T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
İ Z D Ü Ş Ü M 30 NİSAN 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

YÖNETEN:
Abdullah MURADOĞLU

'Kırmızı Kitap' Soğuk Savaş'ın mirasıydı

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Milli Egemenlik Bayramı ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda zikredilen ve 'gizli anayasa' olarak nitelendirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Türkiye'nin gündemine NATO'yla birlikte girdi.

Bu haftanın tartışılan konularından birisi de "Kırmızı Kitap' yahut 'Gizli Anayasa' olarak zikredilen 'Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ydi. Böyle bir belgenin varlığı ilk kez, 1990'ların başlarında ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz tarafından açıklandı. İspanya'daki BASK modelini tartışmaya açan Başbakan Tansu Çiller'e yanıt olarak Yılmaz, Kırmızı Kitap'tan ve onun bağlayıcılığından söz etmişti. Yani Çiller'in bol keseden konuşmasının kıymet-i harbiyesi yoktu. Kırmızı Kitap daha sonra 28 Şubat sürecinde de sıkça gündeme geldi ve Refahyol Hükümeti'nin devrilmesi bile buna bağlandı. Tartışmalara göre 28 Şubat kararları, Kırmızı Kitap'ın, resmi adıyla Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin uzantısıydı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, 1997'deki Başbakanlığı döneminde Kırmızı Kitap'tan, "Bundan böyle hiçbir yasa, genelge ve yönetmelik bu belgeye aykırı olamaz" şeklinde konuşmuştu. MGK eski Genel Sekreteri emekli orgeneral Doğan Beyazıt da bir gazeteye, "Aslolan Kırmızı Kitap. İktidara gelen parti kitabı görünce politikalarını değiştirir" demişti.

BÜROKRASİNİN ANAYASASI

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, devletin milli güvenlik siyasetini belirleyen bir metindi. Gizlilik esaslarına uygun olarak Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından hazırlanıyordu. Başbakanlara düşen görev, onaylamak. Eski Başbakanlık müsteşarlarından Hasan Celal Güzel'e göre Kırmızı Kitap sadece müstaşarlara gösteriliyor, bakanların bile bundan haberi olmuyordu. Çünkü devletin asıl sahibi bürokratlardı. Güzel, müsteşar olduğunda Kırmızı Kitap'ın varlığını öğrenmişti. Güzel'e göre MGSB, adeta ikinci bir anayasa gibi bağlayıcı idi. MGSB'den sadece Başbakanlar ve MGK üyesi bakanlar ha-berdardı. Hükümet değişiklikleri sırasında, devir teslim işlemleri yapılırken eski başbakan Kırmızı Kitap'ı da yeni başbakana veriyordu.

BİR ZAMANLAR BAŞ DÜŞMAN "KOMÜNİZM" İDİ

MGSB, dış ve iç güvenlik konusunda sivil siyasetçilerin uymaları zorunlu temel kuralları içeriyor. Strateji uzmanı Ercan Çitlioğlu'na göre MGSB, Türkiye'nin milli siyasetinin ana hatları ve uygulama yöntemlerini kapsayan bir direktifler manzumesidir. MGSB yalnızca saptanan milli siyasetin uygulanma yöntemlerini içermez. Değişen iç ve dış şartlara ve konjonktürel gelişmelere göre sürekli güncelleştirilen bu belgede, ülkenin milli güvenliğine yönelik risk faktörleri ve tehdit algılamaları önceliklerine göre tanımlanır; karşı önlemler belirlenir ve bunlar ilgili kurum ve kuruluşlara görev olarak aktarılır. Çitlioğlu'nun tanımlaması böyleydi. MGSB'nin güncelleştirildiği doğruydu. Örneğin soğuk savaş döneminde "komünizm ve Rusya" baş tehdit iken, komünizmin iflasından sonra bu yaklaşım değiştirilmiş, yerine yeni baş tehditler konulmuştu. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Soğuk Savaş döneminin ürünüydü ve daha çok NATO'nun güvenlik konsepti çerçevesinde hazırlanmıştı. Bu bakımdan MGSB'yi Türkiye'nin NATO'ya girişiyle birlikte düşünmek gerekiyor. Bilindiği gibi, 1990'larda NATO'nun "Kırmızı" renkle simgelediği komünist düşman tehdidi yerini "Yeşil" renge, yani İslamizm tehdidine bırakmıştı. Türkiye'nin NATO'ye girişinden önce Milli Güvenlik Siyaset Belgesi diye bir belge sözkonusu değil. 28 Şubat sürecinde yapılan tartışmalarda da ortaya çıktığı gibi MGSB'de öncelikli iç tehdit "irtica ve bölücülük"idi.

NATO KONSEPTİNE UYGUNLUK

Kırmızı Kitap ve NATO ilişkisinden söz eden isimlerden birisi de emekli diplomat Kemal Girgin'di. Girgin, 1965-1967 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı NATO Dairesi'nda görev yaptığı sırada Kırmızı Kitap'la tanıştı. Dairenin başkanı şimdi CHP milletvekili olan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ idi. Girgin, NATO Dairesi'nin Lojistik işlerine bakan IV. Şube'yi idare ediyordu. Şubenin Genelkurmay, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ile de yakın temasları vardı. Şubenin görevleri arasında Türkiyenin bir savaş halinde sivil kesimdeki hazırlıklarını NATO'yla uyumlu biçimde planlamak ve çalışmaları koordine etmekti. Girgin bu işlere teknik dilde "Sivil Olağanüstü Hal Planlaması" denildiğini kaydediyor. Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki Seferberlik Tetkik Kurulu yahut sonraki adıyla Özel Harp Dairesi'nin kuruluş amaçlarından birisi de buydu; Türkiye'nin bir yabancı devlet tarafından işgal edilmesi durumunda sivil savunması gereken tedbirleri almak. Bu konu "Kontrgerilla" tartışmalarında da sık sık gündeme gelmişti. NATO Dairesi'nde çalışırken 1967'de Pakistan'a tayin edilen Girgin, 1998'de yayınlanan anılarında Kırmızı Kitap'tan şöyle söz ediyor:

"Ben artık şubemdeki işlerimi devretme hazırlığına koyuldum. Bu arada işlerimi yakinen ilgilendiren 'Milli Güvenlik Politikamızın Esasları' üzerine kırmızı ciltli ince dokümanı da son bir defa inceleyerek yetkililere devrettim. Bu belge o zamanlar ilk şeklindeydi. İçinde, savaş zamanı alınacak tedbirler, tehditler ve prensipler yer almaktaydı. Orada, ismi kaydedilerek, bir komşu ülkeyle 'harp' ihtimalinden bahsolunuyordu. Diğer hususlar genel ifade ve formülasyonlar şeklindeydi. (Son yıllarda iki defa yenilenmiş ve değiştirilmiş bu belge üzerinde basın yoluyla yeni hayli polemikler yapılmıştır.)"

Kırmızı Kitap yahut Sahife-i Hamra

'Kırmızı Kitap' hakkında o kadar çok şey söylendi ki, her derde deva bir 'Kutsal Kitap' olarak nitelenmediği kaldı. Yazılanlara bakılırsa, Kırmızı Kitap, siyasetçiler için bir icazetname sayılmalı. Çünkü, Kitap'a uymayan karar, kanun, değişiklik söz konusu olamazmış. Kırmızı Kitap, Arapça adıyla Sahife-i Hamra. Hamra, şarap rengi, kırmızı demekmiş. Şaka bir yana, Bahailerin, Sahife-i Hamra diye kutsal kitapları varmış. Bahailere ait bir belgede şöyle söz ediliyor:

"Sahife-i Hamra'da Yüceler Yücesi Kalem ile yazılmış bir kelime vardır ki, onun sayesinde insanlarda gizli bulunan kuvvet tamamıyla görünür olur, hatta bir kat daha artar."
Ne dersiniz, bizdeki 'Kırmızı Kitap ' efsanesi böyle bir şey mi yoksa?

RUSLARIN KIRMIZI KİTAP'I BİZE BENZİYOR

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yahut 'Kırmızı Kitap, 1961 Anayasası ve MGK ile gündeme girdi. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi sadece Türkiye'ye özgü müydü? AB ülkelerinde bizdekine benzeyen bir MGSB var mıydı? AB ülkelerinde devletin güvenlik siyasetini belirleyen belgeler var, ancak bizdeki gibi Meclis'in, hükümetin, Anayasa'nın üstünde değiller ve "gizli anayasa" niteliği taşımazlar.

RUS MGK'SI HAZIRLIYOR

MGSB bakımından benzerimiz tek ülke var, Rusya. Bu ülkede de MGSB'yi Rus MGK'sı hazırlıyor. Rus MGK'sı Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi. MGK'nın kuruluşu Boris Yeltsin'in 1992'de çıkardığı bir kararnameye dayanıyor. Devlet başkanına bağlı olan Güvenlik Konseyi, milli güvenliğe yönelik tehditleri önceden belirleyerek değerlendirmek, bu tehditleri önlemek için hazırlanan tasarıları cumhurbaşkanına sunmakla birlikte, milli güvenlik konseptiyle ilgili konularda teklifler de hazırlıyor. Rus MGK'sı milli güvenliği sağlayan kuvvetlerin ve unsurların faaliyetlerinin koordinesi ve federasyonun yürütme organları tarafından alınan kararların uygulanmasını kontrol etme yetkisine sahip. Bu bakımdan bizdeki MGK Genel Sekreterliği'ne benziyor. MGSB'yi de Rus MGK'sı hazırlıyor. Rus MGSB'si, Türk MGSB'sinden daha geniş ve ayrıntılı. Milli güvenlik konusunda geniş yetkilere sahip olan devlet başkanı milli güvenliği sağlayacak unsurları kurabilir ve feshedebilir. Milli güvenlikle ilgili direktifler verebilir, Federal Meclis'te yaptığı yıllık konuşmalarda Milli Güvenlik Konsepti'nde düzeltmeler yapabilir, ülkenin halihazır iç ve dış politikasının yönünü belirleyebilir. Federal Meclis ve Federasyon Hükümeti, milli güvenlik konusunda, devlet başkanının tavsiyelerine uygun olarak çalışabiliyor. MGK kararları Başbakan tarafından onaylanarak yürürlüğe giriyor.


  • Abdullah Muradoğlu: Beyaz Türkler ve Cumhuriyet

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi