Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Haldun DOMAÇ hdomac@yenisafak.com.tr

Pek çok konuda eleştiriyoruz Christoph Daum'u. Bu kez hakkını teslim edelim. Ne mühendisler, ne doktorlar istedi de vermedi şu Semih Şentürk'ü. "Gün gelir lazım olur" diye kulübede yanından bir an olsun ayırmadı. Ve o günler hatta dakikalar geldiğinde ne denli haklı olduğu ortaya çıktı. Semih, geçen hafta Erciyes maçındaki pozitif futbolunu Şükrü Saracoğlu'nda 4 golle taçlandırdı. Rezerv golcü Semih'i, sırasını beklerken böylesine hazır olduğu için kutlamak görevimiz.

Şimdi gelelim yazının başında övdüğümüz Daum'a. Fenerbahçe, Denizlispor maçının 55. dakikasında 4-1'lik skoru yakaladı. Ve tribünler "Olcan, Olcan" diye bağırmaya başladı. Ancak Daum'dan en ufak bir hareket yok. Şimdi sormak lazım Daum'a. Olcan böyle bir maçta da 30-35 dakika oynamayacaksa hangi maçta oynayacak. Hep oynamak için son 10 dakikayı mı beklemek zorunda kalacak. Daum'u işte bu tutucu yönü nedeniyle eleştiriyor ve Semih'i oynatmasını şu sözle açıklamak istiyorum: "Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir."

Maçın geneline baktığımızda Fenerbahçe'nin bariz üstünlüğü vardı. Erken golün avantajıyla özellikle ilk yarıda iyi top çeviren Fenerbahçe, oyunun hakimi görünürken, Denizlispor'un hızlı hücumlarında savunmasında ciddi açıklar verdi. Konuk ekip, iyi bir son vuruş ustasına sahip olabilseydi Önder-Luciano ikilisinin yerleşim yanlışlarını ciddi şekilde cezalandırabilirdi. Ancak ilk 45 dakika sona ererken gelen ikinci golün maçı bitirdiğini söylememizde yarar var.

Özetle Fenerbahçe, ilk yarıyı puan rekoruyla tamamlarken, taraftarına da gol ziyafeti sundu.

Geri dön

Yazdır

Yukarı