T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 OCAK 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yasin DOĞAN

"Milli katil" emekli olmuş mudur?

Mehmet Ali Ağca serbest kaldı. Ağca acaba "suikastçilik"ten emekli olmuş mudur? Abdi İpekçi ve Papa II. Jean Paul suikastlarından bu yana çok zaman geçti. Ona bu görevi verenler bugün ne iş yaparlar bilinmez, ama herhalde onu artık farklı şekillerde değerlendireceklerdir. Bu kadar "deneyimli" ve "sağlam" bir elemanı zayi etmeyeceklerdir.

Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi siyasi cinayetler "vuran", "vurduran" ve "vurulması kendi amacına hizmet edenler" açısından değerlendirildiğinde ilk aşamadan öteye gidilemediği görülüyor.

"Tetikçilik yapan", "operasyonu planlayan" ve "siyasi hesap yapan" kademeleri arasındaki bağlantı işin doğası gereği bir türlü çözülemedi.

Siyasi cinayetlerin siyasi sonuçları hep "kör gözüm parmağına" şeklinde oldu.

Ağca'ın İpekçi olayından sonra Papa'yı hedef alarak dünyaya açılması ya uluslararası çapta bir profesyonel olduğunu ya da iki olayı da planlayanların menfaatlerinin bir yerde kesiştiğini gösterir.

Ağca'nın askeri hapishaneden kaçarak, dünya gündemine girmesi, biri içerde, biri dışarıda iki ünlüye silah doğrultması rastlantı değildir herhalde.

Papa ölmedi, Ağca 19 yıl yattı. İpekçi öldü, Ağca 5,5 yılda cezaevinden çıktı.

Papa sağdı, kendisini affetti. İpekçi maalesef hayatta değil, ama devlet kendisini affetti. Peki devlet nasıl oluyor da İpekçi'nin yerine kendini koyarak katili affediyor? Bu, vicdanları yaralayan bir durumdur. Rahşan Hanım affı olarak bilinen ceza indiriminden Ağca'nın yararlanması herhalde en çok İpekçi'nin yakın arkadaşı Ecevit'i üzmüştür.

Bizde başbakana suikast düzenleyenler birkaç yılda cezaevinden çıkar, Gürcistan'da Bush'a patlamayan el bombası atan sanık ömür boyu hapisle cezalandırıldı.

Kurtlar Vadisi'nin Polat'ı bile o kadar adam öldürmesine rağmen serbest bırakılmadı mı? Toplum da bunu istiyor olsa gerek. Ceza alsa, toplum vicdanı çok rahatsız olacaktı!

Ağca'yı sevgi gösterileriyle "kahraman" gibi karşılayanlar, bu cinayetlere teyid vermiş olmuyorlar mı?

12 Eylül'den önce de görmedik mi? Devlete sadık diye suçlarına göz yumulan gruplar ya da diğer örgütleri çökertmek için kullanılan suç örgütleri...

Ülkücüler, aşırı solcular, aşırı sağcılar, aşırı dinci örgütler aynı mantıkla kullanılmadı mı?

Devlet devlet adına hareket edenlerden niçin hesap sormaz?

Susurluk'tan Şemdinli'ye, Mumcu'dan İpekçi'ye kadar yaşanan olayların tezgahçıları devletin manevi şahsiyetini lekelemeye, milletin devlete karşı güvenini sarsmaya devam mı edecekler?

"Devletin bekası için her yol mübahtır" anlayışı artık yerini "devletin bekası için milletin güveni ve sevgisi esastır"a bırakmalı.

Hukuk devleti anlayışı zedelenirse bundan herkes zarar görür.

Siyasi cinayetler siyasi sonuç doğurabildiği oranda işlevseldir. Eğer toplum artık bu oyunlara gelmeyecek bir bilinç düzeyine ulaşır ve düz mantıkla düşünmeyi bırakırsa, bu siyasi hesaplar da boşa çıkacak, bu yöntem artık tarihe karışacaktır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi