AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Kurumsallaşmadan uzun ömürlü olunamaz

Bütün ülkelerde şirketler, ekonominin olduğu kadar toplumun da omurgasını oluştururlar. Şirketler canlılar gibi, doğar, gelişir, yaşlanır ve ölürler. Canlıların doğal bir ömrü vardır. Sağlık alanındaki gelişmelerle, canlıların ömürlerini istenildiği kadar uzatmak ve doğal sınırların ötesine geçmek mümkün değildir. Dönüştürücü yeniliklerle şirketlerin ömürleri uzatılabilir.

"Yaşayan Şirket" kitabının yazarı Arie de Geus uzun ömürlü şirketlerin dört ortak özelliğinin olduğunu vurgular. Onlar herşeyden önce, sahip oldukları aktifleri en verimli bir biçimde değerlendirerek, dış kaynaklardah daha çok öz kaynaklarla çalışmayı tercih ederler. Onların ikinci özelliği de, vizyonu geniş, geleceği doğru okuyan üst düzey yöneticilere sahip olmalarıdır. Başlangıçta bir aile şirketi olarak kurulan uzun ömürlü şirketler, toplumla bütünleşen yöneticileriyle, dünyadaki değişmeleri başkalarından önce görerek, kendilerini kolaylıkla yenilerler.

Uzun ömürlü şirketlerin ortak üçüncü özellikleri, çalışanları tarafından benimsenen güçlü olduğu kadar sağlıklı da olan ve çevrelerinde saygı ve sevgi uyandıran değerlerle özdeşleşmeleridir. Değişimin hız ve yoğunluk kazandığı dönemlerde, güvenlik görevlisinden yönetim kurulu başkanına kadar şirketleriyle bütünleşen çalışanlar, her türlü krizin üstesinden gelerek, şirketlerini yaşatmasını başarırlar. Değeri değersizlik, ilkesi ilkesizlik olan şirketlerin ömrünü hiçbir güç uzatamaz.

Uzun ömürlü şirketlerin dördüncü özelliği de, katı ve hiyerarşik olmayan, her kademedeki çalışanına karar verme yetkisi veren organizasyon yapılarıyla yönetilmeleridir. Merkezi bir örgütlenme yapısına sahip, üretim pazarlama ve finansman gibi, ana fonksiyonlara ilişkin kararların yalnızca üst düzey yöneticiler tarafından alındığı şirketlerde yenilik yapılamaz. Çünkü yeni düşünceler, üst kesimlerden daha çok işin başında olan alt kesimlerden gelir.

Yeni yüzyılda şirketlerin ömürlerini uzatmaları için, sürdürülebilir bir büyümeyle, başkalarından önce, kendileriyle sonu hiç gelmeyecek bir yarışa girmeleri gerekir. Bunun yolu, şirketlerin öğrenmeyi öğrenerek kurumsallaşmalarından geçer. Kurumsallaşmak demek, ilkesizliğe karşı ilkelerle, değersizliğe karşı değerlerle savaşmak demektir. İlke ve değerlerinden taviz vermeden, dönüştürücü yeniliklere açık olmayan şirketler kurumsallaşamazlar.

Şirketlerin kurumsallaşarak ömürlerini uzatmaları, bütün çalışanların katıldığı, kusursuzluğu arama sürecidir. Çalışanlar yenilikleri benimseyerek, kendileriyle birlikte şirketlerini de dönüştürürler. Değişmelere ayak uyduramayan şirketler, verimliliklerini artırarak, sürdürülebilir bir gelişme sağlayamadıkları gibi, uzun ömürlü de olamazlar. Bu yüzden, uzun ömürlü bir şirkette kurumsallaşmadan yalnızca üst düzey yöneticiler değil, çalışan herkes sorumludur.

Toplumlar tarım ekonomisinden sanayi ekonomisine, sanayi ekonomisinden bilgi ekonomisine doğru yol aldıkca, hangi alanda faaliyet gösterirse göstersinler, bütün şirketlerin dönüştürücü yeniliklere açık olmaları büyük önem taşır. Batı pazarlarında kendilerine sağlam bir yer tutmak isteyen şirketler, yüksek değerli, bilgi ve teknoloji yoğun ürün ve hizmetlere yönelerek, hem karlılıklarını artırmayı, hem de ömürlerini uzatmayı bilmelidirler.

Bilgi ekonomisindeki rekabet, sanayi ekonomisinden çok daha yoğundur. Rekabetteki hız ve yoğunluk, kurumsallaşmasını tamamlayamamış şirketlerin yaşama şansını bütünüyle yok etmektedir.

İlkeleri olmayan şirketler, kurumsallaşamazlar.

Kurumsallaşamayan şirketler, uzun ömürlü olamazlar. Şirketler için geçerli olan ilkeler, her kuruluş için geçerlidir.


18 Eylül 2005
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED