T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 12 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yusuf KAPLAN

İslamo-faşizm mi dediniz?

Birileri, yaşadığınız toprakları işgal edecek. Coğrafyanızı paramparça edecek. Aşiret devletlerine ayıracak sizi. Bu aşiretlerin başına karaktersiz, satılık tipleri yerleştirecek.

Topraklarınızı işgal ettikleri, zorla ve ayartıcı yöntemlerle küre ölçeğine yaydıkları insanaltı bir varlık türü icat etmekten başka bir işe yaramayan yoz, sığ, aşağılık kültürleri yoluyla kültürünüzü ve insanınızı "piçleştirdikleri" yetmiyormuş gibi, sizi çoluk çocuk demeden katledecek; üzerinize bombalar yağdıracak; insanlığın en görkemli medeniyet birikimlerini barındıran -kendilerinin asla üretemedikleri- o çok kültürlü şehirlerinizi, hayalet şehirlere çevirerek sizi yaşadığınıza bin pişman edecek.

Bütün bu barbarlıklara, vahşîliklere isyan ettiğiniz, köleliğe razı olmadığınız için sonra da kalkıp ahlaksızca ve sapkınca bir kafayla sizi İslamo-faşist diye suçlamaya kalkışacak!

Amerika'nın haydut ve beyni sulanmış, Yahudi lobisi tarafından esir ve teslim alınmış başkanından sözediyorum.

ABD Başkanı Bush, önceki gün Londra'nın Heathrow Havaalanı'nda sözümona terör önleme operasyonundan hemen sonra yaptığı açıklamada "İslamo-faşistler, bizim özgürlüğümüze saldırıyorlar. Bizi incitiyorlar" dedi!

İngiliz istihbaratının bir ay önceden planlandığını söylediği bu operasyon ve zamanlaması, kesinlikle tesadüfî değildir. Öncelikli olarak, İsrail'in Lübnan ve Filistin'de giriştiği cinayetleri ve katliamları meşrûlaştırmayı amaçlıyor. İkincisi de, ABD, İngiliz ve İsrail çetesinin niyetlerinin çok kötü olduğunu, daha uzun vadeli bir işgal ve savaş senaryosu için hazırlandıklarını gösteriyor.

Şu ân dünyanın başına ABD, İngiltere ve İsrail'den oluşan azman bir şer üçgeni, büyük bir bela musallat olmuş durumdadır. Bunlar, İslâm dünyasında önümüzdeki 25 ilâ 50 yıl içinde İslâmcıların daha da güçlenerek iktidara geleceklerini gördüler. Çünkü İslâm dünyası, yaklaşık 100-150 yıldan bu yana sömürgeleştirilmiş, laik, Batılıların uydusu, karikatürü ve işbirlikçisi totaliter rejimlerle Batı'ya teslim edilmiş ve bağımsızlığını yitirmiş durumdaydı.

Sosyalist, liberal, milliyetçi laik rejimler, sömürgeci Batılıların İslâm dünyasını içerden, totaliter rejimlerse, bizzat Batılılarla birlikte çökertmekle Müslüman toplumların büyük kan kaybetmesine, kaynaklarını kaybetmesine, ruhunu, dinamizmini ve enerjisini yitirmesine hizmet etmekten başka bir şey yapmamışlardı.

O yüzden sosyalizm bitmiş, milliyetçilik bitmiş, İslâmcılık, bütün zaaflarına ve primitifliklerine rağmen Müslüman dünyaya özgür, bağımsız bir dünya öneren tek söylem katına yükselmişti.

Yalnızca İslâm dünyası değil, bütün insanlık, İslâm'ın köleliğe, neo-liberal yeni-sömürgecilik biçimlerine, neo-seküler ve neo-pagan varoluş yok oluş ve yok ediş biçimlerine karşı adalete, barışa, hakkaniyete dayalı yeni bir medeniyet sıçraması gerçekleştirmesine şiddetle ihtiyaç hissediyor.

Küresel barbarlara karşı yalnızca İslâm dünyası insanlığın onurunu koruyacak bir varoluş mücadelesi veriyor. Afrika'nın, Latin Amerika'nın, Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya'nın neo-seküler ve neo-pagan Batı kültürüne ve hakimiyetine direnebilecek ruhları da, dinamizmleri de yok. O yüzden İslâm dünyası hariç bütün dünya neo-liberal ve kapitalist sistem tarafından yutulmak ve yokolmak üzeredir. O yüzden dünya çeyrek asırdır, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da Müslüman kanının akıtılmasına karşı çıt çıkar(a)mıyor.

Dünyanın gözünün önünde ABD, İngiltere ve İsrail şer ve şeytan üçgeninin İslâm dünyasını kana boyamalarına rağmen, Bush'un Müslümanlığı ve müslümanları İslamo-faşizm diye yaftalaması, küresel sistemin bittiğinin, çatırdamakta olduğunun işaretidir. Asıl faşizmi, asıl cinayeti, asıl katliamı, asıl işgalleri ve asıl insanlık suçlarını işleyenler bu şer-şeytan üçgeni değil mi? Bütün dünyanın tanık olduğu şey buyken, Bush'un İslamo-faşizmden sözetmesi, sadece çöküş psikolojisinin, bitiş psikolojisinin, ürkütücü bir sapkınlığın, azmanlaşmanın, tersi dönmüş bir ahmaklığın göstergesi değil de nedir! Oysa bu, tarihin kırılma ânıdır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi