T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fikri AKYÜZ

Cumhuriyet'te yazmamamın sebebi, Turgut Özal'dır!.

Aşağıda rahmetli Turgut Özal'dan bahseden satırların yazılmasının müsebbibi "bibi oğlu" Salih'tir.. (Bizim Erzurum'da çoğunlukla, teyze'ye eze, hala'ya hâlâ bibi denir..)

Bizim Salih, hiç unutmuyorum Orta -2'ye gittiğim 1983 yılının Kasım ayının 4'ünde "Gel seninle Beyazıt'a, Sultanahmet'e, Süleymaniye'ye gidelim" demişti ve ben de okulu kırmayı göze almıştım ama Salih'i kıramamıştım..

İhtilalden sonra yapılan ilk seçim olan ve Özal'a Başbakanlık yolu açan 6 Kasım 1983 seçimlerinden iki gün öncesine kadar ne siyasi liderleri tanıyordum ne de seçimin varlığından haberdardım..

Salih'le Süleymaniye Camii'nin arkasında Mimar Sinan Türbesi'nin yanındaki sokakta bir konvoy geçiyordu ve o konvoyun önünde şişman, gözlüklü bir adam yanımıza gelmişti ve yanaklarımızı sıkmıştı.. ( Anlatacağım olay şimdi olsaydı, yeri daha iyi tarif edebilmek için, "Süleymaniye Camii'nin arkasında, Mimar Sinan Türbesi'nin yanında, porno 'sidisi' satılan tezgahın hemen yanıbaşında.." diye yazardım herhalde!.)

Geriye dönüp baktığımda görüyorum ki Özal, gerçekten ileriyi gören bir adamdı; çünkü 23 yıl sonra kendisini övecek olan adamı iyi tanıyordu!.

İşte bu "yanak sıkma" olayı, benim zihni altyapımın oluşmasına katkı sağlayan ciddi bir "sıkma" olayıdır.. Eğer buraya kadar yazılanlar sizi "sıkmadıysa" devam edelim.. Evet, o "tarihi yanak sıkma olayından" sonra, ben "Özalcı" oldum.. Çünkü, ilk gördüğüm hatta adını bildiğim ilk lider Özal'dı..

( Şimdi kalkıp "Bakın, adını bildiği ilk liderin Özal olduğunu söylüyor; 13 yaşına kadar Atatürk'ün adını bile duymamış; bu adam Tayyip Erdoğan hükümetini tabii ki başarılı bulur'" diyen olursa ve bunu diyenler şayet büyükse ellerinden, küçükse gözlerinden öper, akranımsa yanaklarından sıkarım!.)

Tabii, Süleymaniye'deki konvoyda Özal değil de Necdet Calp olsaydı, bugün, Türk Telekom ihalesine giren Haririleri "emperyalist komprador" olarak ilan edecek ve bu satırları yazmama vesile olan bilgisayarın markası Samsung olmayacaktı..

Ya da o konvoyun önünde Turgut Sunalp olsaydı, belki de İstanbul Hukuk Fakültesi'ne değil, Harp Akademileri'ne girip "genç subay" olacaktım.. Hatta, Ahmet Necdet Sezer'in her şeye "gücünün yeteceğine" inanacak ve Cumhuriyet başyazarı u"kuçleS nahlİ" okuyarak karanlıktan uyanmayı "erek edinecektim"!.

Ah Salih ah, sen küçükken halam sana "sen bir işe yaramazsın" diyordu ama, meğer "sen ne işe yarar adammışsın.."!. Senin sayende Özal'ı; Özal sayesinde de geleceği gördüm.. (Küçükken sana hitaben "aya baktım seni gördüm; sana baktım ayı gördüm..'" dediğim için de gecikmiş olarak özür diliyorum..)

Evet, ben Özal'ın 'serbest piyasa', 'konvertibilite', 'din, fikir ve ifade özgürlüğü', 'yabancı sermaye', 'özelleştirme', 'dinamik dış politika', 'ihracat, toplu konut, turizm atılımı', 'anti-statüko' demesini sevdim.. Ben, Özal'ın köprüyü satılığa; 40'lı yılların kafasının ipliğini pazara çıkarmasını sevdim..

Ama ben Özal'ın, eşini ANAP İstanbul il başkanı yapmasını; Mesut Yılmaz'ın genel başkanlığını sağlamasını; özellikle kızı Zeynep Özal'ı yetiştirmedeki zafiyetini sevmedim.. Sevmedim; çünkü bu memlekette Erdoğan olsun, Arınç olsun, Gül olsun, Baykal olsun, hiçbirinin çocukları 'ne oldum delisi' olmadı.. (Sayın Zeynep Özal; siz onun kızı olabildiniz mi, bilmiyorum.. Ama şunu bilmenizi istiyorum.. "O adam senin babandı..")

Sayın Erdoğan; ya Demirel, Ecevit gibi her şeyi oluruna bırakacak ve çok yaşayacaksınız.. Ya da Atatürk, Özal gibi çok çalışacak ve erken öleceksiniz.. O yüzden "erken ölünüz" demekten hicap duyar ve Allah uzun ömür versin derim.. Ama şunu da derim: "Siz daha çok çalışın"..

Nasıl olsa öleceksiniz..


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi