T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 15 ARALIK 2005 PERŞEMBE | ||
|
Güreş Federasyonu Başkanı Recai Ustaoğlu "özerklik istemiyorum" diyerek yeni bir gündem yaratma çabası içine girdi.. Doğrusu, Başkan'ın bu sözlerini yadırgadım. Bazı Federasyonlarımızın "özerk" oldukları ve bu işte başarıyı yakalamak için devlet desteğini üç yıl süre ile arkalarına alarak, yüzlerinin akıyla hedefe varma çabası içine girmelerine karşılık, Güreş Federasyonu Başkanının "istemezük" naralarının atmasına yol açıyor... Bunu yapmak ve hedefe gitmek istemenin yolu "becerikli" olmaktan geçtiğini hepimiz biliyoruz. Bugüne kadar hep Devlet desteğini arkana alıp, "plan" ve "programsız" bir şekilde "iş yaptığını" zannedenlerin bu görüntülerinin karşılığı ise sadece ve sadece "iş bilmezlikten" geçtiği gerçeğini hatırlatır.. Oysa. Bugün bir büyük şampiyonanın organizasyonu olduğunda, gözlerimiz önce güreşçilerimizin bulunduğu yöne çevrilir. Çünkü onlar, girdikleri her turnuvada, ülkemize madalya getirdiler. Yoksa, devletin verdiği para ile iş yapmaya kalkmak, "kolaycılıktan" başka bir işe yaramaz. Vakıbank'tan temin edilen 1 trilyon liralık gelirle ligin canlandırılacağını zannedip kulaklarının üzerine yatmayı uygun bulanlar, sadece kendilerini kandırır. Göreve gelirken, yüzer gezer oyları kapmak için süslü vaadlerde bulunanlar, daha sonra devlete sırtını dayayıp, 4 yıllık görev sürelerini tamamladıklarında, yine "kolaycılığı" tercih etmiş olmazlar mı?. Onun için Başkan'ın "özerkliği istemiyorum" sözlerine katılmıyorum. Çünkü "özerklik" her babayiğidin gerçekleştireceği iş değildir. Her zaman Türk sporunun lokomotifi olan güreşin mevcut görüntüsünden sıyrılıp, daha yukarılara çıkması için "özerklik" düşüncesi gerçekleşmeli.... Ata spor dalımızın büyük problemleri var. Problemleri çözmek ise, "misyonu" ve "vizyonu" olanların işi. Bu spor dalımızın kenarından "tesadüfen" tutunanların "minik" düşüncesi ile spor dalımızın gelişmesi mümkün değil. Eldeki mevcutla "idare" edip, "iş yapıyorum" görüntüsünde olanlara verilecek cevabında "özerklikten" geçtiğini biliyoruz. Her zaman Türk sporunun madalya deposu durumunda bulunan güreşimize belirli bir sistemin gelme zamanı gelip de, geçiyor bile. Bunun da yolu kesinlikle "özerklikten" geçiyor.. Bu inanç, işin "kolaycılık" bölümünü seçenlerin aklını başına getirmeye yeter de artar bile. Futbolda yakalanan "özerklik" başarısı, eninde sonunda güreşte de gerçekleşecek Hem de, "özerklik" inancına karşı çıkanlara rağmen.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |