T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 MART 2006 PAZARTESİ | ||
Yukarıdaki başlığı bir yerlerden hatırladığınız hissine kapıldınız mı? Kapıldıysanız yanılmıyorsunuz; birkaç gün önce mavi başlıkla çıkan bir ulusal gazetemiz bu manşeti attı. Manşetin kastı, 29 Mart'taki güneş tutulmasının depreme neden olacağı şeklindeki söylentinin yaygınlaşarak insanlarımız arasında paniğe neden olmasıydı. Mavi başlıklı gazete bilimsel temeli olmayan bu söylentilerin bu kadar çok insan tarafından ciddiye alınması nedeniyle Türkiye'yi bir "Hurafeler Cumhuriyeti" olarak teşhis ve teşhir ediyordu. Güneş tutulması ile depremler arasında bir bağlantı var mı bilemiyorum, ama ben bu ülkede zaman zaman hurafelerle gerçek arasında hiç de inkar edilemeyecek ilişkiler kurulduğunu biliyorum. Tarihçi bir dostum "Yassıada iddianamesinin hurafeler üzerine bina edildiği"ni yazmıştı geçenlerde. 28 Şubat andıçlarının mantıki temelini ancak bir hurafe kadar inandırıcı bulduğunu söyleyen başka dostlarım da var. Biliyorsunuz hurafeliği pek de su götürmeyen bütün bu iddialar yaşandıkları dönemde bir hayli ciddiye alınmış, maalesef trajik sonuçlar da üretmişlerdi. Mavi başlıklı gazete Yassıada mahkemesinin kurulduğu günlerden epeyce sonra yayın hayatına başladı. Ancak 28 Şubat adı verilen o tekinsiz dönemde yayındaydı ve o tarihte bugünküne benzer bir "hurafe hassasiyeti" taşımadıklarından olacak, bu nevi bir manşete hiç lüzum görmediler. Her neyse!.. Benim derdim mavi başlıklı gazeteyi yargılamak değil, bu abesle iştigal olur. Amacım Türkiye'de hurafelerin her alanda zaman zaman kabul gördüğüne dair bir örnek zikretmek sadece. Şimdi uzatmayıp konunun bir başka veçhesine geçelim... Nedir hadisenin aslı, işte yazıyorum: Tırnak içine alarak yazımıza başlık olarak koyduğumuz bu iki kelime bendenizi epeyce kışkırttı ve başladım etrafımda başka hangi hurafelerin dolaştığını araştırmaya... Gördüm ki malzeme epeyce zengin... Hatta hurafelerimizi tıpkı türkülerimiz, manilerimiz, ağıtlarımız gibi halk edebiyatımızın bir türü olarak düşünmenin vakti gelmiş de geçiyor. "O zaman milletime bir öncülük edeyim (tam bir Ali Desidero laf kümesi), ilk derlemeyi ben yapayım, gerisi gelsin" dedim. Bu ülkede aşağıdaki hurafelere de epeyce inanan var haberiniz olsun!: Ayvalar çok olursa kış uzun olur.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |