T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S İ N E M A
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Sinema
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

'Akıl', özgürlüğüne düşkün âsi bir kuştur...

Otorite karşıtı bir mahkûmun cezaevinin kötü koşullarından paçayı kurtarabilmek için deli numarası yaparak akıl hastanesine yatışı ve oradaki acımasız sistem tarafından bir süre sonra gerçekten delirtilişinin öyküsü...

Ken Kesey'nin 1962 yılında yazdığı ve o tarihten beri de Amerikan edebiyatının başyapıtları arasında kabul edilen etkileyici bir romandan Macar asıllı yönetmen Milos Forman'ın gerçekleştirdiği bu uyarlama, beyazperdede son 30 yıldır "akıl hastanesi" denilince akla gelen ilk film olarak sıkı sinemaseverlerin kalbinde ayrıcalıklı bir yere sahip bulunuyor. Romana ve filme adını veren "cuckoo" sözcüğü, İngilizcede "guguk kuşu" anlamına gelişinin yanısıra, Amerikan argosunda "deli" anlamında da kullanılmakta. O yüzden, ülkemizde daha çok

Türkçe Adı: "Guguk Kuşu"
Orijinal Adı: "One Flew Over The Cuckoo's Nest"
(Biri Guguk Kuşunun Yuvasının Üzerinden Uçtu)
Yapım Yılı: 1975
Ülke: ABD yapımı
Süre: 133 Dakika
Yönetmen: Milos Forman
Senaryo: (Ken Kesey'nin aynı adlı romanından) Bo Goldman ve Lawrence Hauben
Müzik: Jack Nitzsche
Görüntü Yönetimi: Haskell Wexler
Kurgu: Sheldon Kahn, Lynzee Klingman
Oyuncular: Jack Nicholson, Louise Fletcher, William Redfield, Michael Berryman, Peter Brocco, Dean R. Brooks, Will Sampson, Denny DeVito, Vincent Schiavelli, Scatman Crothers, Christopher Lloyd
Uluslararası İzleyici Yargısı: 8.8 / 10 (Kaynak: Internet Movie Database)
"Guguk Kuşu" olarak tanınan filmin adındaki örtülü anlamı "Deliler Diyarından Biri Gelip Geçti" şeklinde çevirmek mümkün...

Başta isyankâr mahkum McMurphy'yi canlandıran Jack Nicholson olmak üzere, despot hemşire Mildred rolündeki Louise Fletcher, bilge kızılderili şefi Bromden'i canlandıran Will Sampson ve irili ufaklı diğer bütün oyuncu kadrosunun âdeta oyunculuğun kitabını yeniden yazdıkları bu öykünün, izleyenlerin boğazlarını kilitleyen son derece hüzünlü bir de finali var.

Koğuşun dev cüsseli adamı Bromden, itaat etmeyi öğrenmesi için zırt-pırt sokulduğu elektro-şok tedavisi nedeniyle tam bir bitkiye dönüşmüş durumdaki McMurphy'nin yatağına yaklaşır ve artık bilincini bütünüyle yitirmiş olan can dostunu -kalpleri taşlaşmış insanların elinde daha fazla acı çekmemesi için- yastığıyla boğar. Bu, insan bilincine karşı böylesine sevgisiz ve saygısız bir kurumda, onun elinden gelebilen en büyük şefkat gösterisidir. Sonra da odanın duvarını yıkarak ormana, bir kızılderili olarak ait olduğu yere doğru koşmaya başlar.

Sinemayı "sanat"a dönüştüren nadide filmlerden biri... Aynı anda hem gülmek, hem ağlamak, hem de Allah'ın bizlere bahşettiği en büyük nimet olan aklımız üzerine tefekküre dalmak için...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi