T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 27 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İhsan DENİZ

Bir şey söylememek...

Niçin ister insan bunu? Neden ister?

Ömrünün belli bir noktasında bir şey söylememeyi işine-gücüne ve gönlüne ve yaşama biçimine ve çevresine ve hayatına ve ufkuna ve en önemlisi de varoluş algısına taşımasının anlamı nedir, nicedir?

Neden kalkışır buna? (Kalkışır mı?) Mecbur mudur?

Söyleyeceği herhangi bir şeyin kalmamasından mı?

Bir şey söylemeyi gereksiz, değersiz ve anlamsız bulduğundan mı?

Bir şey söylemekle söylememenin herhangi bir farkının olmadığına kanaat getirdiğinden mi?

Bir şey söylememenin de bir şey söylemenin yerini tuttuğuna inandığından mı?

Bir şey söylememekle çok şey söylenebileceğinin mümkün olduğunu anlamasından mı?..

Hangisi?

Kim bilir; belki bazen hepsi, bazen hiçbiri!..

Bir şey söylemek için, hiçbir şey söylememeyi göze almak veya hiçbir şey söylememeye sığınmak ya da hiçbir şey söylememeye yaslanmak!

Enteresan, değil mi?

Peki, nedir bu? Neyin nesidir?

Günün birinde bir şey söylememeye başlamak! ('Başlamak', evet!)

Bir 'sorun' bu, evet..

Kendi payıma, bunun açık, somut, başlı başına bir tür 'varoluş sorunu' olduğunu düşünüyorum.

Ama aynı zamanda yoğun bir 'yalnızlık sorunu' olduğunu da..

Öte yandan, yalnızlığa hiç ilişmeyen ve farklı imleri gözeten bir 'kimsesizlik sorunu' olduğunu da..

Şunları da sıralayalım isterseniz:

Umutsuzluk..

Mutsuzluk..

Yoksunluk..

Karamsarlık..

Kötümserlik..

Yabancılaşma..

Ve bir 'bırakma', 'kenara çekilme', 'dünyanın ıssızlığına yanaşma', 'hayattan uzak kalma' hissinin ve eğiliminin ve dürtüsünün ve beklentisinin ve arzusunun yoğunlaşması 'sorunu' olduğu da vurgulanabilir..

(Dünyevî ve felsefî bir bakış olabilir bu tutum. Ancak, sadece o kadar! Ve evet, sadece o kadar!)

Hiçbir şey söylememek, yani esasen bir şey söylemek!

Bu bir 'dil cambazlığı' değildir!..

Bir 'dil hâli' olabilir bu, mümkündür!

Bir 'hâl hâli' de olabilir mi, mümkün müdür?..


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi