T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 25 HAZİRAN 2006 PAZAR | ||
|
Dünyadaki savaş yıllarının, barış yıllarına dönüştürülebilmesi için, tarih içinde ilk insandan bugüne geliştirilmiş kurum ve kuruluşlardan yararlanmak gerekir. Medeniyet bilincinin oluşturulmasında, en büyük ve en önemli üniversite tarihin kendisidir. Tarihin birikiminden yararlanmasını bilmeyen toplumların, savaş içinde geçen yılları barış içinde geçen yıllarından daha fazla olur. Toplumların hafızası olan tarih, savaş yıllarında değil, barış yıllarında zenginleşir. Batı dünyası gibi, kendi tarihlerinden başka tarih, kendi kültürlerinden başka kültür tanımayan toplumlar, barıştan daha çok savaş peşinde koşarlar. Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar'da bütün dehşetiyle yaşandığı gibi, ülkelerinin kaynaklarını silahlanmaya ayıranlar, dünyanın her yerinde savaşların başlatıcısı olmuşlardır. Silahlanan ülkeler, iç ya da dış ortaya çıkan her sorunu güçle çözmeye çalışırlar. Bunun için, dünyada savaşların sonu hiç gelmiyor. Dünyada savaşların önüne geçebilmek için, İslam öncesi Arabistan'da geniş uygulama alanı bulan, bayramlarda, pazarlarda ve hac aylarında barışın güvencesi olan "Hılfü'l Fudul" kurumu gibi, toplumda haksızlığa uğrayanların haklarını koruyan bir "Erdemliler Platformu"na ihtiyaç vardır. O toplulukta yer alanlar, toplumda herkesin hakkını korumak, kimseyi zarara uğratmamak için, her zaman örnek olabilecek, eşsiz bir yardımlaşma ve dayanışma örneği vermişlerdir. İslam'ın Peygamberi, sözkonusu "Erdemliler Topluluğu"nda yer almış ve orada bulunmaktan onur duyduğunu söylemiştir. Erdemli insanların işbirliğiyle ortaya çıkan güç, Arabistan'da yalnızca haksızlıkları değil, basit beklentiler yüzünden çıkan savaşları da önlemiştir. Ancak onlar topluluğa yeni üye kabul etmedikleri için, birlik zaman içinde kendi kendini tasfiye etmiştir. Bir tarafın ölmeye, diğer tarafın öldürmeye doymadığı savaşların önüne geçmek için, hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde oluşturulacak, evrensel ahlak ilkelerine ve değişmez hukuk kurallarına sonuna kadar bağlı, yeni erdemli aydın topluluklarına ihtiyaç vardır. Erdemlilik ortak paydasında birleşen aydınların oluşturduğu topluluklara, hiçbir gücün karşı koyması mümkün değildir. Tarih boyunca yönetenler ile yönetilenler arasında uyum ve düzeni sağlayan en büyük güç, haksızlıklara karşı çıkmada, erdemli aydınların kendi aralarında gösterdikleri yardımlaşma ve dayanışma olmuştur. Onlar, hangi ülkede yaşarsa yaşasınlar, dağların zirvelerinin birbirlerini gördükleri gibi, birbirlerini görürler, duyarlar ve yardımlaşırlar. Erdemli aydınların oluşturdukları toplulukların sesi, çoğunluğun sesidir. Çoğunluk sağduyunun sesine kulak vererek, kötülüklerin değil, iyiliklerin destekleyicisi olur. Sağduyu, toplumların ortak aklı olduğu gibi, görünen ve görünmeyen dünyaları gören gözleridir. Her toplumda çoğunluk sağduyuda birleşir. Sağduyu için, yol herzaman birdir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |