T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 OCAK 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Kurban yükümlüsü

Sa sayın hocam, bir evde hem koca, hem de hanım nisap miktarına malik olsalar, ikisi de ayrı ayrı kurban kesecek mi, yoksa bir kurban bir aileye yeter mi? Peygamber Efendimiz'in "her hane halkına her sene kurban kesmek vaciptir" hadisini nasıl anlamalıyız? (Mevlüt KAR/ilahiyatçı-öğretmen)

Kurbanın Vacip Olma Şartları

Kurban yükümlüsü olmak için, belirli şartları taşımak gerekir. Bunları, beş başlıkta ele alabiliriz:

1) İslam: Bir ibadet olması dolayısıyla kurban, yalnız Müslümanlara vaciptir.

2) Zenginlik: Kurban, öncelikle mal bir ibadet olduğu için, zenginlik şartı aranır. Kendisine fitre ödemek vacip olan mükelleflerin kurban kesmesi de vaciptir. Temel ihtiyaçlardan sonra, nisap miktarını bulan malı olanlar, bu mal zekat yükümlülüğndeki gibi artıcı olmasa bile, kurban kesmekle ve fitre ödemekle yükümlü olurlar. Ayrıntısını, sorunuzla da ilgili olarak, ayrıca ele alacağım.

3) Ergenlik ve Akıllılık: Hanefilerden fetvaya esas olan görüşlerinde İmam Muhammed ve Züfer ile Şafiîler'e göre, kurban için de genel ibadet mükellefliği şartları arandığından, ergenlik ve akıllı olmak şarttır. Baba veya vasi, bu şartları taşımayanlar için, onların malından kurban kesemez. Bununla birlikte, baba, malî gücü varsa, mükellef olmayan çocukları adına da, kendi parasıyla kurban kesebilir.

4) İkamet: Hem yolculukla, hem de kurbanla ilgili zorluk ve sıkıntıları ortadan kaldırmak için, yolculara kurban kesmek vacip değildir; ancak nafile olarak kesmek caizdir. Zengin olup baba memleketine, tatile veya yazlığına gidenler, imkân varsa gittikleri yerde kes/tir/ebilecekleri gibi, zorluk varsa bir kişiye veya kuruma vekalet vererek de kestirebilirler. Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre, yolcular için de kurban kesmek sünnettir.

5) Vakit: Kurban, eyyam-ı nahir denen, Kurban Bayramı'nın birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde zenginlik şartını taşımakla vacip olur. Bu vakit, namazda olduğu gibi geniştir: Hangi vakitte kesilir veya vakit sona ererse, vacip olması da buna göre kesinleşir veya artık zimmete borç olarak geçer.

Kurbanda Kişisel Sorumluluk

Hanefi Mezhebi, ibadette ve zenginlikte kişisel sorumluluğu temel alır. Buna göre, aynı evde yaşayan aile reisi, ayrı mal varlıkları bulunan hanımı veya yetişkin çocukları, ayrı ayrı zenginlik ölçüsünde mal varlığına sahipseler, her biri kişisel olarak kurban kesmekle yükümlü olurlar. "Her hane halkına, her yıl kurban kesmek vardır" hadisini de, aynı hanede yaşamak değil, ayrı zenginlik birimi (hanesi) olarak anlamak gerekir. Ayrıca burada, Hanefilerin kurban kesmenin vacip (çok kuvvetli sünnet) olduğu yaklaşımını da hatırda tutmakta yarar vardır. Bizim kanaatimizce, ibadetlerin ve zenginliğin mantığına uygun doğru yaklaşım budur.

Kurbanda Hanehalkı Sorumluluğu

Şafiîler, nafakaları aile reisine düşen ve onun tarafından karşılanarak birlikte yaşayan hane halkı açısından kurban kesmeyi sünnet-i kifâye olarak görürler. Bu bakımdan kurban, aile reisi tarafından hane halkı adına kesilir. Böylece sünnet yerine getirilmiş ve sorumluluk da düşmüş olur. Kurban için bir küçükbaş hayvan yeterlidir. Şafiîlere göre, ayrıca hane dikkate alınmaksızın, herkesin kişisel olarak ömründe bir kere kurban kesmesi sünnet-i ayn olarak görülür. Bu son yaklaşım, yıllık değil, ömürlük kişisel sorumluluğu temel alır.

Malikîler ve Hanbelîler de, kurban sorumluluğu konusunda yaklaşık Şafiîler gibi düşünürler. İmam Malik, malî gücü yetenlerin, ailenin her bir üyesi için küçükbaş bir hayvan kurban etmelerinin daha iyi olacağını belirtir.

Bu yaklaşımdakiler, şu hadislere dayanırlar: Hz.Ayşe (r.a.) anlatır: "Peygamber (s.a.) kurban için emredip getirttiği bir koçu, kurban ederken 'Allahım! Bunu, Muhammed, ailesi ve ümmeti adına kabul et' diye dua edip kesti." (Müslim, edâhî, 19; Ebu Davud, dahâyâ, 4; benzeri, İbn Mâce, edâhî, 1) Hz.Peygamber'in (s.a.), bir koç keserken yaptığı duanın sonunda şunu söylemiştir: "Senin adınla Allahım! Bu, sendendir; senin için ve Muhammed ile ümmeti adınadır." (Ebu Davud, dahâyâ, 4) Bu dualar, kişisel yükümlülüğün düştüğünü belirtmekten çok, sevap bağışlama duası gibi görünmektedir. Yorumunu yukarıda yaptığımız, başka bir hadis şöyledir: Biz Arafat'ta Hz.Peygamber ile vakfedeydik. Konuşmasında, şunu söyledi: Ey insanlar! Her hane halkına, her yıl kurban kesmek vardır." (Ebu Davud, dahâyâ, 1; Tirmizî, edâhî, 18; İbn Mâce, edâhî, 2)

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi