T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 OCAK 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU

2006'nın mayası Tavşanlılı çocuk

Belediyenin orada dolanıyordu. Kendisini aradıklarını bildiği için suçlu suçlu dinliyordu her ilanı. Gidemezdi. O mektubu ben gönderdim diyemezdi. Kardeşlerini düşündü. Arkadaşlarının "demek siz çöpten çıkan ekmekler yiyorsunuz" diye alay edeceklerini düşündü. Niye anons ediyorlardı? Niye arıyorlardı?

Heykelin yanında beklerken, kendisine hem benzeyen hem benzemeyen bir çocuğun zabıta ile konuşuşuna şahit oldu. "İlan için geldim dedi" çocuk. Hafif kaykılarak "beni arıyormuşsunuz."

Zabıta kimbilir kaçıncı çocuğun "o benim" diye gelişine şahit olmuştu ki, "İçerde" dedi "benim diyen üç tane çocuk var. Sen de gir sıraya."

"O benim" diyen çocuk şaşırdı. "Niye ki" dedi.

"Niye olacak" dedi zabıta. "Kameraları gören belki televizyona çıkarım, ünlü olurum derdinde, benim diyor işte. Tavşanlı daha ne zaman bu kadar gazeteciyi, televizyoncuyu görecek aslanım."

"O benim" diyen çocuk geri çekildi hemen. Oracıkta bir yalan daha kıvırıverdi. "Ha öyle mi ağabey. İşin içinde televizyon varsa ben gitmeyeyim hiç. Babam kızar."

Zabıta biraz önce kaykılıp "aradığınız çocuk benim" diyenin ardından bakarken, heykelin arkasına saklanan çocuğu fark etti.

Laf olsun diye "O sen değil misin?" dedi.

Gök çöktü. Yer yarıldı. İkisinin arasında kalakaldı. Hiç sesini çıkarmadı. Zabıtanın yüzüne baksaydı zabıta anlayacaktı, arananın karşında duran olduğunu.

Gözlerini kaçırmaya devam etti çocuk. Çocuk gözlerini kaçırdıkça zabıta işkillendi.

Yalan söylemeyi bilmeyen çocuk lafı dağıtmayı denedi. "Anam hasta" dedi. Anasının hastalığını söyler söylemez zabıtanın gözüne değil ta ciğerine baktı.

Zabıta şaşırdı. "Kimin kimsen yok mu?"

"Sahibimiz Allah" dedi saklı bahçenin saklı çocuğu.

O an zabıta anlayacağını anladı. O çocuk bu çocuktu. Sırrını saklayacaktı. Hiçbir şey demedi. Sadece saatine baktı. Saat 14.30'du.

Neden saatine baktığına kendisi de bir anlam veremedi. Kimselere anlatmayacağı bu anı niye saat ile zihnine kaydettiğini gün boyu düşündü tekrar tekrar.

Tam saatine bakarken çocuğun sırra kadem basışına takılıp kaldı. Düşündükçe yükü ağır geldi. "Sahibimiz Allah" diyen saklı çocuğun sesini gezdirdi kalbinde, dua niyetine.

Zabıtanın saatine baktığı saatlerde, gazetenin yayın yönetmeni toplantıyı nihayetlendirdi. "Manşet bu çocuk olacak" dedi. "2006 bu çocuğun içimize döktüğü iyilik mayasından kabaracak. BİZ buyuz."

Saat 14.30'da ekran karşısında bir kadın ve üç çocuğu en kalın kıyafetlerini, en kavi botlarını paket yaparken gözyaşlarını birbirlerinden saklamayı denediler. Bütün varlıklarını bağışlayacak kadar cömert olamayacaklarını bilmenin ezikliğini yüreklerinde duya duya.

Pakistan'daki doktorlar Türk çocuğunun mektubunu orada okumanın heyecanıyla dört bir yana mesaj yolladılar: "Buradakiler soğuktan donmak üzere. Prefabrik ev kurmak için acil yardım."

Saklı çocuk kadar gönlü gani değil hiçbirimizin. Ama yine de yapabileceğimiz şeyleri tüketmedik değil mi?

Hadi! Mümin kardeşlerimiz soğuktan donarken,Tavşanlılı çocuğun cömertliğini ilahi mesaj olarak okuyalım. Muhatabı biziz bu mesajın. Küçücük çocuk, yokluklar içindeki çocuk "helaldir" diyerek oradaki çocuklara ekmek parası gönderiyorsa "tok" luğumuzun başımıza bela olduğunu bir kez daha hatırlayalım.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi