|

Büyükşehir Anadolu insanının 'Araf'ı

TRT'de yayınlanan 'Yol Arkadaşı' programı için Anadolu yollarına düşen Nilgün Esin, şehirli insanın Anadolu insanından öğreneceği çok şey olduğunu düşünüyor. "Şehirli insan Anadolu'ya gitmeden Türkiye'yi tanıyamaz" diyen Esin'e göre Anadolu insanının şehirden öğreneceği hiçbir şey yok. Esin "Anadolu insanı kendisi için Araf olan şehirde bence yeni bir şey öğrenmiyor, hatta bildiklerini unutuyor" diye konuşuyor.

Arzu Akyol
00:00 - 24/03/2012 السبت
Güncelleme: 23:01 - 23/03/2012 الجمعة
Yeni Şafak
Büyükşehir Anadolu insanının 'Araf'ı
Büyükşehir Anadolu insanının 'Araf'ı

TRT'de yayınlanan Yol Arkadaşı programının sunucusu Nilgün Esin, 2002 yılından bu yana TRT'de 7 tane projede sunucu olarak görev aldı. Ama insanlar onu en çok 'Kahvehaneler' adlı programla tanıdı ve sevdi. Anadolu'da iller, ilçeler ve köyler de dahil olmak üzere 2 bin kahvehane dolaşan ve 5 bin röportaj yapan Nilgün Esin bunu şöyle açıklıyor: "Böyle bir proje daha önce hiçbir televizyon kanalında yapılmamıştı. Bir de bu kahvehane programını bir kadının yapması daha çok ilgi çekti. Düşünün insanlar televizyonu açıyor, bir kahvehane ortamı, İçerde bir genç kız 'Dayı selamün aleyküm' diyerek sohbete başlıyor. Bu ilginç geldi insanlara."


TRT'DE ERKEK SUNUCU KALMADI MI?

Nilgün Esin 'Kahvehaneler' programında başına gelen ilginç bir anısını da paylaşıyor bizimle: "Isparta'da bir kahvehaneye girdik. Sohbet ediyoruz. 80 küsur yaşlarında bir amca bizimle röportaj yapmayı kabul etmedi. Ama karşıdan bana nasıl kötü bakıyor inanamazsınız. Dedim ki birazdan gelecek ve beni buradan kovacak. Çekim bitti. Baktım usulca geldi, yanıma oturdu. “Böyle kız başına kahve kahve gezilir mi? Sen git nakış programı sun. TRT'nin erkek sunucusu mu bitmiş' dedi. Ama o kadar samimiydi ki kızman mümkün değil. O sitemin içinde koruma içgüdüsü var, sahiplenme duygusu var. Bu çok güzel bir anı benim için.”


5 HAFTADIR BİRİNCİ

Kahvehaneler programı bittikten sonra bu defa da 'Yol Arkadaşı' macerası düşürmüş onu Anadolu yollarına. Programda yine il il, ilçe ilçe, köy köy dolaşıp Anadolu'nun kadim geleneklerini ve güzel insanlarını ekranlara taşıyor. Bazen Kars'tan Hatay'a 12 tane cirit atıyla 22.5 saat yolculuk yapıyor, bazen de Artvin'de 200 tane boğayı uçurumun kenarından 2 bin rakımdan aşağı indiriyor. Program son 5 haftadır en çok izlenenler arasında birinci. En önemli özelliği ise son derece samimi olması. Bu işin sırrını da şöyle anlatıyor Nilgün Sevin: "Türkiye sadece büyükşehirlerden oluşmuyor. Bizim dışımızdaki hayatları taşıyoruz ekranlara. Bir de ortada çok iyi bir ekip var. Ben samimiyim, programı yaptığım insanlar samimi, ekip samimi. Dolayısıyla da ortaya böyle samimi bir iş çıkıyor ve bu da ekrana, oradan da seyirciye yansıyor."


O İNSANLARI ALLAYIP PULLAYIP, SOFRALAR KURDURMAYIN

Halihazırda ekranlarda Anadolu insanını allayıp pullayıp, ona sofralar kurduran gezi programlarına yönelik de ciddi eleştirileri olan Nilgün Esin şöyle devam ediyor: "O insanlara bu muameleyi yapmak haksızlık. Anadolu insanını çok incitmişler bu anlamda. 10-15 çeşit yemek yaptırıp, üstüne üstlük bir de otantik kıyafetler giydirip, sanki o insanlar her gün öyle geziyormuş gibi ekrana getirmek doğru değil. Zaten 3 kuruş gelirleri var. Bir de çekim ekibi için sofralar kuruyorlar. O insanların gerçek yaşamlarına dokunmayan formatlar bunlar. Bir de o insanlara acıyarak, tepeden bakmaya kimsenin hakkı yok. Biz bunu yapmıyoruz. O insanların gerçek hikayelerine, sevinçlerine, yaralarına dokunmak istiyoruz." Bugüne kadar 81 il, 300 ilçe ve köy dolaşan Nilgün Esin, "Artık 81 ilde başa döndük. Mesela Hakkari'ye 2 kere, Trabzon'a 5 kere, Van'a 3 kere gidildi. Ben bu işi Allah'ın bana bir lütfu olarak görüyorum. Hem çok iyi bir işin içindeyim hem de bu yaşta bütün Türkiye'yi köy köy dolaşma ve Anadolu insanını tanıma imkanı buldum. Düşünsenize patlıcana kırağı düşmesinin ne demek olduğunu gözünüzle görüyorsunuz" diyor.


BİR CÜMLEYLE BÜTÜN HAYATI ÖZETLER

Anadolu insanını tanımaktan çok mutlu Nilgün Esin. "Anadolu insanı inanılmaz. Ama o güzel insan ne zaman büyük şehre göç ediyor, işte o zaman Araf'ta kalıyor. O Anadolu kimliğini kaybediyor. Şehirli de olamıyor. Köydeki evine gittiğinizde varını yoğunu sizinle paylaşan o insanla, şehirde sohbet bile edemiyorsunuz. Şehre ait olmadığını düşünüyor ve kaybolup gidiyor" diyor. Şehirli insanın Anadolu insanından öğreneceği çok şey olduğunu vurgulayan Esin, "Anadolu'ya gitmediğimiz sürece Türkiye'yi tanıyamayız. Anadolu insanının ise şehir insanından öğreneceği hiçbir şey yok bence. Onlar herşeyi biliyor zaten. Bir cümleyle hayatı çok derin bir biçimde yorumlayabiliyorlar. Anadolu insanı kendisi için Araf olan şehirde bence yeni bir şey öğrenmek bir yana bildiklerini de unutuyor" diye konuşuyor.





٪d سنوات قبل