T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 22 MART 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hüseyin HATEMİ

Sevginin velâyeti

İnsanlar kelimelere farklı anlamlar yüklerlerse bir süre sonra yanlış anlamalar, yorumlar çoğalır. Özellikle dînî terimlerde kasdî veya kasdî olmayarak yapılan yanlış yorumlara ve başvuruları yanlış kullanımlara rastlanır. Bu sebeple, hakîmler bu kez farklı ve zamana kadar kullanılmamış kelimeleri kullanmaya veya hiç değilse başka dillerden yahut kendi dillerinden aldıkları kelimeleri dini terimlerin yorumunda kullanmaya başlarlar. Bu da bir süre yeni dil anlaşmazlıklarına yol açar. Bunu müşahede eden, gözlemleyen ârifler de bir taraftan dînî simgeler dilini öğrenmeyi öğütlerken, diğer taraftan da bu "kuş dili"ni, "mantık-ut-tayr"ı öğrenebilmemiz için yanlış kullanılan terimlerin bulunduğu dillerin etkilerinden kurtulmamızı, dilsizlerin dilini öğrenmemizi de öğütler. (Zebân-i bî-zebânân râ biyâmuz!) Dili olmayanların, ortak gönül ehli dilini kullanırken yanlış dil teâmüllerinden etkilenmeyenlerin dilini öğren!-Mevlânâ). "Velâyet" terimini de ele alalım. Bu terimin anlamında, sevildiği ve güvenildiği için itaat edilen, tâbi olunan kimsenin yöneticiliği ve yol göstericiliği vardır. "Velî" edinilen, sözü dinlenen kişiyi iyi seçmek gerekir. Emanet ehline tevdi edilmeli, velâyet-i emr; gereken nitelikleri naib olan kimseye tevdi edilmelidir.

Bazı kimseler; Kur'an-ı Kerim'in "Yahudileri ve Hırıstiyanları velî edinmeyin" âyetini -araya mütercim girdiği, mütercim de velâyet terimi üzerinde iyi düşünmediği için- "bunları dost edinmeyin!" şeklinde anlarlar. Oysa bu âyetin anlamı "Yahudi ve Hıristiyanların siyasi velâyeti altına girmeyin" olarak anlaşılmalıdır. Yoksa, bütün insanığa, sadece asgarî ahlâklılıkla değil, en yüce ahlak bilinci ile davranmamızın Allah'ın rızasına uygun olduğu belirtilmiştir. (Mumtahine, 60/8-9)

"Velâyet-i fakîh-i âdil" demek, gerekli bilgiye ve uygulaması zorunlu ahlak ilkeleri bilincine sahip olan yöneticilerin yönetimi demektir. Bu; işin zâhiridir. Batı'da, Doğu'da hangi aklı başında siyaset bilimi uzmanına sorsanız aynı şeyi söyler. Bu doğru sözün ardında -kasden veya cehlen- batılı gizleyenler vardır. Emir-ul-Mü'minin'in bu gibi kimseler için "hak söz söylüyorlar, fakat bâtılı murad ediyorlar" buyurduğu bilinir. Bu zâhirin bir de bâtını vardır ki, o da ilahi sevgidir. Sevgi olmayınca, Hak söyleyip batılı kasdetme veya neyi kasdettiğini bilinmeyecek ölçüde şapşal olma olguları belirir. Biy'at (seçme, veli kılma) eylemini gerçekleştiren kimsede de ayartıcı'yı velî (mevlâ) edinmeme bilinci yoksa, Süleyman mührü Şeytan'ın eline geçer. Tolkien de kuş dilini ve "bi-zeban" dilini bilemediği için, insanlığın kafasını büsbütün karıştırmıştır.

Tagut'un, Mammon'un velîlerini velî edinerek zifiri karanlıklara, zulüm ve zulmetlere sağlanmamak için, "bireysel" veya "toplumsal" düzeyde, batında Sevgi'nin valeyitini gönül gözüyle göremedikçe, kimseye mührünü, ilahî emâneti kaptırmamak gerekir. Ferdî (bireysel) düzeyde kendi nefsine zulmetme zulmetine düşenler de, başkasına zulmetme zulmetine düşenler de, Allah'ın sonsuz ve sınırsız zahmetinden ümidi kesmesinler ve derhal yanlış emanetçiye kaptırdıkları yüzüklerini geri alsınlar.

21 Mart 2006 Salı gününden itibaren, Hicret'den sonraki 1385 güneş yılı başladı. Bu yıl inşaallah BOP şeâmeti ile tamamlanmaz. ABD'nin velâyetine itaat edenler de bu gafletten kurtulup da inşaallah yüzüklerini şeytanın elinden kurtarırlar. "Hak" söyleyip "batıl" kasdedenlere inanmayalım. Bunlar, Sevgi'den ve Mesih'den bahsederler, Kin, bencillik ve Deccal'i kasdederler. "Salâh" derler, "Fesâd" kasdederler. Herkes yüzüklerini bu dolandırıcılara kaptırınca da Yeryüzü'nü fesada boğar, "hars", ve "nesl"i bozmak için ellerinden geleni yaparlar. Hakk'ı ve adaleti gerçek anlamları ile söyleyip özleyenlere ne mutlu!

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi