T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 16 ARALIK 2005 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Irak ve 'istihbarat hatası'

ABD Başkanı George W. Bush'un son 'itirafına' kulak verecek olursanız, ülkemize gelen FBI ve CIA direktörlerini, "Sizin gibi beceriksizlere kapılarımız kapalı" deyip yüzgeri etmeliymişiz. Washington'daki Woodrow Wilson Merkezi'nde yaptığı konuşmada şunu söyledi George Bush: "Irak'a savaşa karar verdiğimizde, dünyanın dört bir tarafındaki istihbarat örgütleri Saddam'ın elinde kitle imha silâhları olduğu kanaatindeydi. Saddam'ı yerinden etme kararıma karşı çıkan ülkelerin istihbarat örgütleri bile... İstihbaratın büyük çapta yanlış olduğu ortaya çıktı. Irak'a gitme kararından başkan olarak ben sorumluyum."

Dünyanın başına açılan derdin sebebi CIA ve FBI'ın hatalı istihbarî raporları imiş... Pek çok yayın organı, Bush'un bu açıklamasını, 'müthiş bir itiraf' olarak sundu. Bütün dünyayı Irak'ta kitle imha silâhları olduğuna ve Saddam'ın 11 Eylül eylemleriyle irtibatlı bulunduğuna inandırarak Irak'a savaş açılmıştı ve Bush önceki güne kadar 'hatayı' üstlenmemişti. Irak'ta kalıcı bir Meclis için yapılacak seçime ramak kala gelen bu açıklama bir 'ilk' olarak görülüyor...

Oysa, Bush, bu açıklamasıyla önceki çizgisinden sapmış olmadı. Irak'a savaş yalan-dolanla açılmıştı; Bush'un 'müthiş itirafı' da o çizginin bir devamı aslında. 'İstihbarat hatası' suçunu 'başkan olarak' üstlenmesi kimseyi aldatmasın. Türkiye bütçesinden çok daha yüklü bir miktarı istihbarat örgütlerine kaynak olarak aktaran ABD, aslında, 'istihbarat hataları' yüzünden savaş açmadı Irak'a; önce Irak'a savaş açmaya karar verildi, sonra da istihbarat raporları o karara göre yamultuldu.

ABD'nin Irak'a açtığı savaşta herhangi bir 'istihbarat hatası' söz konusu değil; söz konusu olan kasıtlı bir istihbarat çarpıtması...

Irak'ta kitle imha silâhları bulunduğu 'iddiası' CIA tarafından benimsenmemişti. Ortadoğu ve Irak uzmanı bazı istihbaratçılar, o dönemde üzerlerinde hissettikleri baskıyı dışarıya da yansıtmışlardı. İçlerinden istifa ederek 'anonim' bir kisveye bürünüp 'Emperyal Kibir' (Imperial Hubris) başlığıyla kitap yazan uzmanlar (Michael Scheuer) ile Kongre önüne çıkıp "İddialar doğru değil" diyen ajanlar (Ray McGovern) de çıktı. Savaşın en önemli 'gerekçesi' olarak kullanılan "Irak'ın elinde kitle imha silâhı olduğu" iddiası 'hatalı istihbarata' mâl edilemez...

Aynı durum "Saddam'ın 11 Eylül eylemlerinin arkasındaki güç olduğu" iddiası için de geçerli. Bu iddiayı ispatlama görevi yüklenen FBI, bütün baskılara rağmen, hiçbir bilgi ve belge elde edemeyince, yetkilileri Yabancı İstihbarat Koordinasyon Kurulu (National Foreign Intelligence Board) toplantılarına çağrılmaz oldu. El- Kaide'yi izleyen CIA biriminin başı olan Michael Scheuer, ekibiyle birlikte, 2002 yılında, geçmiş on yıla ait 65 bin sayfayı bulan toplam 20 bin belgeyi ipucu bulmak için taradı. Kanıt bulamayışlarının Beyaz Saray'ı hiç mutlu etmediğini hatırlıyor 'Emperyal Kibir' yazarı.

Dick Cheney, sırf baskı yapmak için, CIA'yi defalarca ziyaret etmedi mi?

Sözün kısası şu: Savaşa gidilen günlerde "Irak'ın elinde kitle imha silâhı var" ve "Saddam 11 Eylül'ün destekçisiydi" iddialarını seslendirirken doğru söylemeyen Bush, o bilgilerin 'hatalı istihbarata' dayandığını 'itiraf ettiği' bugün yine doğru söylemiyor. Bush ve kadrosu, Amerikalılar ve dünya kamuoyu önüne çıkıp başlatacakları savaşın gerekçesi olarak bu iki iddiayı tekrarladıkları günlerde, CIA ve FBI başta olmak üzere ABD'nin değişik istihbarat birimleri, Beyaz Saray'a, her iki konuda da, "Maalesef elimizde iddiaları doğrulayıcı bir kanıt yok" raporlarını sunmuşlardı.

Irak'a savaş kararı istihbarat örgütlerinin karar alıcılara hatalı rapor sunması yüzünden açılmadı; kararı çok önceden alanlar, üzerlerinde büyük baskı uyguladıkları halde, istihbaratçılara istedikleri türden rapor yazdıramadılar. Irak'a savaş baştan sona yalan-dolanla açıldı; şimdi de yalan-dolanla sürdürülüyor...

Tarih de yalan-dolanla yazılmamalı.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi