T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 27 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ | ||
|
Vatan Gazetesi'nin birinci sayfasındaki bir haber dikkatimi çekti. "TV yarışmaları ocak söndürebilir, dikkat" başlığı yer alıyordu. Manisalı 4 çocuk annesi Suna Er'in, Mehmet Ali Erbil'in programına katılmak için bir ay sürekli telefon açtığı, sonunda 6 bin 750 YTL'lik fatura ile karşılaştığı bilirtiliyordu haberde. Kadıncağız borcu ödeyemeyip, hapse girmekten korktuğunu söylüyordu. Sabah Sabah Seda ve Sabah Yıldızları gibi programlar da seyirciyi telefonla alıyor programa. Bağlanıyorsunuz, "Sizi biraz sonra yayına alacağız" deyip bekletmeye başlıyorlar telefonda. Yarım saati aşan sürelerde hatta kalanlar var... "Ha şimdi bağlandık, bağlanacağız" diye heyecanla bekliyorsunuz... Telefonu kapattıktan sonra esas heyecan başlıyor... Fatura heyecanı... Ne müthiş bir duygu o, insan hayatında ne inanılmaz bir değişiklik... Paraşütle boşluğa atlamaktan daha zevkli mi ne? Bir mail aldım Ömer Üresin adlı okurumuzdan. Aynen şöyle diyor; "TV'de yayınlanan yarışma programlarınan birini aramak fiks 24 kontöre mal oluyor. 250 kontör 25 YTL, 24 köntör 2,40 YTL. Bir kişi günde 1 kere arasa yaklaşık 2,4 YTL, 10 bin kişi 1'er kere arası 24.000 YTL yapar. Eski para ile 24 milyar Türkiş Lira. İyi para. Bunun, verirsin 1-2 milyarını birkaç vatandaşa, gerisini atarsın cebe. Bir nevi piyango. Ne arayan var ne soran. Hani yarışmalar vatandaşa kazandırıyordu? Yarışmacılar değil TV kazanıyor. Vatandaşın çok değerli olmasa da bedava bir şey kazanma güdülerini gıdıklayıp parayı götürüyorlar." RTÜK de rahatsız bu konudan. Nitekim Başkan Zahit Akman, bu konuda bir düzenlemeye gideceklerini ve önlem alacaklarını söyledi. "Yüz milyonluk hediye veriyorlar ama vatandaşı telefon hattında bekleterek ne kadar zarara uğratıyorlar siz hesap edin" diyor RTÜK başkanı Eğer tedbir alınmazsa, kredi kartı mağdurlarından sonra... Bu ülke "TV'ye telefonla bağlananlar" mağdurları ile tanışacak, haberiniz olsun!.. * * * Önemli not; Geçtiğimiz günlerde ekrandan canlı yayınlanan Beşiktaş-Sarıyer maçında oynayan Bekir Hazar ile yakından uzaktan alakam yoktur. Ben topçu değilim. Sık sık sahanın en iyisi diye övgüler yağdıran spiker arkadaşım Melih Gümüşbıçak da, ben zannederek torpil geçmiş olabilir... Ancak o Sarıyerli Bekir Hazar, ben değilim... Arayıp beni tebrik eden ve arama fırsatı bulamayıp da beni hâlâ kutlamayı düşünen tüm dostlara duyurulur...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |