doğusuna gittim. Doğusu da, biri Trabzon, biri Van. Türkiye’ye gelirken hiçbir zaman işin başına gelmeyi beklemedim. Döndüğümde babam “Sabancı Center’da senin batıda alıştığın iş ortamı var. Daha pazara, piyasaya yakın Akbank şubesine git” dedi. Bahçekapı şubesinde başladım. Türkiye’yi çok hızlı tanıdım. Şubeye gitmeseydim, Türkiye’yi, insanlarını tanımam daha çok vaktimi alırdı.

Sabancı Holding’de Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanlığı’ndan ayrılmanızla ilgili farklı yorumlar yapıldı? Neden ayrıldınız?

İnsanlara inandırıcı gelmiyor, ama ben bürokrasiden yorulmuştum. Doğru bir bürokrasi, ama bana göre değil. Kamuoyu diyor ki: “Neden zengin bir ailenin veliahtı parayı, gücü, itibarı, rahatlığı bıraksın, kendi başına birşeyler yapmak istesin?” Bunun cevabı basit. Sabancı Holding 15 milyar dolarlık büyüklüğe gelmiş bir şirket. Ne yapmak istediği aşağı-yukarı belli. Ben orada on yıl çalıştım. Bir yerden sonra yeni birşeyler yapmak istedim.

YÖNETME EGOM YOK

Üçüncü kuşak Sabancıların, Sabancı Holding’den kopma eğiliminde olduklarını görüyoruz? Yoksa fırsat mı verilmiyor?

Benim yönetme egom yok. “Ben Sabancıyım, benim babam da kuruculardan biri, onun için ben bu şirketi yönetirim” gibi bir düşüncem olmadı. Benim kafam şöyle çalışıyor: Ben Sabancı isem, bu şirkette hissem varsa, sadece hissedar olma hakkım var. Yönetme hakkım yok. Bunun için birşeyleri ispatlamış olmam gerekli. Ben başka şeyler denemek istiyordum.

Şimdi nasıl bir farklılık var?

Sabancı Holding çok ortaklı bir müessese. Burası ise daha az ortaklı. Pegasus’un başında ben varım. A’dan Z’ye içindeyim, bilgiliyim ve entereseyim. Bana birşey sorulduğunda, “Acaba şirket politikası nedir?” diye düşünmem gerekmiyor. Çünkü zaten içindeyim. Burada bürokrasi yok. Şirketler büyüdükçe sonuca ulaşmak zor oluyor.

Eşiniz Vuslat Doğan Sabancı. Doğan Holding’de Hürriyet Grubunun başında. Eşinizle iş konuşuyor musunuz?

Hayatımdaki tek mesafem bu. Vuslat Hanımla 10 yıldır evliyiz. Sabancı ailesinden biri anlatmadığı sürece, eşim işle ilgili birşey sormaz. Ben de Doğan ailesinden biri sormazsa, birşey anlatmam. Çünkü ancak böyle evlilik hayatının etiğini devam ettirebiliyorsun. Zaman zaman rakip olabiliyorsun. Olacaksın. Ama ben eşimi, eşim beni seçti. Sabancı Holding’i eşim seçmedi, ben de Doğan Holding’i seçmedim.

İkinci el uçak satacağım

Sabancı Holding’den ayrılıp Esas Holding’e geçtiğinizde özellikle Sabancı’ya rakip olmayan alanlara girdiniz? Bu özel bir seçim mi?

Tamamen tesadüf. Örneğin Uzan çimentolarının ihaleleri oldu. Biz Esas Holding olarak girmeyi düşünmedik. Çünkü zaten biz Şevket Sabancı ailesi olarak Sabancı Holding’de varız. Sabancı Holding’in en güçlü kollarından biri çimento. Bu konuda bir gün bile Erhan eniştemle konuşmadım (Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Erhan Kamışlı- Ablası Emine Sabancı Kamışlı’nın eşi). Bu havacılık işi, ben Sabancı Holding’de iken birkaç defa konuşuldu. En hararetli olduğu zaman, Türk Hava Yolları’nın özelleştirileceğinin söylendiği zamandı. Ama sonra Sabancı Holding’in gündeminde birinci sıraya oturamadı. Çünkü bu sektörde 1985 yılından itibaren 26 tane şirket batmış. Bunun birkaç tanesi 2-3 defa batmış abla. Batmış isim değiştirmiş, batmış isim değiştirmiş.

14 uçağınız var. Boeing’den 800 milyon dolara 12 uçak daha alacaksınız? Bu kadar yüksek bir para size hemen geri dönecek mi?

800 milyon dolar verilmiş bir mal, spekülasyonu yapılacak bir mal değil. Her biri 70 milyon dolar. Ben parayı doğru yere yatırıyorum. Ben hem bu uçakların işletiminden para kazanacağım. Hem de 2008‘de gelen uçakların uzun vadede ticaretini yapacağım. İkinci el pazarda satacağım. Türkiye’de para yok. İnsanlar ancak 500 bin dolar verip 28-30 yaşında ikinci el uçak alıyor. Bunun global piyasası var. Bu ticareti yapabilmek için bir şeye daha ihtiyacın var. 800 milyon dolara. Bunlarda yok abla. Para var da savuruyok mu? Yok.

55 YTL’den başlayan fiyatlarla iç hatlarda uçuyorsunuz? Doğal olarak otobüs firmaları buna isyan ediyor. Sizinle nasıl rekabet edecekler?

Otobüs firmaları Türkiye’nin ulaşım altyapısında büyük bir rol oynamaya devam edecek. Ama otobüsle Van’dan İstanbul’a 23-25 saatte geliyorsun, 3 defa mola verip harcama yapıyorsun. 50-60 milyona mal oluyor. Buna kıyasla 75 milyon verip 1 saat 40 dakikada varıyorsun. Gelir seviyesi yükseldikçe, zaman önemli oluyor. O zaman otobüs firmaları ne yapacak? Muhtemelen daha kısa mesafeli yollarda destinasyonlar servisi verecekler. Örneğin, İzmir’den Denizli’ye... Herhalde kendilerine farklı iş modelleri yaratacaklar.

Gözümüze takılanlar

Ali Sabancı, röportaj süresince:

  • 1 litrelik kolonya şişesinin dörtte birini bitirdi.
  • 3 sigara içti. Sorulara cevap verirken, fırsat bulunca ‘Borsa gibi takip ediyorum’ diyerek, bilgisayardan uçakların doluluk oranını inceledi. “Abla Ankara’ya gitmek istiyorsan, 4 gün sonra 55 milyona uçabilirsin” dedi. Her uçakta koltuk sayısının yüzde 10’u (ortalama 20 koltuk) 55 YTL’ye uçuyor. Erken arayan şanslı.
  • İki saatin 1 saatini ayakta konuşarak geçirdi. Soruların yarısını ayakta cevapladı.
  • Soruları içtenlikle cevapladı, çok azında, aldığı birkaç günlük medya eğitiminin kuralını uyguladı. Kural 1: Konunun çevresinde dolaşıp soru soranın ilgisini dağıt.
  • Röportaj bitince eşi Vuslat Doğan Sabancı’yı aradı. Birkaç kez çocukları Şevket Emrecan ve Kaan Ali’den bahsetti.

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi