T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 OCAK 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ahmet KEKEÇ

Bence hiç yakışmadı!

Konu bizi hiç ilgilendirmiyor; rakip bulunduğumuz için söyleyeceklerimiz (daha doğrusu söyleyeceklerim) yanlış da anlaşılabilir; fakat birinci dereceden bizi ilgilendirmeyen konu, uzak bir dolayımdan da olsa "memleketi" ve "basın mesleğini" ilgilendiriyor.

Hem, niçin imtina edecekmişim ki düşüncelerimi söylemekten?

Baltayı kendi ayağıma mı vurmuş olurum? İstikbaldeki transfer tekliflerinin önünü mü kesmiş olurum?

Konu, genel tavrından "hırslı" ve "hiperaktif" bir adam olduğunu gözlemlediğim (onu yakından tanıyanlar da böyle olduğunu söylüyor) Fatih Altaylı'nın Sabah gazetesine genel yayın yönetmeni yapılması.

Bence iyi olmadı.

Kendisini tanımam, bugüne kadar hiç karşılaşmadık. Bir ortak dostumuz, vaktiyle onunla da mesai beraberliği yapmış bir arkadaş, "Bakma cerbezeli hallerine, Fatih iyi, çok çok iyi bir insandır" diyordu. Nahif yanları daha ağır basarmış; mesela hayvanları çok severmiş, bugüne kadar bir karıncayı dahi incitmemiş.

Mümkündür.

Ben de "kötü bir insandır" iddiasında değilim.

Gerçi bu nahif yanları ağır basan iyi insan, muhtemelen kendisi kadar iyi başka insanları üzmüş, bazıları için ağza alınmayacak hakaret sözcükleri sarfetmiş, bazılarını (özellikle başörtüsü takan bazılarını) hafiflikle, af buyurun "aşüftelikle" suçlamıştı ama, bunlar bir insanı mutlak anlamda kötü kılmıyor. İyi bir insandır da, özdenetimi yoktur, ne dediğini bilmiyordur, lafın nereye gittiğini kestiremiyordur.

Fakat ben, yine de, bu nahif yanları ağır basan iyi insanı Sabah gazetesinin genel yayın yönetmenliğine yakıştıramadım. Belki de, Fatih'ten çok, yakıştıranların tercihini (bu tercihe etki eden faktörleri) sorgulamamız lazım.

Bu tercihin ortaya çıkmasına ne etki etmiş olabilir?

BİR: Fatih Altaylı çok çok iyi bir insandır ama çok iyi de bir gazetecidir.

İKİ: Nahif yanları ağır basan Fatih Altaylı aynı zamanda iyi bir yöneticidir.

ÜÇ: Karıncayı dahi incitmeyen Fatih Altaylı denge insanıdır. Kabulleri geniş, toleransı ganidir.

DÖRT: Meslekte "ayırıcı vasıf" olarak görülen bazı hususiyetlere sahiptir; kültür, donanım, entelektüel bilgi gibi.

BEŞ: Bizim bilmediğimiz, siyasal ve ekonomik sonuçları olabilecek birtakım hesaplar sözkonusudur.

Hemen beşinci şıkkı devre dışı bırakıyoruz; çünkü "bizim bilmediğimiz birtakım hesaplar" sözkonusuysa, bunu tartışmak abes... Sadece aklımızın kestiği ve bilebileceğimiz şeyleri konuşabiliriz.

Kalan şıklara baktığımızda ise, ortaya can sıkıcı bir tablo çıkıyor.

Karıncayı dahi incitmeyen Fatih Altaylı ne yazık ki, o kadar da iyi ve parlak bir gazeteci değil. Hangi gazetecilik başarısına imza attığını ben hatırlamıyorum. Eskilerden örnek verecek olursak, mesela bir Uğur Mumcu, bir Cüneyt Arcayürek, bir Hasan Cemal değil... Bir Ertuğrul Özkök, bir Serdar Turgut da değil... Bir Saygı Öztürk, bir Nedim Şener, bir Önay Yılmaz hiç değil...

İyi bir insan olan Fatih Altaylı, ne yazık ki iyi bir muharrir de değil. Çetin Altan, Engin Ardıç, Fehmi Koru, Umur Talu, Ahmet Hakan, Oray Eğin, Haşmet Babaoğlu, Hakkı Devrim gibi iyi muharrirlerin arasında Fatih Altaylı'yı nasıl bir yere koyabilirsiniz?

Kültür, donanım, entelektüel bilgi konusuna hiç girmeyelim. Belki iyi bir yöneticidir ama toleransının o kadar geniş olduğunu düşünmüyorum.

İyi bir sunucu denebilir.

Bazı kelimeleri yutarak çabuk ve hızlı konuşan, ağırladığı bazı konukları belli bir saldırganlık düzeyinin altına inmeden hırpalayan, catıkkaşlı, korkutucu, hatta bazen önyargılı bir sunucu.

Bilebildiğim ve hatırlayabildiğim kadar, meslekteki ününü, yaptığı bol sövgülü, bol argolu radyo konuşmalarına borçlu. Diyeceksiniz ki, "Bir insan, radyoda iyi konuşuyor, iyi küfrediyor diye niçin bu kadar ünlü olsun?"

Bilmiyorum.

Sadece, iyi bir insan olan Fatih Altaylı'nın Sabah gazetesi için iyi bir tercih olmadığını söylüyorum.

Bu, tabii, biraz da, tercih sahiplerinin kavrayışıyla, kavrayış düzeyleriyle ilgili bir durum; daha doğrusu, bir sorun!

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi