T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 6 MART 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İhsan DENİZ

Bana numara yapma!

Aslında anlamıyor değilim seni: Şu 'şairler âlemi'nde bir yer edinme ihtiyacı içindesin! Alt tarafı, bir 'kişilik' yer! Adın 'şair'e çıksın, yeter! Tüm gayretin buna mâtuf..

Hiç boş yer yok mu, ey cemaat?

Bir 'şairlik' yer, yok mu?

Ne diyelim; Allah versin!

Allah, gönlüne göre versin!

Evet evet, farkındayım elbette: Bünyene ve algı dünyana hâkim olan 'gecikmişlik' hissinin yanında daha başka şeyleri de bertaraf edebilmek amacıyla, belki farkına bile varmadan dahil olduğun o âdi kumpasta rol kapmayı birinci vazifen görüyorsun: Bir şekilde, her ne pahasına olursa olsun, edebiyat/şiir dünyasında 'parlamak'!..

Şöyle diyoruz:

Parlayan şair pas tutmaz!

Yaşın biraz ileri ama, olsun! Senin neyin eksik diğerlerinden, değil mi? Kaldı ki, şu Türkiye, yaşı elliyi geçtikten sonra tanınan-bilinen, hatta şöhret olan edebiyat/şiir meraklılarının 'çiftliği' ne zamandır!

Haydi, "şimdi" sıra sende!

İnanıyorum, okunacaksın sen de!

Hem bak, dergi kapaklarından medet ummaya başlaman, bu işi az-çok kavradığını gösteriyor..

Hep başkaları mı olacak?

İyi iyi.. Tabii canım, hakkın senin bu! Ne yani.. Yıllardır çırpınıp duruyorsun.. Fırsat bu fırsattır, yararlanacaksın elbette.. Boş ver, kırk yılını şiire vermiş şairin diplere atılışını.. Senin hakkın bu, sen 'birinci' sınıf şairsin! Yani, pardon, en azından kapak üzerinde..

Kaldı ki, Türkiye'nin, gelmiş geçmiş en sahtekâr, en riyakâr şairinin gölgesine sığınmayı bir marifet bildiğine göre, vallahi, bu iş tamamdır arkadaş!

Haydi gözün aydın!

Çok geçmeden, megalomani, ritmik bir gösteriye dönüşebilir; dönüşsün!

Bal tutan parmağını yalarmış!

Gerçi, şair, senin de yüzüne tükürmüş geçenlerde... ama olsun... hani öyle derler ya... şair bu... tükürüğü bile baldan tatlıdır, aldırma!

Seni kimse tutamaz artık!

Okundun, üflendin, tükrükle yıkandın!

Ha gayret..

Neredeyse adın 'şair'e çıkacak!

...

Her şey iyi güzel de..

N'olur, gel şöyle, keyfimizi kaçırma, bana bu saatten sonra 'içtenlik' numaraları çekme, bana bunu yapma!

Bak canım, sen orda kumla oynarken, biz dönüyorduk!

Zar atma rolleri, tripler falan, aman Allah'ım, daha neler..

Yapma.. Uslu dur.. Kaşınma..

'Şairlik' taslama bize!

Yemezler!..


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi