T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 9 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Dört günlük kıyamet savaşı!..

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Cuma günü, Beyrut'un merkezine yapılacak her hangi bir saldırıya karşı Tel Aviv'i bombalayacaklarını söyledi. İsrail'in BM'deki temsilcisi Dan Gillerman, BBC'ye verdiği söyleşide, "Hizbullah'ın Tel Aviv'e saldırması bir savaş ilanı sayılacak. Çünkü Hizbullah Tahran'ın açık talimatı olmadan böyle bir şey yapamaz" dedi. Bu söz; İsrail'in Tel Aviv'e yönelik saldırıya Tahran'ı bombalamakla cevap vereceği şeklinde yorumlanıyor. İran Devrim Muhafızları Komutanı Yahya Rahim ise dün, ABD ve İsrail'in İran'a yönelik saldırısına yüz kat daha güçlü cevap vereceklerini, cevabın İran halkının öfkesi ve gücüyle sınırlı kalmayacağını söyledi. Suriye bölgesel savaşa hazır olduğunu bir çok kez açıkladı ve Hizbullah'a desteğini yineledi.

ABD'nin Fransa ile birlikte hazırladığı BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı, Lübnan, İran, Suriye, bazı Müslüman ülkeler, Rusya ve Çin tarafından reddedildi. Şu bilinmeli: Lübnan'ı kurtarmaya, İsrail saldırılarını durdurmaya yönelik hiçbir diplomatik girişim olmayacak. Bütün girişimler savaşı bölgesel düzeye çekmeye ayarlı olacak.

Irak işgalinden hemen sonra başlayan askeri yığınak Lübnan'a saldırılarla bambaşka bir boyut aldı. ABD'den İsrail'e füzeler, bunker-buster bombaları, askeri mühimmat taşıyan uçaklar, İngiltere hava sahasını kullanıyor. İki haftadır devam eden seferlere kimse dikkat etmiyor. Şimdi İncirlik hava üssü de bu amaçla kullanılmaya başlandı. Dün İncirlik'ten Mersin'e giden ABD konvoyun da İsrail'i silah taşıdığı iddia ediliyor.

Bu füze ve bombalar Lübnan'da kullanılıyor ama asıl hedefi İran ve Suriye. Askeri yığınak Lübnan ölçeğini çoktan aşmış durumda. Dünya; Büyük Ortadoğu Savaşı'nın hangi ölçeklerde seyredeceğini tartışmaya başladı. Bunu yaparken de, ABD-İngiltere-İsrail-Türkiye ilişkilerine dikkat çekiliyor.

Bölgesel savaş aslında Irak işgaliyle başlamıştı. Üçüncü Dünya savaşı ise Afganistan işgaliyle. Şimdi merak edilen, Büyük Ortadoğu Savaşı'nın nükleer içerikli olup olmayacağı. Çok tehlikeli ve ürkütücü senaryolar dile getiriliyor. İran-İsrail/ABD çatışmasında nükleer silahların kullanılabileceği, bölgede büyük bir yıkım yaşanabileceği ifade ediliyor.

7 Eylül 2004'te "En korkunç senaryo" başlığı ile buraya aldığım bir metni tekrar hatırlatmak istiyorum.

Claude Salhani, 2003 yılında "The American Conservative" dergisinde "Four Day War" (Dört Gün Savaşı) başlıklı hayali bir senaryo yayınladı, ben de 7 Eylül 2004'te "En korkunç senaryo" başlığı ile bu köşeye aldım. Bugün yaşanan sapkınlığın nerelere uzanabileceğine dair biraz durup düşünmek için hatırlatayım:

"Birinci gün: Çarşamba.

Şafak vakti Negev çölündeki askeri üslerden kalkan İsrail savaş uçakları İran'ın Buşehr'deki nükleer tesislerini yok eder. Saldırı İslam dünyasını sarsar. Milyonlarca insan sokaklara dökülür.

İkinci gün: Perşembe.

İsrail'in ABD desteği olmadan saldıramayacağına inanan İran misillemeye geçer. Binlerce devrim muhafızı Irak içlerine girer. Şiddetli çatışmalar yaşanır. Hizbullah, İsrail'e füze yağdırır. İslam dünyasında dev kalabalıklar sokakları kaplar. Kahire, Amman ve Ankara'da İsrail büyükelçilikleri tahrip edilir, ABD büyükelçilikleri ateşe verilir.

Üçüncü gün: Cuma:

İslam dünyasında Cuma namazı sonrası kalabalıklar harekete geçirilir. Devlet binaları yağmalanır. Çatışmalar büyük bir zayiatla sona erer. Sıkı yönetim ilan edilir. Ancak kargaşa durdurulamaz. S. Arabistan'da İslamcı gruplarla güvenlik güçleri arasında yaygın çatışmalar başlar. Suudi kraliyet ailesi ortadan kaybolur. Endonezya'da, Malezya'da, Mısır'da İsrail'e savaş açılmasını isteyen halk çılgına döner.

Dördüncü gün: Cumartesi.

Pakistan ordusundaki İslamcı subaylar Perviz Müşerref'i devirme planını hareket geçirir. Pakistan istihbarat servisi ISI, ülkenin nükleer tesisleri ve nükleer kodların denetimini ele geçirir. Birkaç saat içinde, nükleer silah yüklenen iki uçak, gizli bir hava üssünden kalkar. Hedefleri Tel Aviv ve Ashdod'dur. Dolambaçlı bir yol izleyerek Doğu Afrika'da yakıt ikmali yapar. Kendilerini Güney Afrika uçakları olarak tanıtır. Kuyruk işaretleri de Güney Afrikalı olduklarına işaret etmektedir. İki uçak intihar pilotları tarafından uçurulmaktadır. İsrail hava trafik kontrolünün kendilerine verdiği hattı izlerken aniden yön değiştirip iki kente dalarlar ve nükleer yüklerini boşaltırlar.

İsrail Pakistan'a misilleme yapar. Milyonlarca insan ölür. Arap yönetimleri çöker. Savaş Ortadoğu'yu kaplar. Yüz binlerce insan ölür. Zayıflayan İsrail ayakta kalma mücadelesi vermektedir ve nükleer silahlarla Arap başkentlerini vurur. Ortadoğu tam bir kaosa sürüklenir....."

Bu cinnet çağında hiçbir şey ihtimal dışı değil....

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi