Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile üyelik müzakerelerine resmen başlaması sonrasında iş dünyası yeni dönemin zorlu geçeceğini belirtirken, yabancı yatırım ilgisinin de artacağını öngördü. Yabancı Sermaye Derneği Genel Sekreteri Mustafa Alper, müzakere sürecinin başlaması ile yabancı sermaye girişinin daha da hızlanarak sürmesini beklediklerini kaydetti. Bu yılki doğrudan yabancı sermaye girişi hedefinin 5 milyar dolar olduğuna işaret eden Alper, "Yabancı sermaye girişindeki artış, 25 milyar doların üzerindeki rakamlara imkan sağlayacaktır" dedi. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelere başlaması turizmciler tarafından olumlu karşılandı. Türkiye'nin AB içine girmesiyle Batı dünyası tarafından "yeniden keşfedileceğini" kaydeden sektör temsilcilerine göre 50 milyon turist hedefi hiç de uzak olmayacak.

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Tayfun Zeytinbaş'a göre müzakere süreci turizmi şöyle etkileyecek: Otellerde de rekabet artacak. Oteller daha kalifiye işçi çalıştıracak, bu da maliyetlerin artmasına neden olacak. Maliyeti artan otel eskisi gibi 10 avroya oda vermeyecek, odalarını gerçek değerinden vermek zorunda kalacak. Sektörde rekabet artacak. Hizmeti iyi olan kazanacak. Süreç her şeyi bir anda değiştirmeyecek. Ama hayatımız değişecek. Belediyeler artık sokakta çöp biriktirmeyecek. Çevre, insan hakları daha fazla önem kazanacak. İsteyen istediğini yapamayacak. Herkes birbirine daha saygılı olacak. 4 Ekim itibariyle Türkiye'nin önünde yeni bir sayfa açıldığını belirten,Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Enis Özsaruhan, "Şimdi var gücümüzle tam üyelik için çalışacağız. Bu çabamızda en güçlü silahımız, hızlı, sürdürülebilir ve bölgesel olarak eşit dağılmış bir büyüme çizgisini yakalamak olacaktır" dedi.

Türkiye alnı açık, başı dik yürüyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Şimdi Türkiye'nin yapması gereken, son dakika engellerine yenik düşmeden Avrupa Birliği yolunda alnı açık, başı dik yürümektir" dedi. Hisarcıklıoğlu, hükümeti ve muhalefeti kutlayarak, "Victor Hugo'nun söylediği gibi (dünyadaki hiçbir güç, zamanı gelmiş bir düşünceden daha güçlü değildir). 3 Ekim'de alınan karar, bunun delilidir. Avrupa'nın, ticaretinde yüzde 60 paya sahip Türkiye gibi bir ülke ile ilişkilerini kaybet-kaybet tabanına oturtması aklı selim hiçbir ülke tarafından kabul edilemezdi. Sonunda bu hakikat dün gece tecelli etti" diye konuştu.

Türkiye'nin de Avrupa'nın da yolu açık olsun

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başlayacağına olan inançlarını hiçbir zaman yitirmediklerini belirterek, "Türkiye'nin de Avrupa'nın da yolu açık olsun" dedi. AB projesinin Türkiye için bir medeniyet projesi olduğunu vurgulayan Sabancı, zorluklar olacağının bilindiğini, bundan sonra da olacağını kaydetti. Güler Sabancı, şunları söyledi: "Biz hiç bir zaman müzakerelerin başlayacağına olan inancımızı yitirmedik. Türkiye bugüne kadar çok önemli reformlar gerçekleştirdi ve kendine düşen her şeyi yaptı. Bir kere daha parlamentomuzu, hükümetimizi, dışişleri görevlilerini ve destek veren tüm sivil toplum kuruluşlarını, hepimizi tüm Türkiye'yi kutluyorum. Yolumuz açık olsun. Çünkü, uzun, zahmetli ama Türkiye'yi muasır medeniyetler hedefine ulaştıracak, Avrupa'yı da medeniyetler buluşmasına götürecek bir yolculuğa birlikte çıkıyoruz. Türkiye'nin de Avrupa'nın da yolu açık olsun."

Medeniyetler çatışması tezi boşa çıktı

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Avrupa'nın, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla ilgili karar ile medeniyetler çatışması tezini boşa çıkarmaya istekli olduğunu gösterdiğini bildirdi. Meseleye uzun vadeli bakarak, kararlı, soğukkanlı ve akılcı bir tutum sergileyen hükümeti kutlayan Koç, "Aday ülke statüsünden, müzakere eden ülke statüsüne geçtik. Bu dev bir kurumsal adım. Yalnız Türkiye için değil, Avrupa için de dev bir adım" dedi. Avrupa'nın, bu kararla, medeniyetler çatışması tezini boşa çıkarmaya istekli olduğunu gösterdiğini ifade eden Koç, şunları kaydetti: "Tabii önümüzde uzun bir yol var. Bu yolda AB'ye düşen, uzun dönemli çıkarlarını doğru tahlil etmektir. Artık alaturka siyasi krizlere, basit uygulama hatalarına, bunların yaratabileceği ekonomik dalgalanmalara gündemimizde yer yok. İstikrarlı siyaset, güçlü ekonomi ve sosyal barış ortamında ilerlemesini sürdürecek bir Türkiye, uyum sürecinde çok daha güçlü bir şekilde yer alacaktır."

Hükümetin performansı umut veriyor

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin başlaması konusunda hükümetin ve diplomasinin gösterdiği dirayetin önümüzdeki çetin müzakere süreci bakımında da iyimserlik ve umut verdiğini bildirdi. Bülent Eczacıbaşı, Avrupa Birliği ile müzakerelerin başlamasıyla tam üyelik yolunda yeni bir aşamaya ulaşıldığına işaret etti. Bunun aynı zamanda, Türkiye'nin tarihinde de yeni bir dönemin başlangıcı olacağını vurgulayan Eczacıbaşı, şunları kaydetti: "Artık Türkiye, politikada, ekonomide ve toplumsal yaşamın tüm alanlarında, bir çağdaşlık projesinin içinde yer almıştır. Bu alanlardaki dönüşümler sağlandıkça toplumun refahı yükselecektir Ülkemiz açısından 'çağdaş uygarlık' hedefine ulaşma yolunda bu gelişmeyi sağlayan, kararlı utumu nedeniyle hükümetimizi kutlamak isterim. Hükümetimizin ve diplomasimizin gösterdiği dirayet, çetin müzakere süreci bakımında da iyimserlik ve umut veriyor."

Yabancı yatırımcıların önü açıldı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, tam üyelik yolunda müzakere sürecinin başlamasıyla yabancı yatırımcıların önünün açıldığına dikkat çekerek, "Özel sektör olarak bizim de önümüzde dikkatle aşılması gereken, önceliklerin yeniden belirlenmesini gerektiren bir süreç var" dedi. Yalçıntaş, şöyle konuştu: "Çünkü 35 tane konu başlığımız var. Bu başlıklarda ana tema Türkiye'nin standartlarını yükseltmesi. Bizim özel sektör olarak çevre, sosyal güvenceler, iş güvenliği gibi kendi standartlarımızı yükseltmemiz gerekiyor. Bizler ve devletin ortak hareket etmesi lazım."

'Müzakere turizme ilaç gibi'

Türkiye'nin AB ile resmen tam üyelik müzakerelerinin başlamasının başta turizm sektörü olmak üzere tüm sektörlere doping etkisi yaratacağını ifade eden Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, "Türkiye, 42 yıllık AB sürecinin en önemli virajlarından birini, 3 Ekim tarihinde Lüksemburg'ta döndü. Türkiye'nin AB ile resmen müzakerelere başlaması, Türk turizmine doping etkisi yaratacaktır. 2006 yılında AB'den gelen turist sayısının bu yıla oranla rekor kırmasını bekliyoruz. Bu yıl 20 milyonunu üzerinde turisti ülkemizde ağırlarken, 2006 yılında bu rakamın 23 milyonu geçmesini hedefliyoruz. Turizmde İbre Türkiye'den Yanadır" dedi. Türkiye'nin AB ile resmen tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla, turizm sektörünün yanında diğer sektörlerdeki yabancı yatırımların artacağına dikkat çeken Bayındır, "ülkemizin sahip olduğu potansiyel ile dünya turizm pazarından aldığı payın artacağını kaydetti.

İSMAİL ZELVİ/İSTANBUL

TİM: Çelik gibi sinire ihtiyaç var

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)Başkanı Oğuz Satıcı, tam üyelik müzakerelerinin başladığı yeni süreçte, sağduyuya, serinkanlılığa ve çelik gibi sinirlere ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Oğuz Satıcı, yeni dönemin yatırımlar açısından önemini vurgularken de, "Uluslararası yatırımcılardan müzakereye aday bir ülkeye olan ilgi vardı, bundan sonra bu ilgi, müzakereye başlamış Türkiye'ye diye değişecek. Mutlaka uluslararası yatırımcıların kendilerini daha güven içinde hissedeceği bir ortam söz konusu olacak" dedi.

« Geri Dön