Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

	Fehmi KORU f.koru@yenisafak.com.tr

CHP lideri Deniz Baykal'ın hesabı hiç yanlış değil aslında: Bugünün Türkiyesi'nde bir partinin yalnızca 'sol' kesimden oy alarak iktidara ulaşması imkânsız; CHP'nin 'sağ'dan gelecek oylara da ihtiyacı var. Türkiye'de solun toplam oyu azalıyor, o toplam oydan CHP'nin nasibine düşen de; sağa doğru başlatılacak bir sempati taarruzu CHP'yi şimdikinden daha başarılı kılabilir...

Sorun hesabın yanlışlığında değil, yöntemde. Baykal ve CHP sağdan da oy almayı Ak Parti'yi kıyasıya eleştirerek gerçekleştirmek niyetinde; muhafazakâr sağın hassas olduğu konularda Ak Parti'ye yöneltilen eleştirilerle yetiniyor CHP. Oysa, Ak Parti'nin yıpranması doğrudan CHP'yi güçlü kılmaz; sağdan kaçacak oy, eğer kaçarsa, yine sağda bir partiye gidecektir. Kaldı ki, kamuoyu yoklamaları, Türk toplumunun Ak Parti'den henüz umudunu kesmediğini gösteriyor; buna karşılık CHP'ye destekte bir tereddüt yaşandığı da belli.

Geçenlerde, kıdemli bir politikacı, "Her ülkede iktidara alternatif aranır, bizim ülkemizde ise muhalefete alternatif aranıyor" diyordu. Rahşan Ecevit'in çıktığı politika turu CHP'ye alternatif arayışı olarak da görülebilir.

Benzer bir girişim Deniz Baykal tarafından başlatılsa başarılı olabilir mi? Baykal, yanına arkadaşlarını alsa, kapı kapı dolaşıp diğer partilerden Ak Parti'ye karşı kendilerine destek çıkılmasını istese sözgelimi? Onun başarı şansının da Rahşan Ecevit'ten farklı olması beklenmemeli. Bugünün CHP'si, dışında kalanlar bir tarafa, içinde yer alanlar için bile 'umut' olarak görülmüyor.

Tezat gibi görünse de bir gerçeği buraya kaydetmekte yarar var: CHP kıyasıya eleştirerek Ak Parti'yi sarsmaya çalışıyor, ama CHP'nin güçlenmesi Ak Parti'nin çıkarına... 3 Kasım 2002 seçiminde sandıktan iki partili bir Meclis tablosu çıkmıştı; Ak Parti gelecek yıl yapılacak seçimde de yine aynı tablonun çıkmasını tercih eder. Bu gerçek, CHP'yi Ak Parti'ye karşı muhalefetinden vazgeçirmez elbette, geçirmemeli de, ancak, CHP, kendisini büyütecek formül ararken Ak Parti ile çıkar ortaklığını da hesaplarına katsa iyi olur.

Kendisini büyütme ve iktidar adayı haline getirme yolunda CHP'nin sarılabileceği bir 'formül' ne olabilir?

Bu soruya cevap ararken yukarıdaki iki kabulü akılda tutmak gerekiyor: 1. CHP'nin büyümesi için sağ seçmenden de oy alabilmesi şarttır. 2. Sağ seçmenden oy almada CHP'nin çıkar müttefiği iktidardaki Ak Parti'dir. Bulunacak formül bu iki kabul üzerine oturmak zorunda.

Bu da bizi muhafazakâr ve milliyetçi sağın bir türlü çözüme kavuşturamadığı, kamuoyu yoklamalarında her dört kişiden üçünün "Artık çözülsün" dediği 'türban' sorununa götürüyor. CHP, sağdan oy almayı gerçekten önemsiyorsa, toplumu geren bu sorunun çözümünden yana tavır belirleyerek ilk adımı atabilir. Böyle bir adım, bazı kesimlerin, "Sağ partiler, kendilerine oy olarak geri dönen sorunu çözmekten yana değil" kuşkusunun gerçeklik payını da sınamaya yarayacaktır. CHP'nin bu yolda atacağı adıma, bakalım sağ partiler iki adımla mukabele edecekler mi?

Ak Parti sorunun çözümü için 'toplumsal mutabakat' gereğinden söz ediyor; herkes bunu "CHP'nin de çözümden yana tavır alması" olarak algılıyor. 'Toplumsal mutabakat' içinde yer almak, Deniz Baykal'ın CHP'sine başka hiçbir politik girişimin sağlamayacağı oyu getirebilir.

CHP gibi bir partinin 'türban' konusunda çözümden yana tavır alması elbette cesaret ister. Ancak, politika, 'körün bellediği değnek' kolaycılığıyla yapıldığında halkı heyecanlandırmada yetersiz kalıyor bizim gibi ülkelerde; halk daha çok cesareti mükâfatlandırıyor...

Deniz Baykal doğru yolda, bir de doğru formülü bulabilse...

Geri dön

Yazdır

Yukarı