|

Dil Amerika'dan din İspanya'dan

Bugüne dek İspanya, Japonya ve Amerika'nın sömürgesinde yaşayan Filipinler bundan hiç gocunmayan insanlarla dolu. Hatta kendilerine medeniyet getirdiği için teşekkür ettikleri ülkenin hayranı olan Filipinliler dili Amerika'dan, dini de İspanya'dan almış

Aysel Yaşa
00:00 - 6/12/2010 Pazartesi
Güncelleme: 00:05 - 6/12/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
Dil Amerika'dan din İspanya'dan
Dil Amerika'dan din İspanya'dan

Oldukça yorucu, aç ve zor geçen Bangkok gezisinden sonra şimdiki durağımız yaklaşık 15 bin kilometre uzağımızdaki ada ülke Filipinler. Adını İspanya Kralı II. Philip'ten alan ülkeyi 1521'de Magellan keşfetmiş. Asya'nın tek Hristiyan ülkesi olan ve yedi bin adadan oluşan Filipinler'in başkenti Manila. Bir rivayete göre Manila ismi bölgeye gelen Arapların ayrılırken 'Fi emanillah' selamlarından kalmış. Manila birçok yönüyle İstanbul'a benzetiliyor. 17 milyon nüfuslu kentin en büyük problemi trafik ve hava. Şehirde yaşayanların çoğu kirli havadan ötürü bronşit hastası olmuş. Bu yüzden Manila sokaklarında bıldırcın yumurtası satan birçok satıcı bulunuyor. Bu satıcılar ayrıca ismine tuzda yumurta dedikleri ve içinde küçük civcivlerin bulunduğu yumurtaları da satıyor. Bu yiyeceği hemen hemen her sokak başında bulmak mümkün. Birçok yerli dilin konuşulduğu ülkede yaygın dil ise Tagalogca. Fakat halkın büyük bir çoğunluğu İngilizce konuşuyor. Filipinler'de nüfusun bir kısmı kendilerine tahsis edilen ve yabancıların girmesinin yasak olduğu özel sokaklarda bulunan villalarında, fakirler ise gökdelenlerin gölgesine kurdukları derme çatma barakalarında yaşıyor.


MANİLA'DA BOĞAZ'A KARŞI ÇAY

Filipinler'de tek mevsim var o da yaz. Nisan ayından sonra bunaltıcı sıcakların yaşandığı şehirde şimdilerde yerlilerin tabiriyle Pasifik'in kışı yaşanıyor. Sokaklar diğer aylara göre daha serin. İşin ilginç yanı ise burada eğitimini sürdüren Türkler de bu sıcağa alışmışlar. Öyle ki tatilde izne geldiklerinde temmuz ayında bile yorganla yattıklarını söylüyorlar. Burada yaşamak onlar için oldukça zor. Mesela Türk koleji Fountain İnternational School'un genel koordinatörü Ali Aydın bölgeye geleli iki yıl olmuş, fakat hâlâ sıcağa alışamamış. Manila'daki halkla iyi ilişkiler kuran Aydın, günün her saatinde kendisini ziyarete gelen Filipinliler'le ilgileniyor. Aydın'ın ziyaretçileri arasında bölgede yaşayan, eğitim gören Türkler de bulunuyor. Memleketlerine duydukları özlemi azaltmak için çalışan Aydın, Türk Kültür Merkezi'nin duvarına İstanbul Boğaz'ını ve köprüyü resmettirmiş. Buraya gelen Türkler Manila'da Boğaz'a karşı oturup, çaylarını yudumluyor. Filipinler'de iki tane Türk okulu bulunuyor. Biri Zambuanga'da diğeri ise Manila'da. Manila'daki okulun öğrencilerin çoğu yerli.

ÖĞLE YEMEĞİNİ ATLAMAK OLMAZ

Manila için canla başla çalışan isimlerden biri Vali Gia Gomez Esrada. Eskiden first lady olan Gia Gomez bölge halkının refahı için mücadele veriyor. Bölgedeki Türk okullarını da elinden geldiğince destekleyen Gomez “Manila'da yaşayan herkesin refahı bizden soruluyor. Ben elimden geldiğinde çalışıyorum. Fakat burada bulunan Türk kültür merkezi ve okulları da bana çok destek oluyor” şeklinde konuşuyor. Bölge insanı valileri gibi oldukça yardımsever. İngilizce öğrenmek için gidilmesi ideal ülkeler arasında olan Filipinler'de aç kalırım diyenler de üzülmesin. Yemeğe çok önem veren ülke insanı günde yaklaşık beş öğün yemek yiyor. Yemek saati onlar için çok önemli. Özellikle öğle yemeğinde çalışan insan bulmak çok zor. Taksiciler ancak çok fazla para verdiğiniz zaman öğle yemeğinden vazgeçebiliyor. Cumhuriyetle yönetilen Filipinler'de birçok kadın vali ve milletvekili bulunuyor. Hatta bir dönem devlet başkanı da kadınmış. Yani Filipinler de anaerkil bir yapıya sahip. Değişik dine mensup insanların anlaşmazlıkları ve maddi problemler yüzünden çok da güvenilir olmayan ülkede birçok alışveriş merkezi bulunuyor. Bu alışveriş merkezlerinde bölgeye özgü hediyelik eşyalar alabileceğiniz gibi, ucuza kaliteli ve orijinal inciler de bulmanız mümkün.

SÖMÜRGECİLERE MİNNETTARIZ

Filipinler yıllarca sömürge ülkesi olarak yaşamaktan hiç gocunmayan insanların yaşadığı bir yer. İspanyollardan dini, Amerikalılardan da dili alan bir Filipinli, tüm bunlar için o ülkelere müteşekkir. Tüm olumsuzluklara rağmen hayranlıklarından vazgeçmeyen üniversite hocalarına bunun nedenini sorduğumuzda şaşırtan bir cevap veriyorlar: 'Onların söyledikleri doğruydu fakat takındıkları tavırları yanlıştı'. Sırasıyla İspanya, Japonya ve Amerika sömürgesinde kalan ülkede Müslümanlar güneyde, Mindanao bölgesinde yaşıyor.

Mindanao'da milletvekili olan ve yakın tarihte babasının yerini alan Aliah Dimaporo, Filipinler'in geleceğinden oldukça umutlu. Annesi de milletvekili olan Aliah, 29 yaşında, eğitimini Amerika'da tamamlamış biri. Annesinin Hristiyanların yaşadığı bölgeyi, kendisinin de Müslümanların bölgesini temsil ettiğini söyleyen Aliah göreve yeni gelmesine rağmen birçok projenin hayata geçirilmesi için canla başla çalışıyor. Türk okullarındaki eğitim sistemini örnek aldığını belirten milletvekili sözlerine şöyle devam ediyor: “Devlet okullarının eğitimi yeterli değil, bu yüzden Türk kolejleri Filipinler için büyük şans. Türk okulları Mindanao'yu ve bütün Filipinler'i değiştirecek.”

FİLİPİNLER'E MEDRESE

Amerika'da, İslamiyet'i daha rahat yaşadığını belirten Aliah, Filipinler'e döndükten sonra büyük bir değişim yaşamış. New York'ta örtülüyken, topraklarına geri dönünce başını açmak zorunda kalan genç milletvekili “Burada başımı örtemiyorum çünkü insanlar tepki gösteriyor. Ama buna da alışacağım. Çünkü ben New York'u buradaki Müslümanları korumak için terk ettim” diyor. Önümüzdeki aylarda yeni projesi için harekete geçirecek olan Aliah'nın en büyük projesi okulla medreseyi birleştirmek ve medrese sistemini oturtmak.


Kaddafi istedi cami yapıldı

Müslümanların bir kısmı da Quiapo denilen bölgede yaşıyor. Müslümanların toplanma yeri olan Quiapo ayrıca tüm sedef ürünlerini ve deniz kabuklarını ucuza satın alabileceğiniz bir yer, fakat pek güvenli değil. Sizin yabancı olduğunuzu anlayanlar eşyalarınızı çalabiliyor. Ülkenin çoğu kirli işi bu bölgede dönüyor. Hırsızlık, uyuşturucu bunlardan sadece birkaçı. Cami etrafında dilenen birçok insan var. Türkiye'de 'Allah rızası için bir ekmek parası' sözü Filipinler'de 'Allah rızası için bir pirinç parası'na dönüşmüş. Çünkü bu ülkede de pirinç vazgeçilmez bir yemek. Aslında tüm bu kötülüklerin ötesinde Quiapo'nun güzel bir özelliği var. Burada Golden Mosque bulunuyor. Caminin ilginç bir yapım öyküsü var. Anlatılanlara göre 1984 yılında Filipinler'in diktatör cumhurbaşkanı Marquz, Libya Kralı Muammer Kaddafi'yi ülkesine davet eder. Fakat Kaddafi ülkede namaz kılabileceği bir cami olmadığı için davete icabet edemeyeceğini söyler. Kaddafi'yle arası iyi olan Devlet Başkanı Marquz 'Sen gel, ben senin için bir ibadethane yaptıracağım' der ve caminin inşasına başlanır. Kısa sürede tamamlanan Golden Mosque, bugün bölge Müslümanlarına hizmet veriyor. Mermer döşeli yerlerinde her daim uyuyan insanların bulunduğu caminin hiçbir yerinde halı bulunmuyor. Bu güzel cami nin çevresinde birçok medrese var.


HENÜZ 1 YAŞINDAYIM

Filipinler'in renkli simalarından biri olan Filipinler Genelkurmay Başkanı eski Yardımcısı General Ben Dolorfino. Geçtiğimiz günlerde doğum gününü kutlarken görevini de devreden Dolorfino “Ben henüz bir yaşındayım. Çünkü İslamiyet'la tanışalı bir yıl oldu” diyor. İslamiyet'in kendisine yansıtıldığı gibi olmadığını söyleyen Dolorfiono dinini değiştirmeden önce uzunca bir araştırma sürecinden geçmiş. “Bundan sonra insanların Müslüman olması için çalışacağım” diyen general şimdiden çalışmalara başlamış bile. Daha önce Türk koleji müdürü ve öğretmenleriyle İstanbul'a gelen Dolorfino ülkemizi çok beğenmiş. General İstanbul'la ilgili “İstanbul o kadar güzeldi ki büyülendim ve yemek yemeyi unuttum” cümlelerini kuruyor.


HİÇ ET GÖRMEDİM!

Manila'da bulunan Türk Kültür Merkezi ICAD ve Kimse Yok Mu Derneği'nin işbirliği içerisinde bu yıl 4000 aileye kurban dağıtımı yapıldı. Bölge valisi, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve diğer yetkililerin katılımıyla gerçekleşen kurban organizasyonunda ihtiyaç sahibi birçok insan sabah erkenden kuyruğa girdi. Küçük yavrusunun saçındaki bitleri temizleyen anne de, açlıktan ayakta duramayan yaşlı kadınlar da buradaydı. Bu kurban programında herkesin gözünü yaşartan bir anı ise hafızalardan hiç silinmedi. Ona et veren gençlere 'Bu getirdiğiniz ne evladım?' diyen yaşlı kadına 'Teyze biz sana et getirdik' diye cevap verdi gençler. Fakat ortada bir problem vardı, yaşlı kadın etin ne olduğunu bilmiyordu. Teyzenin genç-lere verdiği cevap ise vicdanları sızlatacak türdendi: 'Nereden bileyim, ben hayatımda hiç et görmedim ki'.


YARIN...
Singapur ve meşhur adaları

Yasaklar ülkesinde herkes huzurlu

Mustafa Center'da alışverişe yolculuk

Arap Street ve Sultan Camii


13 yıl önce