T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ | ||
|
Kurtlar Vadisi Irak'ta isimli film sinemalarda vizyona girdi. Alınan ilk haberlere göre, filmin gösterildiği bütün sinemalarda salonlar dolup taşıyor. Gösterime giren bir filmi başarılı kılan çeşitli sebepler arasında, senaryonun güzelliği, oyuncuların başarısı, çekimlerin iyiliği gibi bazı sebepler sıralanabilir. Ancak bize göre filmin bu kadar seyirci toplamasında başka bir unsur vardır ki biz bu noktaya işaret edeceğiz. Bu filmin konusu kısaca şudur: Irak harekâtı sırasında Amerikalı askerler, Kuzey Irak'ta bulunan Türk askeri karargâhını basarak orada bulunan subay ve askerleri yakalayıp başlarına çuval geçirmişlerdir. Bu birliğin başında bulunan kumandanlardan birisi bu utanca dayanamayıp intihar etmiştir.. İntihar eden kumandan, ölümünden önce bıraktığı bir mektupta bu utancın intikamının alınmasını vasiyet etmiştir. Bu onur kırıcı hareketin öcünü almak için Türk gizli teşkilatından bir takım Irak'a gitmiştir. Orada çeşitli maceralar geçirerek bunun intikamını almışlardır. Basit bir hikayenin önemli mesajı
Aslında hikâye basit ve yalındır. Fakat konu Türk milletinin duymak istediği bir sesi ve temayı taşıdığı için kalabalıkları toplamaktadır. Hatırımızdadır ki, Amerikalı bir yetkili, TBMM'nin Irak'a asker göndermesi talebini reddetmesi üzerine, "biz bunu not ettik" demişti. Biz de yazdığımız bir makalede, Amerikalıların yaptığı uygunsuz davranışları sıralayarak, "biz de bunu not ettik" diye yazmıştık. Gene aynı konuda bir generalimiz, Amerikalıların bazı tutumlarına bakarak, "biz de bunu not" ettik diye beyanda bulunmuştu. Bu tip not etmeler aslında bir bombaya pim takmak gibidir. Bu fünyenin bombayı nerede ve ne zaman patlatacağını kestirmek mümkün değildir. Türk Amerikan ilişkilerinde de bu not etmeler bombalara fünyelerin takılmış odlunu göstermektedir. Şurasını kimse inkâr etmemelidir ki, Türk Amerikan dostluğunun iki tarafa da sayılamayacak yararları vardır. Her iki taraf için de bu ilişkinin alternatifi sadece kargaşadır. İster büyük, ister küçük olsun, her millet, onurunu zedeleyenlere karşı direnir ve hatta çılgınlık yapmaktan çekinmez. Ülkeleri yönetenlerin bu konuyu çok iyi kavramaları gerekir. Kahramanmaraş'ta bir Fransız askerinin bir Türk kadınının başını açmaya çalışması ve bunun üzerine Sütçü İmam'ın patlayan silahı, Anadolu'nun bir parçasından Fransızların kovulmasıyla sonuçlanmıştır. Büyüklük hastalığı
Büyük devletlerin büyüklük saplantısı bazen kendilerine pahalıya malolmuştur. Amerika dünyaya hükmeden tek süper güçtür. Bu güce sahip olmanın verdiği gurur onun basiretini bağlamaktadır. O sebepledir ki, gittiği her ülkeden kovulmaya çalışılmaktadır. Amerika iki bin yıllık şanlı bir geçmişin mirasçısı olan Türkiye'ye karşı davranışlarında basireti elden bırakmamalıdır. Büyük kumandan Mustafa Kemal'in Çanakkale'de Mehmetçiğe, "ben size sipere gitmeyi değil, ölmeyi emrediyorum" dediği zaman onun koşa koşa düşman üzerine gittiğini unutmamak gerekir. İstiklal Marşımız'daki bir mısraı burada hatırlatalım: "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım." Irakta askerlerimizin başına çuval geçirildiği zaman, Türk milletinin her ferdi de şunu söylemiştir: "Hangi çılgın başımıza çuval geçirecekmiş şaşarım." Irakta Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayı her Türk ferdinin sinesinde kanayan bir yara gibi durmaktadır. Kurtlar Vadisi Irak'ta filmi bu yaranın içindeki cerahati akıtmaya bir vesile olmuştur. Halkın duymak istediği bir sesi bulduğu için insanlar salonları doldurmaktadır. Amerikan yetkilileri bu filmi hoş karşılamamışlardır. Bu sebepledir ki, Amerikan askerlerinin bu filme gitmemeleri tavsiye edilmiştir. Bu kararı alkışlamak lazımdır. Filmdeki alındığı iddia edilen intikam hayal mahsulü olduğu halde, rahatsızlık duydukları ortadadır. Türk askerinin başına gerçekten çuval geçirmenin milletimiz sinesinde ne gibi yaralar açtığını bilmelidirler. Hayali bir sahneden bile rahatsız olanlar, başına gerçekten çuval geçirilen askerlerin kin ve nefretinin ölçüsünü iyi anlamalıdırlar. Bu yönüyle bu film, patlamakta olan bir çıbanın içindeki cerahati dışarıya akıtmayı sağlayan bir fistül gibidir. Patlaması muhakkak bir bombanın fünyesini ustaca çıkarma olayıdır. Amerikalılar Türk dostluğuna hakikaten kıymet veriyorlarsa, bu filmi yapanlara ödül vermeleri gerekir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |