T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 27 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Münasebetsizleri Ayıklama Teşkilatı

İyi bir kitap okumak istediğinizde ne yaparsınız? Gider alırsınız, keyfinizce okursunuz.

Herkes öyle yapmıyor; kimileri de oturup yazıyor.

Forsayd'ın 'unlu' zannettiği Ferhat Ünlü ikinci gruba girenlerden.

Susurluk Gümrüğü, Eymür'ün Aynası ve Saadettin Tantan adlı araştırma inceleme kitaplarından sonra iki de roman yazdı: Buzdan Gözyaşı ve Bir Gölgenin İntikamı. İkisi de polisiye.

*

Aradan iki buçuk-üç sene geçti.

Bu sıralar Ferhat'tan yeni bir kitap bekliyorduk ki M.A.T. adlı son romanı ulaştı.

Açılımı şu şekilde:

"Münasebetsizleri Ayıklama Teşkilatı." Öncekiler gibi bir çırpıda okumam temennisiyle imzalayıp gönderdiği yeni kitabının hayırlı olmasını diliyorum. Matbaadan yeni çıkmış kitabın kokusu başkadır bilirsiniz.

Okumaya başlamadan önce evirip çevirdim, sağına soluna baktım, sayfalarını rüzgârladım.

Kapakta devasa bir gemi resmi bulunduğu ve arkada yer alan birkaç satırdaysa "Kader Gemisi"nden bahsedildiği için, olayın bir gemide geçtiğini şıp diye anladım.

Okumak için çalı çırpı aramak yerine, o kitaba uyacak bir mekân bulmam gerektiğini düşündüm.

Açıklarında yük gemilerinin demirlediği Samatya sahiline götürdü arabam beni.

*

Bir zamanlar sahil boyunca sıra sıra çay bahçeleri yer alırdı.

Hepsinin isimlerini bilir, garsonlarının çoğunu tanırdım.

Çay bahçeleri yıkıldıktan sonra nadiren uğrar olmuştum.

Allah'tan ki girdiğim cepte bir seyyar çaycı vardı.

Üç tekerlekli el arabasına camekân yaptırmış, içine bisküvi, çekirdek, çikolata vs. doldurmuş, gelen geçene satış yapıyor. Çay, kahve, ıhlamur hepsi var. Yanı başında büyükçe termos duruyor. Satışlar da iyi.

Termosun suyu bitince ne yaptığını, takviye gelip gelmediğini merak ettim ama sohbete zamanım yoktu, kitaba başlamam gerekiyordu.

*

İçimden geçen "Samatya Samatya, bulunmaz eşin..." melodisi eşliğinde kitaba başladım.

Filhakika okudum.

Bu cümle, kitabı benden önce okuyanlara bir tebessüm hediye edecektir sanıyorum.

Sonra okuyacaklara da bir sinyal olsun. Evvela arka kapağa bakmalı.

"Kader Gemisi zikzaklar çizerek kendi yolunu alırken, kimi yolcular yeni rotalar çizmek istediler. Hepimizin hayatta yaptığı gibi, hepimizin kendi kader çizgisini değiştirmek istediği gibi... Ama bu rota ne kadar değiştirilebilir, dahası ne kadar bilinebilir, ne kadar anlaşılabilir?

Karmaşık, çelişkili, anlaşılmaz ve karanlık bir olup bitenler toplamı değil midir o rotanın varlığı?

Münasebetsizleri Ayıklama Teşkilatı bir gerilim romanı. Ama gerilimin perde arkasında bireylerin kaderleriyle giriştiği o tuhaf ilişkiyi bulacaksınız. Ve bu olağandışı mekândaki ilişkilerin, hesapların bizim hayatımıza ne kadar benzediğini düşüneceksiniz.

Her şey bir komplo olabilir, dahası her komplo bir karşı komplo da olabilir Kader Gemisi'nde."

*

Yazarımız güzel fakat çok satmayacak bir kitap yazmış.

Okuması kolay, anlaması zor bir kitap. Kullanılan bütün semboller tanıdık olmasına rağmen, yazar da o tarafını kabul ediyor.

Haftalık dergisindeki röportajda Selin Ongun'a verdiği cevapla belirtiyor kitabın bu özelliğini:

"MAT hızlı okunan, ama alt metni nedeniyle okuru düşünmeye zorlayacak, biraz müstehzi, siyasi göndermelerle dolu ve edebi olma ilkesini ihmal etmeyen bir macera romanı."

Bu bakımdan bir "MAT'ı Okuma Kılavuzu"na ihtiyaç duyulabilir.

Ferhat Ünlü okurun biraz zihnini yormasını istiyor.

Ve diyor ki: "Zihnini zorlamak istemeyen kişi zaten oturup roman okumasın. Zihnini zorlamadan yapacağı başka şeyler var."

*

Kader Gemisi'nde insanlar üçe ayrılıyor:

Köleler, onurlu işçiler ve yönetenler. Korku üzerine kurulu bir yönetim anlayışı hâkim gemiye.

Gemideki gizli teşkilat, münasebetsizleri ayıklamak için çalışıyor.

Kader konusu üzerinde düşünmemizi isteyen yazar, bu alaycı romanıyla, Türkiye'nin dünü, bugünü ve yarını üzerine de kafa patlatıp, çaba sarf etmemiz gerektiğine vurgu yapıyor.

"Kader Gemisi, geçmişiyle yanlış ilişki kuran bir gemi ve rotası da yanlış. Yani ileriye, geleceğe de yanlış gidiyor. Bizler çok güçlü bir devlet geleneği olan, bir dönem dünyaya hakim olmuş bir medeniyetin mensuplarının torunlarıyız. Bu yüzden fazla heyecanlıyız. Diğer taraftan şu anki yetersizliklerimizin de farkındayız. Bu da bizi biraz kompleksli hale getiriyor."

Seçilen şahıs ve teşkilat isimleri de son derece sembolik, alaycı ve tabii isabetli.

*

Gemide geçen olayların, üç anlatıcının ağzından anlatıldığı romanda, üç farklı son bulunuyor.

Okura istediği sonu seçme fırsatı verilmiş.Yine de daha değişik düşünmek isteyenler, kendi kafasına göre bir son tasarlayabilir. Yazarın buna karşı çıkacağını sanmıyorum. Kitap bitmek üzereyken, denizde demirleyen gemi-ler sözleşmiş gibi bir anda ışıklarını yakmıştı. Belki bir anda değil, kısa aralıklarla da yakmışlardır ama bendeniz başımı kaldırdığım o anda fark ettim ışıklarını ve satırlar zor seçilir olmuştu. Seyyar çaycı, boşları toplamak için camı tıklatıyordu.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi