T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ahmet KEKEÇ

Bu akademisyen ne dediğini biliyor mu?

Haberi, noktasına virgülüne dokunmadan, "olduğu gibi" aktarsaydım da olurdu aslında ama, yorum yapalım, satıraralarını okuyup söylenenler arasında illiyet bağı kuralım diye para veriyorlar bize...

Reuters'a özel bir demeç veren Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Yardımcısı İsa Eşme, AKP'nin İslamcı politikasından yakınmış... "Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Türkiye'nin laik düzenine bir tehdit oluşturduğunu" söyleyen Eşme, sözlerini şu ilginç, ilginç olduğu kadar cüretkâr cümleyle bağlamış: "YÖK olarak, üniversitelerin İslamlaştırılması yönündeki girişimlerle mücadele ediyoruz, bu mücadelemiz devam ediyor..."

Bu kadar mı?

Birazdan en can alıcı cümleyi aktaracağım...

Önce, İsa Eşme kim?

Eğitim işlerini tedvire memur edilmiş herhangi bir bürokrat mı mı, yoksa kendisini ülkenin güvenliğinden sorumlu sayan "özel" ve "seçilmiş" bir görevli mi?

Değerli bir bilimadamı, parlak bir akademisyen, vazgeçilmez bir eğitimci, yeri doldurulamaz bir kurul üyesi olabilir, ama İsa Eşme, kusura bakmasın da, ne dediğini bilmiyor.

İsa Eşme, "irade-i milliye"nin tecellisi olan bu hükümete saygı göstermek, onun yönetme ve kanun çıkarma yetkisini kabul etmek zorunda olduğunu da bilmiyor.

İsa Eşme, kendisini mücadele ilişkisi içinde gördüğü bu hükümetin, bazı akademisyenlerin 28 Şubat'ta karşılarında el pençe divan durdukları paşalar gibi kapalı darbe yaparak değil, bu halkın oylarıyla iktidara geldiğini de bilmiyor.

İsa Eşme, "tehlikeli" addettiği hükümetin parlamentoda çoğunluğu oluşturduğunu ve yasa yapma yetkisi bulunduğunu da bilmiyor.

İsa Eşme, kendisini yasamanın yerine koymaması gerektiğini hele, hiç bilmiyor...

Eğitim kurumlarında türban takılmasına getirilen yasağı savunan Eşme, "Bana göre, laikliği canlı tutma düşüncesinin hayata geçirilmesi üniversitelerin görevidir. Biz, eğitimde, islamcıların oluşturduğu tehditler konusunda hassas olmak zorundayız" buyurmuş.

Üniversitelerin görevi, "irade-i milliyenin tecellisi tehlikesine" (!) karşı hem bir tür militan ve militer öğrenci kuşağı yetiştirmek, hem "kamu düzenini korumak", hem icabında "kolluk kuvveti" görevi görmek, hem de laik cumhuriyetimizin bekasını sağlamak mıdır?

Üniversitelerin başka işi yok mu?

Devam edelim: Avrupa Birliği'ndeki hiçbir başbakanın Recep Tayyip Erdoğan kadar "dine yönelmediğini" iddia eden İsa Eşme, "gelecekte İslami tehlikenin artacağını ve birlikte tetikte bulunmalarını" istemiş.

İyi de etmiş...

Demek ki, "karikatür krizi"nin yarattığı tepkilerden sonra "yükselen tehdit" olarak görülen "İslam tehlikesine" (!) karşı bundan böyle Avrupa-YÖK ittifakını izleyeceğiz... Bence birbirlerine çok yakışıyorlar.

Peki, kendisini ülkenin güvenliğinden sorumlu sayan ve yaklaşan İslam tehlikesine karşı müttefik arayan İsa Eşme, ittifak önerdiği "anakara"nın Üniversiteler Birliği raporundan haberdar mı?

Bu rapora göre, Türk yükseköğretimi "kalite" konusunda yeterli güvence sistemlerine sahip değil. 70 küsur üniversitemizden yalnızca 10 tanesi uluslararası akreditasyon ve kurumsal değerlendirmeden geçer not alabilmiş.

Türk üniversitelerinin verdiği diplomaların uluslararası geçerlilik notu ise 5 üzerinden 3... Daha anlaşılabilir olması için bir kez de yazıyla verelim; beş üzerinden üç.

Özerklik konusunda da, ne yazık ki, Avrupa'nın en gerisindeyiz...

Peki, parlak bir akademisyen ve aynı zamanda vazgeçilmez bir kurul üyesi olan İsa Eşme'nin, "laiklik ve güvenlik" konusundaki değerli görüşlerini kendine saklayıp (gerçekte hiçbiri bizi ilgilendirmiyor), bir an önce asıl işi olan eğitim-öğretim meselelerine dönmesi daha "doğru", daha "yerinde" bir davranış olmaz mı?


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi