|

Aç kalmak ama nereye kadar...

Gazetelerde, televizyonlarda hep duyarız... İşte 130 kilodan 70'e düştü... Önce 120 idi, şimdi 55 kilo... Azmetti, başardı... Bu şekilde çok sayıda haber okumuşsunuzdur. Hele de siz kiloluysanız, 'Nasıl da başarmış' deyip hayıflanırsınız...

HIZLI DEĞİL DOĞRU DİYET - 1 / MEZİN TANRISEVEN
00:00 - 27/01/2010 Çarşamba
Güncelleme: 22:57 - 26/01/2010 Salı
Yeni Şafak
Aç kalmak ama  nereye kadar…
Aç kalmak ama nereye kadar…
'Tartı'yı takmayın kafaya, buyurun diyet soframıza…

Doktorlar ya da işin uzmanları eskiden büyüklerimize, üç beyazdan uzak duracaksın derlerdi. Neydi onlar; 'Tuz', 'Un' ve 'Şeker'... Bunlar, en temelde elimizin uzanmaması gereken besinlerdi. Eeee, tabi zaman değişti, her şey değişti... Şimdi biraz rahatsızlığı olanlara 3 değil, belki de 33 çeşit beyaz gıda yasak... Zaman değişti derken, yeni nesil doktorlar, kafaya üç T'yi takmayın diyor... Peki bunlar neler; 'Tütün', 'Tansiyon' ve 'Tartı'... Bu yazı dizisinde işte aslında kafaya takılmaması gereken, takıldıkça insanda strese yol açan 'Tartı'yı, bir diğer deyişle, 'Diyet'i ele alacağız. Ve sizlerle birlikte, konunun uzmanlarıyla birçok soruya cevap arayacağız. Diyet, hemen her insanın, kimi sağlık kimi güzellik kimi dış görünüm için yaptığı bir uygulama... Ama kimimiz doğru, kimimiz yanlış yapıyor... Biz burada doğru diyeti bulmaya, sizlere anlatmaya, zararlı olanları açıklamaya çalışacağız. Aç kalmayın ama yemekte aşırıya kaçmayın.... Haydi buyurun rejim soframıza...




* * *

Eğer bu satırları okuyorsanız siz de ya hafif kilolu ya da kilolarından kurtulmak isteyen birisiniz demektir. Şöyle bir geriye dönün ve hayatınıza bir bakın... Kendi başınıza kaç defa kilo verme girişiminiz olmuş, öyle değil mi?.. Birçok pazartesi, diyete başladınız, aç kaldınız, direndiniz, yemedeniz, o güzel tatlardan mahrum kaldınız... Bravo... Ama bir de ne gördünüz, hafta sonu gelmiş ve 'kendimi ödüllendireyim' deyip taarruza geçmişsinizdir... 'Aman fazla kaçırdım' deyip kısır döngü yeniden başlamıştır. Pazartesi başlangıç, hafta sonu bitiş çizgisi... Hiç kilo kaybı yok! O kadar aç kalmanıza rağmen, neden kilo veremediniz?.. Belki de uyguladığınız, 'Lahana çorbası diyeti', 'Yeşil çay', 'Diyet bandı', 'Akdeniz diyeti', 'Fransız diyeti' ya da 'Meyve diyeti' daha neler neler, bir işe yaramadı öyle değil mi? Peki bu böyle nereye kadar? Eğer gerçekten fazla kilonuz varsa ya da kilolarınız size bir sağlık problemi yaşatıyorsa artık bir diyetisyene başvurmanız gerekmez mi?

Diyet dediğimiz o sihirli sözcük; aslında kişinin sağlığını koruyabilmesi için gerekli olan beslenme düzenidir. Amerikan Kalp Cemiyeti; diyeti, kişinin beslenme alışkanlıkları ve tercihlerini dikkate alan bir beslenme planı sunulması şeklinde ele alıyor. Cemiyet, uzmanlar eşliğinde bir programa dahil olmanızı istiyor.


Gerçekçi zayıflama hedefleri koyun
  • Size, kalıcı bir diyet için haftada yarım kilo ile bir kilo arasında kayıptan fazlası vaat edilmemelidir. Kadınlar günde en az 1200 kalori, erkekler 1500 kalori almalıdır. Programa katılan herkes, sağlıklı kilosunu belirlemek için bir tıp profesyoneliyle birlikte çalışmalıdır.
    Başarı için beslenme eğitimi şart
  • Etkili kilo kaybı ve düşük kiloyu korumada başarı için programa katılan herkese ömür boyu sürecek sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak için gerekli donanım sunulmalıdır. Diyet programına katılanlar kişisel beslenme planları yapmak için aktif şekilde tıp profesyonelleriyle birlikte çalışmalıdır.
    Egzersiz olmadan bu iş olmaz
  • Katılımcıya kilo kaybı için kişiselleştirilmiş bir destek sunulmalıdır. Destek grupları özellikle faydalıdır.

    SIK SORULAN SORULAR

    Diyet yaparken, ne yiyeceğiz, ne kadar yiyeceğiz, yumurta mı, marul mu? Az piş mi çok piş mi? Bir tabak mı, yarım tabak mı? Kibrit boyutun aşabilir miyiz? 2 zeytin yerine niye 4 tane olmaz? gibi abuk subuk sorular insanın kafasına takılır kalır? Eğer bir uzmana gitmişsek hemen telefona sarılır ve aklımızı kurcalayan bu sorulara cevap ararız. Bu soruları bir kitap haline getirsek, belki de bin sayfayı bulur. İşte bunlardan bazıları ve uzmanların cevapları:


    Hangi yiyecekler kolestrolü düşürür?

    Lif bakımından zengin sebzeler, sözgelimi yulaf, fasulye ve soyalı besinler, kolesterolü düşürüyor. Bunlar, kandaki kolesterol miktarını dengeleyici özelliğe sahip bulunuyor. Kolesterolünüz yüksekse, özellikle az yağ içeren bir diyet yapmalısınız. Aldığınız yağ miktarını azaltmak için meyve ve sebze ağırlıklı öğünler yemelisiniz ve kırmızı eti azaltmalısınız. Ayrıca süt ve süt ürünlerinden de yağsız olanları tercih etmelisiniz.

    Yumurta kolesterol açısından kötü mü?

    Yumurta tüketiminde ölçülü olduğunuz sürece hayır. Yumurta, vücudunuz için gerekli olan protein, K vitamini, riboflavin ve selenyumu sağlamak için mükemmel bir kaynak. Yapılan araştırmalar, yumurta sarısının 213 mg kolestrol içeriyor olmasına karşın, haftada 2 adet yumurta yemenin kandaki kolesterol düzeyi üzerinde hiçbir olumsuz etkide bulunmadığını gösteriyor.

    Günde kaç kalori almalıyım?

    Öncelikle, dengeli bir beslenme programı uygulayarak vücudunuzdaki her yarım kilo için 10 kalori almalısınız. Buna, günlük aktivite durumunuza göre, 400-700 kalori daha eklemelisiniz. Sözgelimi 65 kiloda aktif bir kadının günlük alması gerekli kalori miktarı 2000 civarındadır ve bu kişinin, haftada bir kilo vermek istediğinde, günlük kalori miktarından 500 kalori daha az beslenmesi yeterlidir. Eğer siz daha kalıcı çözümler istiyorsanız, diyetiniz boyunca günlük kalori miktarından 250 kalori indirin ve 250 kaloriyi yaktıracak kadar da egzersiz yapın.

    Şeker şişmanlatır mı?

    Teknik olarak yağ içermediğinden, hayır. Şeker, saf karbonhidrattan oluşur ve biz bu ihtiyacımızı aynı şekilde ekmekten, meyvelerden de karşılayabiliriz. Ama tabii ki şeker kalori içerir. Bazı şekerli yiyecekler, sözgelimi kurabiyeler ve krakerler, aynı zamanda yağ da içerir. O halde, çok fazla şekerli gıda tüketimi kısa sürede yağ birikimleri olarak vücudumuzda yerini alacaktır.

    Ne kadar karbonhidrat o kadar egzersiz mi?

    Vücudumuzda glikojen olarak depolanan karbonhidratlar, kas gücünü artırmada son derece önemli rol oynar. Ayrıca, aşırı olmamak kaydıyla vücudumuzda depoladığımız yağlar da aynı etkiyi gösterir. Kas gelişiminde önemli rol oynayan glikojeni vücudunuza tedarik edebilmek için, egzersiz çalışmalarınız sonrası karbonhidrat içeren yiyeceklerden yemelisiniz. 90 dakikalık bir egzersiz sonrası, fırınlanmış patates, bir porsiyon meyve veya kepekli krakerler iyi birer seçim.

    Kahvede bulunan kafein kemiklerimi zayıflatır mı?

    Hayır. Çok aşırı miktarda kahve içmiyorsanız böyle bir durum söz konusu değil. Gene de kafeinin kemikleriniz üzerindeki zararlı etkilerinden endişe duyuyorsanız, kahvenizi sütle içmeyi deneyin.


    Günde 8 bardak su önemli mi?

    Vücudumuzda oluşan en temel kimyasal reaksiyonların tümü suya gereksinim duyar. Su; sindirimde, metabolizmanın düzenlenmesinde, vücut ısısının ayarlanmasında, kan basıncında ve fitness performansında direkt etkilidir.

    Açlığımı nasıl giderebilirim?

    Bunu tamamen geçiremezsiniz; fakat kendinize en zararsız biçimde üstesinden gelebilirsiniz. Dilediğiniz yiyecekten ufak miktarlarda yiyerek açlığınızı gidermeye çalışın.

    Metobolizma nasıl güçlenir?

    Eğer metabolizmanızı güçlendirmek istiyorsanız, ağırlık kaldırma egzersizleri sizin için çok yararlı olacaktır. Kaslarınızı zorlayarak kaldırdığınız her yarım kilo için günde 35 kalori yakabilirsiniz.

    Yemeyerek kilo verilir mi?

    Bu tarz girişimler son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Vücudunuz iki günden fazla aç kaldığında, karbonhidrat ve protein gibi en temel ihtiyaçlarını kaslardan karşılamaya kalkacaktır. Ayrıca büyük su kaybına da rastlanır. Bunun sonucu olarak da sağlık sorunları çıkacaktır.


    Izgaranın kansere yol açtığı doğru mu?

    Direkt olarak hayır; ama kanser riskini arttırdığı doğru. Biftek, tavuk gibi et yağları kömür üzerine düştüğünde çıkan dumanın kanserojen etkileri olduğu biliniyor. Yapılan çalışmalar, mangaldan önce etleri marine etmenin bu tehlikeyi azalttığını gösteriyor. Diğer bir sağlıklı yöntem de etleri önce mikro dalgada pişirip en son mangalda çevirerek servise sunmak.


    Şişmanlık psikolojiyi bozar

    Psikiyatrik hastanın klinik muayenesinde “görsel değerlendirme” önemli bir yer tutuyor. Hasta ile psikiyatristin ilk karşılaştığı an tedavinin başladığı andır. Psikiyatrist henüz daha konuşmaya başlamadan hastasının yürüyüşünü, el-kol hareketlerini, adımlarını, kafasını hareket ettirmesini, hastanın giysilerini, kişisel temizliğini, fiziksel görünümünü gözden geçirir. Buralardaki herhangi bir anormallik daha ilk anda bir hastalık için çağrışım yapabilir. Görsel değerlendirmede en önemli verilerden biri de hastanın görünümü ve genel sağlık durumudur (Kaplan H., Sadock B., New York University School of Medicine, 1995) Obezite psikolojik faktörler ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkili olabilir. Bu sebeple hastalık teşhisinde “Obezite” önemli bir ipucu vermektedir. Obezite ilgili son araştırmalar insan psikolojisinin rolü ve tedavisinde psikiyatrik yardımın önemine değinmektedirler. Tedaviye başlamadan önce “Kişi ne için yer?” sorusuna cevap araması psikolojik testlerden geçirilmesi yeni uygulamalardır. Obeziteye sebep olan psikolojik faktörler ve psikiyatrik hastalıklar Stres, gerilim, huzursuzluk, kaygı, depresyon, alkol kullanımı, evlilik sorunları sıralanabilir.



    YARIN:
  • Makarna kilo aldırmıyor...


  • 14 yıl önce