T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
G Ü N D E M 7 MAYIS 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

'Medyanın 28 Şubat alışkanlığı sürüyor'

Bilgin'in Kanal 7'deki açıklamalarıyla gün yüzüne çıkan asker-medya ilişkilerini yorumlayan akademisyenler medyanın alışkanlıklarının sürdüğüne dikkat çekiyor.

Eski medya patronu Dinç Bilgin'in açıklamalarıyla orta yere dökülen 28 Şubat sürecinin "kirli" ilişkileri ve o dönemin aktörlerinin bugün medyada bulundukları görevler, gazetecilerin ilişkilerine ilişkin soru işaretlerini çoğaltmaya devam ediyor. Siyasetçi, akademisyen ve gazeteciler, Bilgin'in itiraf ettiği sürecin devamında ve arka planındaki ilişkilerin bugün de sürdüğüne dikkat çekiyor. 28 Şubat dönemindeki manşetler, ilişkilerin içeriğine ilişkin önemli ipuçları taşıyor.

MANŞETLER BİLGİN'İ DOĞRULUYOR

Bilgin'in gazetesi Sabah, 28 Şubat 1997'deki tarihi MGK toplantısını 'Zehir Zemberek' manşetiyle vermişti. Aynı gün gazetenin başyazarı Güngör Mengi rejimin kötü ellerde çıkmaza girdiğini yazıyordu. MGK toplantısını Milliyet 'İnce Ayar' olarak görürken, Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, "bir araştırma şirketinin verilerine dayanarak" halkın yüzde 30'unun 'darbe' istediğini açıklıyordu. Bir gün sonraki Sabah, Fatih Çekirge'nin imzasını taşıyan 'Yeni dönem' manşetiyle çıkıyordu. MGK bildirisinin yer aldığı sayfanın tam ortasında da, çarşaflı, sarıklı, cübbeli insanların olduğu kocaman bir fotoğraf sunuluyordu. Özkök görüştüğü üst düzey bir komutandan 'maksatın hasıl olduğunu' öğrenip okura bildiriyordu.

KUR'AN KURSLARI HEDEF GÖSTERİLDİ

4 Mart'ta Sabah'ın manşetinde Saygı Öztürk'ün başlattığı ve sonrasında günlerce sürdürdüğü Kur'an kursları ve yurtlara yönelik kampanya yer alıyordu. 'Ürperten yemin' başlıklı kurslarda öğrencilere "Din devleti kuruluncaya kadar savaş" yemininin ettirildiği haberle Kur'an kursları hedefe oturtuluyordu. 6 Mart'ta yine Öztürk'ün haberinden Türkiye, bu kurslara yapılan baskınlardan haberdar oluyordu. Sabah, 14 Mart 'ta 'Çankaya Hükümeti' manşetiyle çıkıyordu. Gazetenin Ankara temsilcisi Fatih Çekirge, politikacıların ve askerin nabzını tutmuş ve başkentteki son durumu özetlemişti. Cumhurbaşkanı Demirel, 'Anayolsol' hükümetini istiyordu. İşte bu mantşetlerle süslenen dönemi itiraf eden Bilgin'in açıklamaları ise yankı bulmaya ve dönemin aktörü konumundaki medyanın ve gazetecilerin mesleki etik anlayışları sorgulanmaya devam ediyor.

BİLGİLİ: AKTÖRLER DEĞİŞMEDİ

Galasataray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Can Bilgili, Bilgin'in açıklamalarını günah çıkarma olarak değerlendiriyor. Bilgin'in medyadan uzaklaştıkça dışarıdan bakmayı öğrendiğini, sorgulayabilecek düzeye geldiğini belirten Bilgili, Dinç Bilgin'in itiraf ettiği süreci bugünün medyadaki aktörlerinin de zaten o dönemin aktörlerinin kendileri, yardımcıları veya kardeşleri olduğuna işaret ederek şöyle yorumluyor: "O siyasal sürecin devamında ve arka planındaki bir takım ilişkiler bugün de sürüyor. Toplumsal tabana dayanan siyasi aktörler çıksa da, medya aktörleri, siyasetin beslenme kaynağını henüz halka indirgemiş değiller. Hala kitle manipülasyonu dediğimiz yolları deneme çabasındalar. Gazetecilerimiz maalesef geçmişin alışkanlıklarını devam ettiriyor. Bugün aktif olan bir çok medya patronu, yarın Bilgin gibi günah çıkarmaya devam edecektir."

ERİNÇ: ÖZDEŞLEŞME SORUNU YAŞANIYOR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç gazetecilerin özdeşleşme sorunu olduğunu, ancak zaman zaman kendi görev alanlarında olan kurumların sözcüsü ya da yöneticisi gibi davrandıklarını söylüyor. Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi Naci Bostancı ise medyanın bir iktidar arayışı olduğunu söylüyor. Bostancı medyanın, özellikle modern dünyada gerek kitle üzerindeki siyasal etkisi dolayısıyla, gerek ideolojinin inşasında ve gündem oluşturmada, gerekse meşruluğu tesis etmede önemli bir araç olduğuna işaret ederek, "Henüz açık bir toplum olamadık. Medya da birtakım lobilerde, 3-5 kişinin mühendisliğine yönelik görüntü arzediyor. Her şey milletin gözü önünde değil" diyor.

Aynı ilişkiler bugün de var

Refahyol Hükümeti'nin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Bilgin'in anlattıklarının sadece kendisiyle alakalı olmadığını vurgulayarak şunları dile getiriyor: "O dönemde bir tek Sabah mı vardı? Başkaları hiç üzerine alınmıyor. 28 Şubat'taki bu ilişkilerin bugün olmadığı söylenebilir mi? Yani bütün bunlar o günlerde yaşanıp bitmiştir ve artık kendini tekrarlamayacaktır diyebilir miyiz? Hala yaşamakta olduklarımız her şeyi apaçık gösteriyor."

  • RECEP YETER / ALİ EYVAZ / MUSTAFA CAMBAZ

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi