T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İhsan DENİZ

Söylemek istediğim şey...

Şu: Hiçbir şey söylemek istemiyorum! Ben, hiç kimseye hiçbir şey söylemek istemiyorum! Hayır, evet istemiyorum! Kimi cümlelerin bana ait olduğuna bakmayın, hiçbirinin 'benim'le bir alâkası yok!

Kelimeleri kontrol etmek her zaman kolay olmaz! Yazının hızla akan ırmağına girdiğinizde, bir de bakarsınız ki, siz kelimeleri değil, kelimeler sizi yüzdürüyor. Şaşırırsınız! "Bütün söylediklerim, söylemek istediklerimmiş; oysa söylemek istemediklerimi nasıl söylemeliyim?" diye aval aval dolaşmanız işten bile değildir.

Kar yağar, yutkunursunuz..

Hava soğur, yutkunursunuz..

Gece olur, yutkunursunuz..

Sabah, başınızı yastıktan kaldırmak istemez, bir kez daha dünyaya bulaşacağınız için keyfinizin kaçmasına göz yummak zorunda hissedersiniz kendinizi.

Sabah, batar. Yutkunursunuz..

Yatak, batar. Yutkunursunuz..

Bazen çok şey söylemek ister insan. Çok şey söylemek istediğinden değil! İnsanlara değil yalnızca.. Tüm canlılara.. Cansızlara bile.. Cansız sanılanlara bile.. Çok şey söylemek isteğinden değil, çok şey söylemek istediğinden!

Bazen çok şey söylemeyi söylemek ister insan. Çok şey söylemek istemeyi söylemek istediğinden değil!

Bazen de... çok şey... söylememek ister. Söylememek istediğinden değil.. Söylemek istediği için söylememek ister!

Güneş çıkar, dili dolaşır..

Yağmur yağar, dili dolaşır..

Eşyaya bakar, dili dolaşır..

Dünyadan uzaklaşmanın bir yolu da uykuya dalmak olduğundan, akşam olsa, gece gelse de uykuya dalsam, diye geçirir içinden. Yatağına uzandığında, uyku ile uyanıklık hâlini uzun uzun yaşamak ister. Bir dalar, bir uyanır.. Bir dalar, bir uyanır.. Yastığına gömülür. Dünyaya bir daha 'çıkmak' istemez! Dünyayı 'unutmak' ister! Uyur!

Bir şey söylemek istememenin gereği de bir şey söylemekten geçiyor. "Bir şey söylemek istemiyorum" dediğiniz anda, bir şey söylüyorsunuz.. Oysa söylemek istemiyordunuz! Bir şey söylemek istemediğinizi, bir şey söylemeden nasıl 'söyler'siniz?

Dünyayla uzlaşmaya niyetim yok!

Hayatla uzlaşmaya niyetim yok!

Dille uzlaşmaya niyetim yok!

Bir şey söylemek için bir başka şeyi aracı kılmak, yani 'söylemek' zorunda kalmanın acısı bu..

Bu arada benim de söylemek istediğim bir şey var!

Şu: Söylemek istediğim bir şey yok!..


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi