Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Başbakan Erdoğan, kamu reformu, YÖK ve 2-B konusunda ilk kez 'referandum'u telaffuz etti ve "Gerekirse paket olarak referanduma gidilir" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimini zamanında konuşacaklarını belirten Erdoğan, "Bunu gündeme düşürmem" dedi.
ERHAN SEVEN / ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, Yeni Şafak yazarlarıyla yaptığı kahvaltılı sohbet toplantısıyla gündemdeki konular hakkındaki görüşlerini açıkladı. ABD ile ilişkilerin iddia adildiği gibi kötü olmadığını, ABD Başkanı Bush'un kendisine, "İstiyorsan Türkiye'ye gelip sana ziyarette bulunayım" diyecek kadar samimi ve iyi ilişkiler içinde olduklarını kaydeden Erdoğan, "bazı konuları bir paket halinde referanduma götürebilecekleri" mesajını verdi. Erken seçim ve Cumhurbaşkanlığı konularının gündeme bile alınmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, hükümetin performansı için 10 üzerinden 8 verirken kabine değişikliklerinin de performansı daha da arttırmak için yapıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Konutu'-ndaki kahvaltılı sohbet toplantısında milletvekilleri Ömer Çelik, Akif Gülle, Suat Kılıç ile danışmanları Nabi Avcı, Yalçın Akdoğan ve Ahmet Tezcan da hazır bulundu. Erdoğan, Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu, Genel Yayın Koordinatörü Mehmet Ocaktan, Genel Yayın Danışmanı Fehmi Koru, Ankara Temsilcisi Mustafa Karaalioğlu, Başyazar Ahmet Taşgetiren ile yazarlar Ali Bayramoğlu ve Kürşat Bumin'in sorularını cevaplandırdı. 'Medya dokunulmazlık istiyor!' 2.5 yılı doldurmuş durumdasınız. Bu süreyi başarılı buluyor musunuz. Yani nerelerde başarılısınız, nerelerde eksikler gedikler var? Önce iç siyasette özgünlükler açısından başlamak istiyorum. Biz iç siyasette bana göre çok ciddi mesafeler aldığımıza inanıyorum. Ama olması gereken nokta değil, ama ciddi mesafeler aldık. Bizim dönemimizde düşünceden dolayı hemen hemen mahkum olmuş insan yoktur. Yeni TCK yürürlüğe girdi. Bundan sonra olabilir mi?
Ceza yasasında basının yaklaştığı gibi bakmıyorum olaya. Sıradan vatandaş için suç olarak görülen şeyin basın mensubu için de suç olması gerekir. Yani burada fikrinden dolayı cezalandırma sözkonusu değil. Bir yerde hilafı hakikat bilgi, bir hakaret varsa, yalan bir haber varsa bunun da bir bedelinin olması gerekir. Biz de geçmişte yaşadık, Bir kişi için söylemek veya okumak suç ama, gazeteci için suç değil. Mesela bize dokunulmazlık ile saldırıyorlar. Medya saldırıyor. Şimdi dokunulmazlıkta saldıran medya kendisi için niye dokunulmazlık istiyor. Madem bana saldırıyorsun bu konuda kendin de dokunulmazlık zırhından sıyrıl.
Tamam yüksek parayı diğerleri için de koymak gerekir. O zaman parayı ödeyemeyen insanlar için ne olacak? O zaman bu ülkede zengin ve hali vakti yerinde olanlar dert edinmeyecek. Eşitlik mi o? Tasarıda sadece hakaret diye bir şey yok. Temel milli yararlar diye bir ibare var. Mesela Kıbrıs'tan asker çekmek, Ermeni soykırımı meselesi ile ilgili olarak milli yararlar ilkesine giriyor. Hukukun da bir dili var. Ben hukukçu değilim. temel milli yararların gerekçesinde neler var bilemiyorum ama ben o örneğe katılmıyorum. Hiçbir yargıç olayı böyle değerlendirmez. Ermeni soykırım meselesinde devletin bir şeyi olarak bence almak değerlendirmek olmaz. Ben sorarım o zaman. Bu sempozyumu yapaçak olanlar niye bundan vazgeçti. "Çiçek'in sözü kanun değil"
İlla orada yapmak şart mı? Başka bir yerde yap. Cemil Bey'in açıklaması bu ülkenin yasası mıdır. Cemil Bey kendi görüşünü söylemiştir.
Bu tür laflarla bu ülkede işler duruyorsa, birçok şeylerin yapılmaması gerekir. Rektör hanım değil orada o organizeyi yapan tertip komitesi kimse, başka bir salonda yapılır. Biz de bu işi yıllarca yaptık. Bizi yasakladılarsa gittik başka bir salonda yaptık.
Benim aldığım bilgi bu. Sabancı, Bilgi ve Boğaziçi üniversiteleri katılımcı konumunda, tertip komitesinde de varlar. Bu işin yasal boyutu budur. Orada böyle bir iş çıkmışsa, hanımefendi de bundan çekinmişse veya sıkıntıya düşmüşse bu komite bunu bir başka yerde yapmalıydı, yapabilirdi. Şimdi bir ay birbuçuk ay sonraya bu işi atmanın anlamı yoktur. Bu olay olduğunda ben yurtdışındaydım. Bana sordular. Adalet Bakanı'nın kişisel görüşüdür dedim. Ne hükümetimizin, ne de devletin görüşüdür. Çünkü bu konuda bizim yasalarımız, herşeyimiz ortada, AB süreci ortada. Her şeyden önce yapılmamış bir şeyin üzerinde böyle konuşmak yanlış. Orada kimin ne konuşacağını baştan bilmiyoruz. Herkes çıksın, olumlusu olumsuzu herkes konuşsun. Ondan sonra Cemil bey onun üzerine bir yorum yapsa, bana göre o çok daha isabetli olurdu. Bunu daha sonra Adalet Bakanı'na da söyledim.
'Artık o bedelleri ödetmek istemiyoruz'
Tanımladığınız bu sistemde uygulamayı, icraatını etkileyen ne gibi engeller var?
'Gerekirse referanduma giderim' Geçen dönemde hükümetin gündeminde ana reform konuları vardı ve bunların ertelendiği görüntüsü ortaya çıktı. YÖK, Kamu reformu, 2B gibi konularda takviminiz nedir? Başörtüsü sorunu da bekliyor. Bu konuları nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Kesin bir takvimimiz yok. Biraz atmosfer ve zemin olayı. Bunlar Anayasa değişikliği gerektiren konular. Anayasa değişikliğiyle netice alıp alamayacağımız referandum yolunun denenip denenmeyeceği... Bunlar aramızda tartışılan konular. Paket olarak referanduma gidilir gerekirse. Ancak başörtüsü Anayasa konusu değil. Farklı bir konu. Burada biz toplumdaki bütün hassasiyetleri düşünerek adımlar atıyoruz. Onun için şu saatte bunu yapacağız diye bir şey yok. Zemin ve atmosfer elverirse adımı atarız. Yoksa bunu erteleyebiliriz de. Bizim parametreleri kaybetmememiz lazım. Ekonomik öncelikleri gözetmemiz lazım. Başbakan ile samimi sohbet Başbakan Tayyip Erdoğan, Yeni Şafak yönetici ve yazarlarıyla Başbakanlık Resmî Konutu'nda kahvaltı yaptı. Zaman zaman masadaki zengin mönü, zaman zaman hükümetin icraatı, zaman zaman da gazetemiz yazarlarının çeşitli yazıları, espri konusu oldu. Başbakan Erdoğan'ın yaptığı esprilerin satır aralarından, basını nasıl dikkatle takip ettiği de ortaya çıkarken, hükümet icraatına ve gelecek planlarına yönelik sorular da, Başbakan'ın ve hükümetin nasıl dikkatle izlendiğini ortaya koydu. "Kabine değişikliğinden bakanların bile haberi yoktu. Cumhurbaşkanımız da kendisine sunduğum listeyi aynen onadı. Değiştirme yok." 'Cumhurbaşkanlığı konusunu tartışmam' En çok merak edilen konulardan birisi sizin Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda nasıl bir tavır takınacağınız. Hatta, bu merak nedeniyle bir gerilim de doğuyor. 'Müzakereci yardımcılığı kadrosu yok' "Başmüzakereci yardımcılığı diye sivil bir görev tanımı yok. Rıfat Bey o açıklamayı yanlış yaptı. Yoksa her STK gelir, 'ben de istiyorum' der..."
|
|