T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Gökhan ÖZCAN

Sadra şifa bir Cemil Meriç kitabı

Işığını esirgemeyen bu kadar çok kandil varken, bu ülke nasıl bu kadar çok karanlık biriktiriyor, anlamak mümkün değil! Bu ülkenin görmek, aramak farketmek ve fikretmek için her şeyi var. Bir tek görmeyi, aramayı, farketmeyi ve fikretmeyi isteyen insanı yok. Ya da daha insaflı bir ifadeyle o insanların sayısı ülkenin karanlıklarını eritmeye yetmiyor. Neden böyle? Düşünme ve hissetme konusunda on yıllardır bu ülke insanının sistematik bir taarruz altında tutulduğunu ifade etmeliyiz. Düşünmeye, akletmeye, farketmeye götürecek her yolun başına akıl almaz barikatlar kurulmuş, bilgi ve hikmet taşıyan her kervanın yoluna engeller çıkarılmıştır. Buraya kadarı doğru... Ancak bütün zamanlar boyunca düşünce erbabının işinin hiç kolay olmadığını ve kaydadeğer gerçeklerin tamamının sıkıntılarla, zorluklarla, fedakarlıklarla ortaya çıkarıldığını bildiğimize göre, bu mazeret durumu açıklamaya iktifa etmez. Herşeyde olduğu gibi bu hususta da eksiği, noksanı aramaya kendimizden başlamak durumundayız. Başta da ifade ettiğimiz gibi bu ülkede aydınlığı arayanlar için ışığını esirgemeyen pek çok kandil var. Karanlık dahil her şeyi, aslıyla, esasıyla tanımamızı, bilmemizi, anlamamızı sağlamaya yetecek kadar hem de.

Cemil Meriç o kandillerden biri... Çok okuyan, çok öğrenen, çok fikreden ve buraya dikkat, damıttığı bilgi ve hikmet sahifelerini insanlardan esirgemeyen, esirgememiş olan, zor zamanlarının neredeyse hepsini insanlara içi dolu sözler söylemeye, kayıtlamaya ayırmış bir mütefekkir... Karanlığı tanımak için hepimizin bildiğinden bir fazlasına sahipti, evet... Dolayısıyla aydınlığı da hepimizden çok özlemişti, buna da evet... Ama bu 'avantajlar', Cemil Meriç'in Doğu'nun ve Batı'nın bütün medeniyet çiçeklerinden özler alan benzersiz muhakeme ve muhayyile maharetini açıklamaya yeter derseniz, işte buna hayır... Çünkü Cemil Meriç gözlerinin dünyaya açık olduğu zamanlarda da daima Mağara'nın dışına bakan doymak bilmez bir meraka, bir anlama ve bilme iştihasına sahipti. Denebilir ki hatta, gözlerindeki ışık kapandıkça, zihnindeki meşalelerin sayısı artmış, ruhundaki aydınlık kavileşmişti.

Aydınlıkları büyütmek, karanlıkları geriletmek adına, "Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla... Ben kalemle doğmuşum" diyen bir dilin, böyle düşünen bir zihnin, kendisini irfana böylesine adamış bir ruhun kurduğu her cümleye kulak vermek, sahip çıkmak gerek. Cemil Meriç, bu anlamda her geçen gün değeri daha iyi anlaşılan bir hazine, şükür ki "Bu Ülke"nin kayıpları arasına karışmayacak kadar gür akan bir ırmak... Elbet yeni kuşaklar tarafından derinliğine farkedilmesi için yapılacak, yazılacak daha çok şey var. Bu düşünceden hareketle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü esaslı bir Cemil Meriç kitabı hazırlamış. Murat Yılmaz'ın yayına hazırladığı bu gerçekten önemli çalışmaya, Cemil Meriç'le ilgili söyleyecek sözü olan bir çok değerli kalem yazılarıyla önemli katkılarda bulunmuş. Yine Cemil Meriç'in el yazısı notları, bazılarını daha önce hiç görmediğimiz fotoğrafları ve şiirleri de bu bütün içinde yerini almış. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç eseri takdim yazısında, "Cemil Meriç fikir yelpazesindeki herkese kendi 'Mağara'larının dışındaki dünyayı anlatır. Bu anlatımda polemik kaçınılmazdır... Lakin zaman geçtikçe Meriç'in polemiğinin sadece bir 'Mağara'ya karşı değil, bütün 'Mağara'lara karşı olduğu görülecektir. Bu yüzden bu ülkede kendi 'Mağara'sının dışına çıkacak herkesin ilk karşılaşacağı kişilerden biri Cemil Meriç olacaktır, olmuştur." diyerek günümüz insanının Cemil Meriç ihtiyacına da ince bir vurgu yapıyor. Yakında kamuoyuna tanıtılacak olan bu kitapla ilgili tavsiyem, şimdiden kütüphanenizde güzel bir köşe ayırmanızdır. Ayırın ki, karanlığı teşhir den o kandillerden biri yanınızda, yakınınızda bulunsun.


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi